"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1482 E., 2023/514 K.
DAVA TARİHİ : 16.12.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/10 E., 2021/530 K.
Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından açılan boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli evden kovduğunu, sürekli darp ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarına davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir nafakasına, bir çift altın bilezik, 7 altın ve bir çift küpenin tarafına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili 20.03.2020 havale tarihli ıslah dilekçesi ile özetle; erkeğin sürekli şiddet ve hakarete maruz kaldığını, çocuğa karşı yardımda bulunmadığını, erkeğin ve ailesinin sürekli hakaret ettiğini, kadının ailesine hakaret ve küfür içeren mesajlar ve telefon görüşmeleriyle rahatsız ettiğini, ailesinin yanına göndermediğini, erkeğin kendisi veya aile fertlerinden biri olursa gitmesine izin verdiğini, sebepsiz yere ölümle tehdit ettiğini, ailesi ile birlikte yaşamaya zorladığını iddia ederek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, 500,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, 2 altın bilezik, 1 altın küpe, 4 tam altın ve beşi bir yerde (10 tam altına tekabül eden) karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının sebepsiz yere evi terk ettiğini, hamileliği nedeniyle yolculuğun tehlikeli olduğunu bilmesine rağmen ailesi ile birlikte gittiğini davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin bağımsız konut temin etmediği, tarafların erkeğin ailesiyle birlikte yaşadığı, böylelikle erkeğin evlilik birliğinden doğan yükümlülüğünü yerine getirmediği, bağırıp çağırıp hakaret ve küfür ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu; ziynet eşyasının rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu, evden ayrılırken de üzerinde götürmesinin mümkün olduğu, bunun sonucu olarak da normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulünün gerektiği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, kadın yararına 12.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, çocuk ve kadın yararına ayrı ayrı aylık 400,00'er TL tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakasına, kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın nafakalar ve tazminatların miktarları ile reddedilen ziynet alacağı yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü ve fer'îleri ile reddedilen ziynet alacağı yönünden lehlerine hükmedilen vekâlet ücretinin miktarı yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının ispatlanmış bir kusurunun olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede ve kusur belirlemesinde hata edilmediği, davanın kabulüne dair kararın doğru olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tarafların evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, paranın alım gücü, nafakanın niteliğine, ortak çocuğun ihtiyaçları, günün ekonomik koşullarına göre İlk Derece Mahkemesince kadın ve çocuk yararına takdir edilen tedbir, yoksulluk, iştirak nafakaları ile kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu, velâyete dair hükümlerin kesin hüküm oluşturmayıp değişen şart ve koşullara göre her zaman velâyetle ilgili dava açılabileceği, annenin çocuğa karşı olumsuz bir davranışının ispat edilemediği, çocuğun içinde bulunduğu yaş dönemi, çocuğun üstün yararı gereğince velâyetinin anneye verilmesine ilişkin kararın da doğru olduğu; ziynet eşyası davasının reddine dair kararda usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı; ziynet alacağı davası nedeniyle hükmolunan vekâlet ücreti miktarı doğru hesaplandığı gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine, 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a ) bendi uyarınca ziynet alacağı yönünden kesin olarak karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara rağmen tazminat miktarlarının düşük olduğunu, kadın ve çocuğun ihtiyaçları dikkate alındığında nafaka miktarlarının az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat ve nafaka miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın yararına takdir edilen tazminatlar ile kadın ve çocuklar yararına takdir edilen nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi,169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin aşağıdaki (2) numaralı paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî tazminat yönünden KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının maddî tazminat miktarı yönünden BOZULMASINA,
3. Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.03.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.