Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5639 E. 2024/3983 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının yerindeliği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve uygulanması gereken maddi hukuk kuralları gözetilerek, davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/760 E., 2023/830 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile gerekçenin düzeltilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İskenderun 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/518 E., 2021/42 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin Türkiye'de bulunduğu zamanlarda müvekkiline defalarca fiziksel şiddet uygulamaya çalıştığını, aşırı derecede agresif, dengesiz ve sinirli bir yapıya sahip olduğunu, ortak küçük çocuğa da psikolojik şiddet uyguladığını ve defalarca korkuttuğunu, çok korktuğu için travma yaşadığını ve halen tek başına uyumaktan korktuğunu, boşanma halinde müvekkilini ve otrtak çocuğu öldürmekle tehdit ettiğini, bağımsız bir ev temin ettiğini ve daha sonra durumum yok diye kiraladıkları evden ayrılmak zorunda kalan müvekkili ve ortak çocuğun, annesinin evine sığınmak zorunda kaldığını, ihtiyaçları kısıtlı olarak karşıladığını, Arabistan'a her gidişinde 1,5-2 yıl boyunca orada kaldığını, Türkiye'ye geldiğinde, özel günlerinde onları yalnız bıraktığını, onları hatırlamadığını, dışarı çıkmadığını, müvekkiline ve ailesine saygısızlık yaptığını, müvekkilini suçladığını, kıskançlık gösterdiğini, ağız ve diş sağlığı ile beden temizliğine dikkat etmediğini ve müvekkilini sadece cinsel ihtiyaçlarını gideren bir obje olarak gördüğünü, davalının en son 04.07.2017 tarihinde kendisine ait facebook hesabına "serbest ilişkisi başladı, evlendi" şeklinde paylaşımda bulunarak evliliğin her iki taraf için de bitmiş olduğunu, açık ve kesin olarak kabul ettiğini, tarafların 2016 yılının Ekim ayından bu yana ayrı yaşadıklarını, müvekkilinin hiçbir gelirinin olmadığını, ailesinin de ekonomik durumunun son derece yetersiz olduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına,

ortak çocuk için aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı için aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî tazminat ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava olunmuştur.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde anlatılan hususların gerçek dışı olduğunu, kadının müvekkilini hiçbir zaman bir eş olarak kabul etmediğini ve sürekli hor gördüğünü, bir eş olarak üstüne düşen sorumluluklarını hiçbir zaman yerine getirmediğini ve müvekkiline sürekli soğuk ve sevgisiz davrandığını, müvekkilini ekonomik olarak sömürdüğünü ve mal kaçırdığını, ekonomik olarak birikim yaptığını ve hepsini müvekkilinden gizlediğini, maddî durumunun iyi olmadığı yönündeki iddialarının gerçek dışı olduğunu, ortak çocukla görüşmek istediği zamanlarda kadının engel olduğunu ve çocuğu göstermediğini, müvekkilinin yurdışından geldiği zamanlarda çocuğu ile görüşmek istediğini ancak kadının çocuğu tehdit olarak kullandığını ve hiçbir zaman görüşmesine izin vermediğini, ortak çocuğu babasına düşman olarak yetiştirdiğini, müvekkilinin Suudi Arabistan'da çalıştığını, bu nedenle çocuğun annesine daha yakın olmasının olağan bir durum olduğunu, müvekkilinin bağımsız konut tesis ettiğini ancak kadının annesiyle birlikte kalmak istediğini, müvekkilini yurtdışında çalıştığını, yurtdışında olduğu zamanlarda kadına sürekli para gönderdiğini, kadının bu paralarla ev aldığını ve bu evi ablasının üzerine yaptığını, müvekkilinin bir eş olarak tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini ve eşini kimseye muhtaç etmediğini ileri sürerek davanın boşanma yönünden kabulü ve tarafların boşanmalarına, boşanmada müvekkilini bir kusuru olmadığından dolayı, kadının tüm maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, tedbir nafakası isteminin reddine karar verilmesi talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin evlilik birliği içinde kadına cinsel şiddet uyguladığı, kadının düğünden sonra hastaneye kaldırıldığı ve hastane kayıtlarının tetkikinde vajina yırtılması sebebiyle tedavi gördüğünün tespit edildiği, tarafların evlilik birliği içinde erkeğin sigara içmesi ve beden temizliği konusundan tartıştıkları, erkeğin ortak çocuğu sarstığı ve kötü davrandığı, kadının ve ortak çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığı ve ortak konutun kirasının ödenmemesi sebebiyle kadının ailesinin yanında kalmaya başladığı ve evlilik birliği içinde sosyal medyada güven sarsıcı şekilde davrandığı erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının düzenli bir gelirinin bulunmaması nedeniyle boşanma sonrasında yoksulluğa düşeceği ve ihtiyaç içerisinde olduğu gerekçesiyle boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 350,00TL tedbir ve 600,00TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 600,00 TL tedbir ve 850,00 TL yoksulluk nafakasın ile 25.000,00 TL maddî tazminat ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; boşanma kararına bir diyeceklerinin olmadığını belirterek kusur belirlemesi, kadın için hükmedilen nafakalar ve tazminatlar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan delillere göre erkeğin beden temizliği konusunda dikkat etmediği, ortak çocuğu sarsarak korkuttuğu, kötü davrandığı, kadın ve ortak çocuğun ihtiyaçlarını yeterince karşılamadığı, müşterek konutun kirasını ödememesi nedeniyle davacının ailesinin yanında kalmaya başladığı, facebook hesabında "serbest ilişki başladı, evlendi" şeklinde paylaşımda bulunarak güven sarsıcı davranış sergilediği, Mahkemece bu vakıalardan dolayı erkeğe kusur yüklenmesinin doğru olduğu, her ne kadar Mahkemece erkeğin kadına cinsel şiddet uyguladığı kabul edilmişse de bu durumun evliliğin ilk günü meydana geldiği, bu olaydan sonra tarafların bir arada yaşamaya devam ettikleri, dolayısıyla cinsel şiddetten dolayı erkeğe kusur yüklenmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle erkeğin istinaf başvurusunun kusur belirlemesi yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kusur gerekçesinin düzeltilmesine karar verilmiş, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadın için hükmedilen nafakalar ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, hükmedilen nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.