Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5609 E. 2024/3957 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranları, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddi manevi tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranları nazara alınarak takdir edilen yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarının düşük olduğu ve hakkaniyete uygun olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ile maddi-manevi tazminat miktarları yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/879 E., 2023/908 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/426 E., 2023/9 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin epilepsi hastalığını evlenmeden önce söylemediğini, evlilikten 8 gün sonra atak geçirince söylemek zorunda kaldığını, erkeğin kullandığı ilaçların ağır ilaçlar olduğunu, evlilik süresince bir iyi bir kötü davrandığını, çok basit şeyleri büyütüp dakikalarca aynı olay için söylendiğini,bu nedenle erkeğin bipolar bozukluk hastalığının olabileceğini düşündürdüğünü, tarafların çocuğunun olması helinde çocuğun da bu hastalıktan etkilenebileceğini, erkeğin ataklar geçirmesine rağmen tedavi olmaktan kaçındığını, erkeğin annesinin de erkeğin hastalığını normal karşıladığını, erkeğin ataklardan sonra evde kimse olmadığı halde içeride teyzesi ve kuzeninin olduğunu söyleyerek onlarla konuşmaya çalıştığını, evde kimsenin olmadığını söyleyince kadına kızdığını, bir atak sonrası kadına babasını neden aradığını sorduğunu, kadının kimseyi aramadığını, geceleri atak geçirdiğinde kadının sırtına beline vurduğunu, saçını çektiğini, erkeğin ailesinin durumu geçiştirdiğini, erkeğin annesinin kadına "eseriklisin" diyerek hakaret ettiğini, kadın babasının evine geldikten sonra da herkese kadının psikolojik sorunları olduğunu ve bu nedenle ayrıldıklarını söylediğini, erkeğin velilik süresince kadın ile ilgilenmediğini, kadın ile diyalog kurmadığını, evlilik öncesinde erkeğin ailesinin erkeğin adına sarraf dükkanı açacaklarını söylediklerini ancak bu dükkanı erkeğin annesinin üzerine açtıklarını, kadının mehir alacağının ödenmesi gerektiğini, erkeğin kadınla yaptığı tüm yazışmaları kardeşine göndererek kadını alay konusu yaptığını, erkeğin annesinin evlilik öncesi kadının erkek ile birlikte olduğu yönünden söylentiler yaydığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının evliliğin üçüncü ayında ortada bir sebep yokken evi terk ettiğini, erkeğe konulmuş bir teşhisin bulunmadığını, erkeğin daha önceden yaşadığı maddî ve manevî sıkıntılar nedeniyle gittiği doktorlar tarafından önerilen ve kadının da bahsettiği hastalıklar için de kullanılan ilaçları kullanmaya başladığını, bu ilaçların dönemsel sıkıntının giderilmesi amacıyla kullanıldığını, kadının sürekli kendi gelinleri ile rekabet içinde olduğunu, ona ne alındıysa kendisine de aynısının alınmasını istediğini, bir türlü memnun olmadığını, erkeğe ve ailesine soğuk ve mesafeli davrandığını, gereksiz kıskançlık yaptığını, özel günlerde sürekli altın istediğini, kadının başkası ile nişanlılık yaptığından bahsettiğini ancak bunun dışında başka birisi ile de kına gecesinde ayrıldığından hiç bahsetmediğini, erkeğin şizofren olduğuna dair söylenti yaydığını, evliliğin tüm mahremiyetini yakın çevresi ile paylaştığını belirterek karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin epilepsi hastalığının olduğu, bu rahatsızlığı evlenirken kadından gizlediği, tedaviyi kabul etmediği, eşine karşı ilgisiz olduğu ve birlikte vakit geçirmek istemediği, kız kardeşi ile kadın hakkında ona yönelik hakaret içeren konuşmalar yaptığı ve mahremiyet yükümlülüğünü ihlal ettiği, ayrıldıktan sonra ailesinin kadın hakkında eserikli olduğu, aklının yetmediği, psikolojik rahatsızlığı olduğu ve evlenmeden önce tarafların cinsel ilişkiye girdikleri yönünde söylentiler çıkardığı ve erkeğin bu duruma müdahale etmediği; kadının ise erkeğin ailesine soğuk davrandığı, kendi gelinleri ile kendini kıyaslayarak ona alınanların kendisine de alınması yönünde eşinden talepte bulunduğu, evlenmeden önce nişanlandığını ve nişanın bozulduğunu gizlediği, mevcut kusur durumuna göre erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir ve 15.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının kişisel eşyanın iadesine ilişkin talebi yönünden usulüne uygun açılmış dava olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kusurunun bulunmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, karşı davanın kabulünün haksız olduğunu, hükmedilen tazminatların miktarının düşük olduğunu, erkeğin ekonomik durumuna göre hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarının çok düşük kaldığını belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir, yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın gerekçesinin açık olmadığını, erkeğin ağır kusurlu olduğuna ilişkin tespitin hatalı olduğunu, kadının iddialarını ispatlayamadığını, kadının tanıklarının duyuma dayalı beyanda bulunduklarını, erkeğin kusurunun bulunmadığını, hükmedilen nafaka ve tazminatların kaldırılması gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar, reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre ve kusur durumları değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kadın yararına 25.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir, yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar, reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü ile kadın yararına tazminat ve nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3.Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

3.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.