"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1549 E., 2023/446 K.
DAVA TARİHİ : 23.09.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/539 E., 2022/146 K.
Taraflar arasındaki davacı erkek vekili tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının , erkeğin yengesine ait telefon ile başka erkeklerle görüştüğünü tespit ettiğini, sonrasında eşinin sosyal medyada tanıştığı kişiler olduğunu itiraf ettiğini ve sosyal medyada arkadaş olduklarını, eşini bir daha bu şekilde konuşmalar yapmaması hususunda uyardığını, belli bir süre sonra yine aynı davranışları tekrarladığını, bu defa da ortak çocukları İ.'in telefonunda yine aynı şekilde erkeklerle görüştüğünü, eşinin bu davranışı nedeniyle aralarındaki sevgi ve saygı bağlarının koptuğunu, eşine olan güven duygusunu kaybettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin ve ailesinin kadına şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, darp nedeniyle rapor aldığını, eşini umursamayıp sürekli İstanbul'a gezmelere gittiğini, gününü gün etiğini, evlilik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, iki yıldan fazla süredir de Pütürge İlçesinde yaşadığını, eşini ve çocuklarını görmeye gelmediğini, evlilikleri süresinde tarafların erkeğin ailesiyle yaşadıklarını, kadının bir köle gibi onlara hizmet ettiğini, başka erkeklerle konuşuyor şeklinde iftira attığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davanın reddine, velâyetin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE-TÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile gerekçesi ile, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın yararna aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, velâyeti kendisine verilmeyen davacı baba ile artak çocuklar arasında her ayın 2. ve 4. haftası Pazar günü saat 10.00'dan aynı gün saat 17.00'a kadar, dini bayramların 2. Günü saat 10.00'dan Aynı gün saat 17.00'a kadar karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile velâyet ve kişisel ilişki yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle;kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, yoksulluk nafaka koşullarının oluştuğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece, erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, kadının ise tanımadığı başka erkeklerle görüştüğü ve güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği, erkeğin Mahkemece tespit edilen kusurlu eylemlerinin nitelik ve ağırlığı ile fiziksel şiddetin süreklilik arz eder nitelikte olduğu dikkate alındığında, boşanmaya neden olan olaylarda davacı erkeğin ağır kusurlu, davalı kadın ise hafif kusurlu olduğunun kabulünün gerektiği; davalı kadının hafif kusurlu olduğu, çalışmadığı, sürekli ve düzenli gelir getiren bir işinin olmadığı, boşanma ile yoksulluğa düşeceği ve yararına 4721 sayılı Kanun’un 175 inci madde koşullarının oluştuğu; çocukların içinde bulundukları yaş dönemleri, çocukların yüksek yararı, sosyal inceleme raporunda yapılan tespitler dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesince çocuklarla ebeveyn arasında tesis edilen kişisel ilişki yeterli olmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına talep (03.11.2020) tarihinden itibaren aylık 300,00 TL tedbir nafakasına (infazda tekerrür oluşturmayacak şekilde), kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten bir yıl sonra başlamak kaydıyla her yıl yıllık ÜFE oranında artırılmasına, velâyeti davalı anneye verilen çocuklar ile davacı baba arasında, her ayın 1 ve 3. hafta sonu cumartesi günleri saat 10.00'dan pazar günü saat 17.00'a kadar, dini bayramların 2. günü saat 10.00'dan 3. günü saat 17.00'a kadar, Ocak-Şubat dönemi sömestr tatili ilk pazartesi günü saat 10.00'dan takip eden pazar günü saat 17.00'a kadar, her yıl 1 Temmuz günü saat 10.00'dan 31 Temmuz günü saat 17.00'a kadar, babalar günü saat 10.00'dan 17.00'a kadar kişisel ilişki kurulmasına; tarafların diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına yoksulluk ve tedbir nafaka koşullarının oluşmadığını, vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, velâyetin babaya verilmesi gerektiği ile kişisel ilişki süresinin az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, velâyet ve kişisel ilişki süresi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin çocukların yüksek yararına uygun olup olmadığı ile temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın ileri sürülen olaylar gözetildiğinde kişisel ilişki süresinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi, 324 üncü maddesi ve 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkeğin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Kişisel ilişki düzenlenirken, çocuğun üstün yararının yanında analık ve babalık duygularının tatmin edilmesine ve geliştirilmesine de özen gösterilmelidir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile sosyal ekonomik durum araştırma tutunağından davacı erkeğin, anne ve babası ile yaşadığının anlaşıldığı, düzenlenen sosyal inceleme raporunda da çocuğun dedeye karşı yaşadığı bir takım olaylar nedeniyle tepkili olduğu hususunun belirtildiği de dikkate alındığında kişisel ilişki sürenini uzun olup, çocuğun bedeni ve fikri gelişmesine engel olacağı gibi üstün yararına da aykırıdır. Kişisel ilişkinin değişen koşullara göre yeniden düzenlenmesinin her zaman istenebileceği hususunun da gözetilerek baba ile ortak çocuk arasında daha uygun sürelerde kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kişisel ilişki düzenlemesi kamu düzenini de ilgilendirdiğinden temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın bozulması gerekmiştir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine,
2.Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin olarak temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re'sen yapılan inceleme sonucunda; kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin 4. maddesinin (a) bendinin çıkarılarak yerine "Velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında her ayın birinci ve üçüncü haftası pazar günü sabah saat 10.00'dan akşam saat 17.00'a kadar, dini bayramların ikinci günü sabah saat 10.00'dan üçüncü günü akşam saat 17.00'a kadar, kadar kişisel ilişki kurulmasına” ibaresinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.