Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5628 E. 2024/4306 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti ve aile konutunun tahsisi konularında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile gerekçeleri dikkate alındığında usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/3105 E., 2023/862 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/233 E., 2021/389 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, en büyük çocukları olan ...'ın engelli olduğunu, 2019 yılı Ağustos ayında intihara teşebbüs ettiğini, davalının bu süreçte vekil eden ve çocuklarının yanında olmadığını, hastaneye ziyarete dahi gelmediğini, davalının evlilikleri boyunca çocuklarıyla bir baba gibi ilgilenmediğini ve çocuklarına şiddet uyguladığını, ailesiyle görüşmesine engel olduğunu ileri sürerek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, velâyetinin müvekkiline tevdiine, her çocuk için aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak, müvekkil için 1.000,00 TL aylık tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların ÜFE oranında artırılmasına, faiziyle 100.000,00 TL maddî ve 70.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddia ettiği hususların gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin engelli çocuğun hastalığının tedavisi için Türkiye'nin birçok iline götürdüğünü, kadının gerek müvekkille, gerek komşularla, gerekse de ailesi ile sürekli tartışmaya girerek huzur bozduğunu, psikolojik sıkıntıları sebebiyle yatılı tedavi gördüğünü, ilaçlarını düzenli kullanmadığını, çocukların bakımı ve birlik görevleri ile ilgilenmediğini, müvekkilline karşı küçük düşürücü hareketlerde bulunduğunu, müvekkilini tehdit ettiğini, sosyal medya üzerinden bir kısım erkeklerle ahlak dışı konuşmalar yaptığını, bunun üzerine 18.07.2019 tarihinde müvekkilinin evi terk ettiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeniyle tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Alanya 1. Aile Mahkemesinin 2016/9 E., 2016/283 K. ve 2016/370 E., 2016/662 K. sayılı dosyalarında davacı-karşı davalı kadının boşanma davası açtığı, bu davaların her ikisinin de feragat sebebiyle reddine karar verildiği, feragat sebebiyle ret kararından sonra tarafların birlikte yaşamaya devam ettiği, ancak davalı-karşı davacı erkeğin devam eden süreçte davacı-karşı davalı kadına, ortak çocuklara baskı ve fiziksel şiddet uyguladığı, davacı-karşı davalı kadını ve ortak çocukları kadının ailesiyle görüştürmediği, kadını tehdit ettiği, davacı karşı davalı kadının ise birlik görevlerini yerine getirmediği, evlilik birliği içerisinde kendisine ait sosyal medya hesabından başka erkeklerle mesajlaşarak güven sarsıcı davranışta bulunduğu, tarafların sürekli tartışma halinde oldukları, tarafların evlilik birliğinin kendilerine yüklediği sorumlukları gereği gibi yerine getirmedikleri, tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına,

kadının maddî-manevî tazminat talepleri ile erkeğin manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, sosyal inceleme raporu, çocukların yaşı ve tarafların ayrılık sürecinde çocukların anne yanında kalması, çocukların velâyete esas beyanları dikkate alınarak velâyetin anneye tevdiine, çocuklar yararına aylık 500.00'er TL iştirak nafakasına, kadın ev hanımı, erkek polis memuru olup kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın yararına aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; delillerinin toplanmadığını, toplanan delillerin de yanlış yorumlandığını ileri sürerek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka miktarları yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, erkeğin reddedilen manevî tazminat talebi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ve aile konutu tahsis kararı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince tespit edilen kusurlara göre erkeğin kadına göre daha ağır kusurlu olduğu, bu sebeple kadının tazminat taleplerinin kabulü gerektiği, ortak çocuk ...'nın istinaf aşamasında reşit olduğu görülmekle, ... yararına hükmedilen ve 18 yaşın ikmaline kadar devam edecek tedbir nafakasının miktarının yeterli olduğu ancak ... için hükmedilen iştirak nafakasının az olduğu gerekçesiyle kadının kusur tespiti, çocuk ... yararına hükmedilen iştirak nafakası ve kendi tazminat taleplerinin reddine ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile 40.000.00 TL maddî, 40.000.00 TL manevî tazminata, ortak çocuk ... yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın ÜFE oranında artırılmasına, erkeğin tüm; kadının sair istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu, kadının kısıtlanması gereken bir kişi olduğunu, iddiaların asılsız olduğunu, kabul etmemekle birlikte affedildiğini ileri sürerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, erkeğin reddedilen manevî tazminat talebi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ve tazminatlar ve aile konutu tahsis kararı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanmaya neden olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, buna bağlı olarak kadının davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına takdir edilen tazminat ve nafakalar ile miktarlarının, erkeğin manevî tazminat talebinin reddinin isabetli olup olmadığı, velâyet düzenlemesi ile aile konutunun kadına tahsisi yönünden verilen kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci, 182 inci, 330 uncu, 331 inci ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.