"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin 29.07.2016 tarihli tavzih talebi üzerine, Mahkemece 13.12.2016 tarihli ek karar ile tavzih talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilinin 04.11.2021 tarihli tavzih talebi üzerine, Mahkemece 02.12.2021 tarihli ek karar ile tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
02.12.2021 tarihli ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin çalışarak ve düğünde takılan takıları ile malların edinilmesine katkısı olduğunu belirterek dava dilekçesinde belirtilen malların tasfiyesiyle, malların paylaştırılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, zamanaşımının dolduğunu, kesin hüküm bulunduğunu ve davacının katkısının olmadığını, tamamının müvekkilinin kazancı ile edinildiğini, evin ve aracın boşanma dava tarihinden sonra edinildiğini, banka hesabında parası olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 29.05.2013 tarihli ve 2011/99 Esas, 2013/208 Karar sayılı kararı ile, 248 ada 12 parsel sayılı taşınmaz yönünden 35.462,27 TL, 147 ada 212,241,230 parsel sayılı taşınmazlar yönünden 77.161,90 TL olmak üzere toplam 112.624,17 TL alacağın tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 07.05.2015 tarihli ve 2015/6784 Esas, 2015/10319 Karar sayılı ilamı ile, 954 parsel (ifrazla 147 ada 212,230 ve 241 parsel) sayılı taşınmazın mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği, davacının edinme tarihinden önceki çalışmasının düzenli ve sürekli olup olmadığı ve aldığı ücretlerin araştırılması, çalışması mevcut olup gelirinin tam ve kesin belirlenememesi halinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesi uyarınca hakkaniyete uygun belirlenecek katkı payı oranına göre katkı payı alacağının belirlenmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1. Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, 147 ada 212, 230 ve 241 parsel nolu taşınmazlar yönünden 146.831,00 TL katkı payı alacağının tahsiline, 248 ada 12 parselde sayılı taşınmaz yönünden önceki Mahkeme hükmü ile kesinleşmiş olduğundan bu taşınmaz hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
2. Davacının 29.07.2016 tarihli tavzih talebi üzerine, Mahkemece 13.12.2016 tarihli ek karar ile, davacı vekilinin tavzih talebinin kabulüyle, Mahkemenin 05.04.2016 tarihli ve 2015/138 Esas, 2016/132 Karar sayılı ilamın hüküm kısmının 1. Numaralı bendinin ... ili, ... ilçesi, ... köyü 147 ada 212 parsel nolu taşınmaz için 60.419,00TL katkı payı alacağı; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 147 ada 230 parsel nolu taşınmaz için 60.230,00TL katkı payı alacağı; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 147 ada 241 parsel nolu taşınmaz için 26.182,00TL katkı payı alacağı olmak üzere toplam 146.831,00 TL katkı payı alacağının davalı tarafından davacıya ödenmesine şeklinde tavzihine karar verilmiştir.
3. Davacının 04.11.2021 tarihli tavzih talebi üzerine, Mahkemece 02.12.2021 tarihli ek karar ile, bozma öncesi 29.05.2013 tarihli kararda 248 ada 12 parselde kayıtlı taşınmazdan kaynaklanan 35.462,27 TL katılma alacağına dair herhangi bir hüküm kurulmadığı, bozma sonrası yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla kararın gerekçe kısmında bahsedildiği ancak hüküm kısmında Burdur ili, Tefenni ilçesi, ... Mahallesi ... mevkii 248 ada 12 parseldeki taşınmazda davacının 35.462,27 TL katılma alacağı hakkı olduğu önceki mahkeme hükmü ile kesinleşmiş olduğundan bu taşınmaz hakkında karar verilmesine yer olmadığına, şeklinde karar verildiği gerekçesiyle tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen 02.12.2021 tarihli ek kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, bozma öncesi verilen kararda 248 ada 12 parsel ve 954 parsel (ifrazla 147 ada 212,230 ve 241 parsel) sayılı taşınmazlar yönünden toplam 112.624,37 TL alacağın tahsiline karar verildiği, bozma kapsamı dışında kalan 248 ada 12 parsel sayılı taşınmaz yönünden hükmedilen 35.462,27 TL alacağın kesinleştiği ancak bozma öncesi kararda her bir taşınmaz için kabul edilen alacak miktarı ayrı ayrı hüküm kurulmadığı için açık, kesin ve infaza elverişli hüküm bulunmadığından tavzih talebinde bulunulduğu, tavzih talebinin reddedilmesinin hatalı olduğu ileri sürerek ek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tavzih kararına yöneliktir. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 305 ve 306 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen 02.12.2021 tarihli ek karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Mahkemenin 02.12.2021 tarihli ek kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
İşbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.