Logo

2. Hukuk Dairesi2023/557 E. 2024/1925 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Murisin edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan alacak davasında, uyuşmazlık konusu taşınmazların edinilmiş mal olup olmadığı ve kişisel mal savunmasının ispatı noktasında toplanmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Kişisel mal olduğu iddia edilen taşınmazın satış bedeli ile edinilmiş mal olduğu iddia edilen taşınmazların alım bedellerinin karşılaştırılması ve aradaki farkın tespiti yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1439 E., 2022/1479 K.

DAVA TARİHİ : 16.03.2018

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Düzce 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/155 E., 2021/198 K.

Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin eşi Hasan'ın vefat ettiğini, mirasçı olarak müvekkili ve davalıların kaldığını, muris adına evlilik birliği içinde alınan 114 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ile 102 ada 16 parsel 2 nolu bağımsız bölümün edinilmiş mal olduğunu, müvekkilinin katılma alacağı olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL katılma alacağın faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde; müvekkilinin katılma alacağı hakkından vazgeçmediğini, müvekkilinin yaşlı ve bakıma muhtaç olduğunu, okuma yazmasının da olmadığını, taşınmazlardan birindeki hissesini davalılardan ...'ye ölene kadar bakma akdi ile devrettiğini sanırken satış yoluyla devrettiğini öğrendiği, işbu işlemle ilgili tapu iptal ve tescil davası açtığını beyan etmiştir.

3. Davacı vekili 06.11.2020 tarihli dilekçesinde; bilirkişi raporu doğrultusunda talep miktarını yükselterek davalıla.... ve..'nin her birinden ayrı ayrı 32.668,12 TL ve davalılar Şenay T., Tuncay B., Oğuz B. ve Emrah B.'nin her birinden ayrı ayrı 8.167,03 TL olmak üzere toplam 228.676,84 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalılar ..., vekili cevap dilekçesinde; taşınmazların intikallerinin yapıldığını, davacının taşınmazlardan birindeki miras hissesini sattığını, tereke paylaşımının yapılarak zımni olarak katılma alacağından vazgeçtiğini, taşınmazların murisin kişisel malı olduğunu, murisin kişisel malı olan bir taşınmazı satarak tasfiye konusu taşınmazları satın aldığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.

2. Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 111 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 24.06.2002 tarihinde, 102 ada 16 parsel 2 nolu bağımsız bölümün 11.08.2004 tarihinde muris Hasan adına satış yoluyla tescil edildiği, muris Hasan'ın vefatıyla 08.07.2015 tarihinde mirasçılarına intikal ettiği, 111 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki hissesini davacının 09.06.2017 tarihinde devrettiği; zamanaşımın dolmadığı; katılma alacağı ve terekeden kaynaklanan hakların aynı olmayıp ayrı ayrı talep edilebileceği, miras hakkının yasal mal rejimi tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağından bağımsız olarak talep edilebileceği, mirastan feragat ve mirasın reddinin dahi katılma alacağı bakımından feragat anlamına gelmeyeceği, davacının edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan alacak hakkından vazgeçtiğine dair dosyada somut bir beyanı da olmadığı, davacının katılma alacağına yönelik talebi hakkında davanın esasının incelenmesi gerektiği; zira murisin dava dışı 1004 ada 10 parsel sayılı taşınmazın muris adına 1974 tarihinde tescil edildiği, murisin dava dışı taşınmazı 31.07.2001 tarihinde toplam 35.000,00 TL'ye sattığı, dinlenen tanık beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde; özellikle görgüye dayalı bilgisi olan tanık Mehmet Ş. Ve Zekiye B.'nin beyanlarına göre; dava dışı taşınmazın satılarak tasfiye konusu taşınmazları satın alındığı, dava dışı taşınmazın satış bedelinin tasfiye konusu taşınmazların edinme bedelini karşıladığı, tasfiye konusu taşınmazların murisin kişisel malı olduğu gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tasfiye konusu taşınmazların edinilmiş mal olduğunu, dava dışı taşınmazın murisin babasından kalan fındık bahçesinin geliri ile alınmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca murisin babasından taşınmaz kaldığına dair delil bulunmadığını, kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mal olduğunu, dava dışı taşınmazın da evlilik birliği içinde muris ile müvekkilinin birlikte edindiği taşınmaz olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; tasfiye konusu taşınmazların edinilmiş mal olduğunu, dava dışı taşınmazın murisin babasından kalan fındık bahçesinin geliri ile alınmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca murisin babasından taşınmaz kaldığına dair delil bulunmadığını, kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mal olduğunu, dava dışı taşınmazın da evlilik birliği içinde muris ile müvekkilinin birlikte edindiği taşınmaz olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kişisel mal savunması ve ispatı noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin birinci, 226 ncı maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı kadın vekilinin asıl dava yönünden temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 4721 sayılı Kanun'un 219 uncu maddesinde edinilmiş mallar, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleri olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanun'un 220 nci maddesinde de kişisel mallar sayılmış olup düzenlemeye göre, eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşyalar, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, manevi tazminat alacakları ve kişisel mallar yerine geçen değerler kişisel maldır.

3. 4721 sayılı Kanun’un 222 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. 4721 sayılı Kanun'un 222 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca da, bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş maldır.

4. Ayrıca, ispat yükü 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” ve 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesinde de, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir” şeklinde düzenlenmiştir.

5. Yukarıda açıklanan kanuni düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede somut olayda; Mahkemece, tasfiyeye konu taşınmazların edinilmesinde murisin kişisel malının kullanıldığının kabulü yerinde ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Şöyle ki, dava dışı taşınmazın satış tarihindeki değeri ve tasfiye konusu taşınmazların edinme tarihindeki değeri belirlenmeden, diğer bir deyişle dava dışı taşınmazın satışından elde edilen paranın tasfiye konusu taşınmazların edinme bedelinin tamamını karşılayıp karşılamadığı belirlenmeden, sadece tanık beyanlarına göre dava dışı taşınmazın satışından elde edilen paranın tasfiye konusu taşınmazların edinme bedelini karşıladığı kabul edilerek karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, öncelikle dava dışı taşınmazın devir tarihindeki değeri ile tasfiye konusu taşınmazların edinme tarihindeki değerlerinin belirlenerek dava dışı taşınmazın satışından elde edilen paranın tasfiye konusu taşınmazların edinme bedelinin tamamını karşılayıp karşılamadığı belirlenmesi, sonucuna göre dava dışı taşınmazın satışından elde edilen paranın tasfiye konusu taşınmazların edinme bedelinin tamamını karşılamaması halinde bakiye kısmın aksi iddia ve ispat edilemediğinden edinilmiş maldan karşılandığı kabul edilerek artık değere katılma alacağının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

3.Davacı vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.