"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1063 E., 2022/1388 K.
KARAR : Kısmen kabul kısmen ret - Ek karar: Hükmün tashihine
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil mümkün olmaması halinde katkı payı ve katılma alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili ve katılma yoluyla davacı kadın vekili tarafından tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin evlilik süresince çalışarak gelir elde ettiğini, davalının evlendikleri sırada öğrenci olduğunu, daha sonra askere gittiğini, müvekkilinin ziynetlerinin bir kısmı ve birikimleri ile davalı adına büro açıldığını, kalan ziynetleri ile de araba alındığını, müvekkilinin PTT'den emekli olduğunu, davalı adına olan taşınmazlarda müvekkilinin en az yarı oranında katkısı bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalı adına kayıtlı bulunan taşınmazlardan 2002 yılından sonra edinilen 10023 ada 1 parsel sayılı dubleks ev ile 1182 ada 35 parsel sayılı apartman dairesinin edinilmiş mallara katılma ile ilgili mal rejimine göre paylaştırılmasını, en az yarı hissesinin müvekkil adına tescilini, bu mümkün olmadığında bedelinin tazminini; 2002 yılından önce davalı adına evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazlardan 525 parsel sayılı tarla, 723 parsel sayılı taşınmaz ile ... Mahallesinde bulunan 10 nolu dairenin yarı hissesinin müvekkili adına tescilini, bu mümkün olmadığı takdirde de dava tarihindeki değerlerinin tespit edilerek bulunacak miktarın yarı oranındaki bedelinin müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili 05.05.2017 tarihli dilekçesinde; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 2002 öncesi evlilik birliği içerisinde edinilen 5294 ada 14 parsel 5 nolu bağımsız bölüm için 109.866,00 TL, 723 parsel sayılı taşınmaz için 67.617,00 TL, 525 parsel sayılı taşınmaz için 206.206,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini; 2002 sonrası evlilik birliği içinde edinilen 1182 ada 35 parsel sayılı taşınmaz için 68.240,00 TL, 10023 ada 1 parsel 21 nolu bağımsız bölüm için 94.072,00 TL alacağın karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
3. Davacı kadın vekili 06.12.2022 tarihli dilekçesinde; katkı payı alacağı yönünden 05.05.2017 tarihinde faiz başlangıcı yönünden sunulan ıslah dilekçesi uyarınca, müvekkilinin 326.962,85 TL katkı payı alacağının ( Mahkeme tarafından bu miktar kabul edilmez ise 293.968,19 TL den aşağı olmamak üzere) dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsilini, dava tarihinden itibaren faiz talebi yerinde görülmez ise dava tarihi ile 05.05.2017 tarihi arasındaki faiz hakkının saklı tutulmasını; katılma alacağı yönünden de 2002 sonrası edinilen taşınmazların değerinin hüküm tarihine en yakın tarihteki veriler ve değerler baz alınarak tespit edilmesi gereği dikkate alınarak müvekkilinin katılma alacağının toplam 1.139.536,93 TL olduğunun tespitiyle talep uyarınca 162.312,00 TL'sinin İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsilini, bakiye 977.224,93 TL'lik kısım yönünden müvekkilinin alacağının saklı tutulmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacı adına kayıtlı taşınmazlar da olduğunu, müvekkilinin kazancının davacıdan çok fazla olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 08.02.2018 tarih ve 2014/252 Esas, 2018/106 Karar sayılı kararı ile; davanın kısmen kabulü ile, davacının tescil talebinin reddine, 201.107,93 TL katkı payı alacağının tahsiline, fazlaya dair 182.581,07 TL talebin de reddine, hüküm altına alınan miktarın 196.107,93 TL'sine 05.05.2017 ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, taleple bağlı kalınarak 162.312,00 TL katılma alacağının tahsiline, bu miktara karar tarihinden yasal faiz işletilmesine, fazlaya dair talep yönünden davacının haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15.06.2021 tarih ve 2018/898 Esas, 2021/357894 Karar sayılı kararı ile; davalı erkek vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalı kadın vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine, davacının katkı payı alacağına ilişkin talebin kısmen kabulü ile, 723 ve 525 parsel sayılı taşınmazlar ile 5294 ada 14 parsel 5 nolu bağımsız bölüm üzerinden belirlenen 293.968,19 TL katkı payı alacağının tahsiline, alacağın 283.968,19 TL'sine 05.05.2017 ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının 1182 ada 35 parsel 10 nolu bağımsız bölüm ile 10023 ada 1 parsel 21 nolu bağımsız bölüme ilişkin talebinin kabulü ile, bu taşınmazlar yönünden davacının 332.130,00 TL katılma alacağı bulunduğunun tespiti ile taleple bağlı olarak 162.312,00 TL katılma alacağının İlk Derece Mahkemesi hüküm tarihinden geçerli yasal faizi ile birliktetahsiline, davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 25.04.2022 tarih ve 2021/8857 Esas, 2022/3888 Karar sayılı kararı ile; somut olayda İlk Derece Mahkemesince erkeğin belirlenen gelirinin % 40’ını tasarruf edebileceği kabul edilerek katkı payı oranlarının belirlendiği, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin belirlenen gelirinin % 30’unu tasarruf edebileceği kabul edilerek katkı payı oranlarının belirlendiği, Bölge Adliye Mahkemesince tasarruf oranın düşürülmesi için dosya kapsamında bilgi ve belge olmadığı, erkeğin ekonomik ve sosyal statüsü, kişisel harcamaları ile evi geçindirme yükümlülüğü dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesince erkeğin belirlenen gelirinin % 40’ını tasarruf edebileceğine yönelik kabulünün hakkaniyete uygun olduğu, o halde Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin belirlenen gelirinin % 40’ını tasarruf edebileceği kabul edilerek belirlenecek katkı payı oranına göre katkı payı alacağının belirlenmesi gerektiği belirtilerek davalı erkek lehine; 723 parsel sayılı taşınmazın değer tespitine ilişkin bilirkişi raporlarında dava ve keşif tarihindeki değeri arasında fahiş farklılık olduğu, buna rağmen raporlar arasındaki çelişki giderilmeden son alınan bilirkişi raporuna göre katkı payı alacağının hesaplandığı, Bölge Adliye Mahkemesince konusunda uzman bilirkişilerden yeni heyet oluşturup keşif yapılarak önceki raporlar arasındaki çelişkileri giderecek yeni bir rapor alınarak sonuca göre alacağın hesaplanması gerektiği, ayrıca davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu, davacının 05.05.2017 tarihli dilekçesi talep miktarı yönünden talep miktarını açıklama dilekçesi olduğunun kabul edilerek davacının katkı payı alacağının tamamına (05.05.2017 tarihli dilekçede belirtilen miktarla sınırlı olmak kaydıyla) 05.05.2017 tarihinden itibaren (dava dilekçesinde faiz talebi bulunmadığından) faize hükmedilmesi gerektiği belirtilerek davacı kadın lehine Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, taraf vekillerinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddiyle bozma kapsamı dışında kalan temyiz konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 2002 yılından sonra edinilen taşınmazlara gelince; 1182 ada 35 parsel 10 nolu bağımsız bölüm 10.02.2005 tarihinde satın alma yoluyla davalı ... adına tescil edildiği, davalı tarafça taşınmazın kişisel mal olduğu savunularak uygun vasıta ve delillerle kanıtlanamadığı, taşınmazın keşif tarihindeki değeri 120.000,00 TL belirlenmiş ise de karar tarihine en yakın tarihteki güncellenmiş değeri 279.270,00 TL olduğu, 139.605,00 TL katılma alacağı olduğu tespit edildiği ve bu tespitte bir isabetsizlik bulunmadığı; 10023 ada 21 parsel sayılı taşınmazın 28.05.2009 tarihinde satın alındığı, edinilmiş mal olduğu, aksinin davalı tarafça kanıtlanamadığı, keşif sırasında taşınmaz değerinin 160.000,00 TL belirlenmiş ise de karar tarihine en yakın tarihe güncellenen değerinin 384.990,00 TL olduğu, 192.495,00 TL katılma alacağı olduğu, her iki taşınmaz üzerinden davacının toplam 332.130,00 TL katılma alacağı tespit edildiği, davacının dava dilekçesiyle 162.312,00 TL talepte bulunduğu, taleple bağlılık ilkesi gereği dilekçede gösterilen bölümün kabulüne, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmesi icap ettiği; her ne kadar Mahkemece mal ayrılığı rejimi döneminde davacı adına 07.10.1993 tarihinde 1821 ada 2 parsel 23 nolu bağımsız bölümün alındığını, tarafların ortak beyanı ile bu taşınmazın belediye rayiç değeri dava tarihindeki değer kabul edilerek 32.762,03 TL davacının katkı payı alacağına mahsup edilmiş ise de, Dairemizce yapılan duruşma sırasında dinlenen hesap bilirkişisi heyeti tarafından düzenlenen 19.03.2021 tarihli raporda, davacının 1821 ada 2 parsel 23 nolu bağımsız bölümü edindiği tarihe kadar olan geliri bu taşınmazın alınmasında kullanıldığından davacının gelir hesabına katılmadığı dolayısı ile katkı payı alacağından mahsup yapılmasına gerek olmadığı, bilirkişi heyeti tarafından yapılan bu değerlendirmenin dosya kapsamına uygun olduğu; istinaf yargılaması sırasında davacı vekili katılma alacağı yönünden taşınmazların tasfiye tarihi olan karar tarihine göre değerlerinin yeniden tespit edilmesi ve bu hususta rapor alınması talebinde bulunmuş ise de Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin ilamında açıkça bozma kapsamı dışında kalan hüküm bölümleri bakımından temyiz itirazları yerinde olmadığından hükmün bu bölümlerinin onanmasına karar verildiği, bozma kapsamı dışında kalan katılma alacağına ilişkin verilen hüküm bölümlerinin kesinleştiği, açıkça onanmasına karar verilmiş olması nedeniyle, anılan taşınmazların karar tarihine en yakın tarihteki değerlerinin yeniden tespiti yönündeki davacı vekilinin talebi yerinde olmadığından, katılma alacağına ilişkin olarak taşınmazların değerlerinin yeniden tespiti yoluna gidilmediği, hükmün bölünmezliği ilkesinden hareketle bozma dışında kalan hüküm bölümleri tekrarlanmak suretiyle yetinildiği; bozma ilamı gözetilerek davalının tasarruf oranının % 40 olduğunun kabul edildiği, davacının katkı payı alacağının belirlenen bu oran çerçevesinde tespit edilmesi gerektiği; 723 parsel sayılı taşınmazın edinme ve dava tarihindeki değerlerinin belirlenmesi ve bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi bakımından keşif yapıldığı, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 22.11.2022 havale tarihli raporda, ilk raporda taşınmazın 19.02.2014 dava tarihindeki değeri 66.500,00 TL olarak tespit edilmiş ise de heyet tarafından yapılan değerlendirmede taşınmazın dava tarihi itibarı ile değerinin 66.890,00 TL olarak tespit edildiği, değerler arasındaki farkın cüzi miktarda olması nedeniyle, 723 parsel sayılı taşınmazın dava tarihindeki değerinin 66.500,00 TL olarak kabul edilebileceğinin açıklandığı, bozma gerekçesi gözetilerek 723 parsel sayılı taşınmazın dava tarihindeki değerinin 66.890,00 TL olarak kabul edilerek katkı payı alacağının hesabında esas alındığı; Mahkemece, katkı payı alacağı belirlenirken davacı adına kayıtlı 1821 ada 2 parsel 23 nolu bağımsız bölüm yönünden belediye rayiç değerleri üzerinden tespit edilen miktar davacının katkı payı alacağına mahsup edilmiş ise de, taşınmazın edinme tarihi dikkate alınarak uzman bilirkişiler tarafından davacının 07.10.1993 tarihine kadar elde ettiği gelirlerin bu taşınmazın alınmasında kullanıldığı ve davacının tasarruf miktarına eklenmediği, dolayısı ile davacı lehine belirlenecek katkı payı alacağından 1821 ada 2 parsel 23 nolu bağımsız bölüm bakımından bir mahsup yapılmasının mümkün bulunmadığı, uzman bilirkişi kurulunun tespiti ve Seydişehir'de bulunan taşınmazlardan davalıya intikal eden 1/7 miras pay değerinin davalının toplam gelirlerine eklenmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediği, 1821 ada 2 parsel 23 nolu bağımsız bölüm bakımından katkı payı ve mahsup hesabı cihetine gidilmediği; tarafların 21.08.1975 tarihinde evlendikleri, davacının 1979 yılından emekli olduğu 2001 yılına kadar PTT'de çalışarak gelir elde ettiği, davalının evlenme tarihinden itibaren emekli olduğu 2006 yılına kadar maliye memuru, serbest muhasebecilik ve TDK'de alışarak gelir elde ettiği, evlilik birliği içerisinde 23.05.1991 tarihinde 525 parsel sayılı taşınmazın 1/3 payının satın aldığı, 1997 yılında 723 parsel sayılı taşınmazın, 26.05.2005 tarihinde 10023 ada 1 parsel 21 nolu bölümün, 10.02.2005 tarihinde 1182 ada 35 parsel 10 bölümün satış yoluyla davalı adına tescil edildiği, tarafların taşınmazların edinildiği tarihe kadar elde ettiği gelirler ile davalının Seydişehir 'de bulunan ve miras payının satışından elde edilen gelirlerin katılması ve erkeğin evi geçindirme yükümlülüğü göz önünde tutularak yapılan hesaplama sonunda, davacının toplam gelirinin % 80'ni, davalının miras payı ile birlikte toplam gelirinin % 40'ını tasarruf etmesi halinde davacının toplam tasarruf içerisindeki payının % 43,41 oranına olduğu, bu oranın mal ayrılığı döneminde edinilen taşınmazların dava tarihindeki değeriyle çarpılması neticesinde, (66.890,00 x 0,4341)+(313.812,40 x 0.4341)+(201.000,00 x 0,4341) olmak üzere toplam 173.988,16 TL davacının katkı payı alacağı doğduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle; taraf vekillerinin başvurularının kısmen kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine, katkı payı alacağına ilişkin talebin kısmen kabulü ile, 723 ve 525 parsel sayılı taşınmazlar ile 5294 ada 14 parsel 5 nolu bağımsız bölüm yönünden belirlenen 173.988,16 TL katkı payı alacağının 05.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, 1182 ada 35 parsel 10 nolu bağımsız bölüm ile 10023 ada 1 parsel 21 nolu bağımsız bölüme ilişkin talebinin kabulü ile, bu taşınmazlar yönünden davacının 332.130,00 TL katılma alacağı bulunduğunun tespiti ile taleple bağlı olarak 162.312,00 TL katılma alacağının İlk Derece Mahkemesinin hüküm tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline ve davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 07.03.2023 tarihli ek kararı ile; davacının mal ayrılığı rejimi döneminde edinilen 723 ve 525 parsel sayılı taşınmazlar ile 5294 ada 14 parsel 5 nolu bağımsız bölüm bakımından davacının katkı oranının % 43,41 olarak kabul edildiği, taşınmazların dava tarihindeki değerleriyle çarpılması neticesinde (66.890,00 x 0,4341)+(313.812,40 x 0.4341)+(201.000,00 x 0,4341)= 252.517,01 TL olarak hesaplanması gerekirken, sehven yapıldığı anlaşılan açık işlem hatası sonucunda 173.988,16 TL olarak belirlendiği, harç yargılama gideri ve vekâlet ücretlerinin de hatalı işleme göre belirlendiği, yazılı kararın açık işlem hatasından kaynaklandığı, bu gibi açık işlem hatalarının tarafların talebi üzerine kararın taraflara tebliğ edilmiş olması nedeniyle tarafların dinlenmesi suretiyle tashihen düzeltilmesinin mümkün bulunduğu gerekçesiyle, davacı kadın vekilinin hükmün tashihine ilişkin talebin kabulü ile hükmün (A-2) nolu bendinde yer alan ''173.988,16 TL'' katkı payı alacağı miktarının ''252.517,01 TL'' ile buna bağlı vekâlet ücreti, harç ve yargılama giderlerine ilişkin bentlerin de tashihen düzeltilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili ve katılma yoluyla davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepler
1. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazların müvekkilinin miras kalan taşınmazların satışından elde edilen para ve anne-babasının verdiği altınlarla alındığını, delillerin tamamının toplanmadığını, davacı adına kayıtlı taşınmaz yönünden müvekkilinin alacağının takas edilmesi gerektiğini, davacı adına kayıtlı taşınmazın değerinin düşük belirlendiğini, katkı payı oranın her bir mal için ayrı ayrı yapılması gerektiğini, davacının 28.01.1990 tarihli protokolle mal rejiminden kaynaklı haklarından feragat ettiğini, gerekçede delillerin tam ve doğru şekilde değerlendirilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacı kadın vekili katılma yoluyla sunduğu temyiz dilekçesinde; katılma alacağının malların güncel değerine göre belirlenmesi gerektiğini, katkı payı alacağında faizin başlangıç tarihinin ıslah edildiğinin göz ardı edildiğini, her bir mal için ayrı ayrı katkı payı oranın belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin katkı payı alacağının eksik hesaplandığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, katkının ispatı, katkı payı oranı, kişisel mal savunması ve ispatı, delillerin değerlendirilmesi, faizin başlangıç tarihi, usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava, tapu iptali ve tescil mümkün olmaması halinde katkı payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 297 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un (4722 sayılı Kanun) 10 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 646 ncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.