"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/556 E., 2023/805 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/114 E., 2022/852 K.
Taraflar arasındaki velayetin değiştirilmesi ile kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından reddedilen velayetin değiştirilmesi olmadığı takdirde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davası yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Velâyetin değiştirilmesine ilişkin dava 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 382 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (13) üncü alt bendi uyarınca çekişmesiz yargı işidir. Bölge Adliye Mahkemelerince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup 6100 sayılı Kanun’un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca kesin nitelikte kararlar temyiz edilemez. Bu durumda, davacı vekilinin reddedilen velâyetin değiştirilmesi davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların ... 10. Aile Mahkemesinin 2021/420 Esas, 2021/392 Karar sayılı kararıyla boşandıklarını, ortak çocukların velayetlerinin davalıya verildiğini, ancak davalının velayet hakkını kötüye kullandığını, ortak çocukları baba ile görüştürme hususunda zorluklar çıkardığını, görüşme günlerinde görüşü engellediğini, bu nedenle müvekkili tarafından icra yoluna başvurulduğunu ve çocukların icra yoluyla baba ile buluştuğunu, davalının çocuklarla ilgilenmediğini, davalının telefon ile sosyal medyada uzun zamanlar geçirdiğini, davalının ailesi ile yaşadığını ve çocuklara ait bir oda olmadığını bildirerek, ortak çocukların velayetlerinin müvekkiline verilmesine, velayet taleplerinin uygun görülmemesi halinde ise halinde ortak çocuklarla müvekkilinin kişisel ilişki kurulması günü olan iki haftada bir gece yatılı kalma durumunun en azından iki haftada iki geceye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili 25.04.2022 tarihli süreden sonra sunduğu dilekçesiyle özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, karşı tarafın iddialarının asılsız olduğunu, davacının ortak çocuklarla görüşemediğini iddia ettiğini ancak bu durumun asıl müsebbibinin davacının kendisi olduğunu, davacının müvekkiliyle 13.08.2021 tarihinde boşanır boşanmaz hemen eski kız arkadaşı ... hanım ile 11.10.2021 tarihinde evlendiğini, davacının bu süre içerisinde kızlarını hiç arayıp sormadığını, davacının ikinci eşinin hamile olduğunu, ortak çocukların 3 ve 6 yaşlarında olduğunu, her ikisinin de mevcut okul, ev, arkadaş düzenleri bulunduğunu, yeni bebeğe davacının eşinin ancak bakabileceğini, 3 ve 6 yaşındaki kızlara bakmanın ayırca bir sorumluluk ve ilgi gerektireceğini, bu noktada davacının annesinin yardımcı olmasının kabul edilebilir olmadığını çünkü babaannenin hem ciddi sağlık sorunları hemde ciddi psikolojik sorunları bulunduğunu, müvekkilinin mesleğinin reklamcılık ve tanıtım işleri olduğunu, bu nedenle zaten bu işin telefon ve bilgisayar üzerinden yapılması gereken bir iş olduğunu, davalının ikamet ettiği evin anne ve babasının kendi evi olduğunu, ortak çocuklar hastalandığında davacının bu durumu önemsemediğini, kızların davacıda olduğu bir hafta doktor muayene kontrolleri olduğunu, davalının telefon ederek ve mesaj ile kızların doktor kontrollerini davacıya bildirip randevu almasına rağmen davacının kızlarını kontrole götürmek yerine kızlarının kontrollerini iptal edip eşiyle yeni bebeği için aynı gün doktora gitmeyi tercih ettiğini ve davalıyı da onları kıskanmakla itham ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların ... 10. Aile Mahkemesinin 2021/420 Esas, 2021/392 Karar sayılı ilamıyla anlaşmalı olarak boşandıkları, ortak çocuklar ... ve ...'nın velayeti anneye verilmiş, ortak çocuklar ile davacı baba arasında her ayın 1.ve 3. Cumartesi günü sabah saat 10:00'dan Pazar günü akşam saat 17:00'a kadar, dini bayramların 2. günü sabah saat 10:00'dan 3. günü akşam saat 18:00'a kadar, sömestr tatilinin 1. günü sabah saat 10:00'dan 7. günü akşam saat 18:00'a kadar ve yaz tatillerinde 1 Temmuz sabah saat 10:00'dan 07 Temmuz akşam saat 18:00'a kadar kişisel ilişki yönünde hüküm tesis edilmiş, hüküm 13.08.2021 tarihinde kesinleşmiş olup iş bu dava ise 21.02.2022 tarihinde açıldığı, davacının 11.11.2021 tarihinde yeniden evlendiği, 22.11.2021 tarihinde ... 10. İcra Dairesinin 2021/10619 Esas sayılı dosyası ile davacı babanın ortak çocuklarla kişisel ilişki kurmak için icra takibi başlattığı, ortak çocukların davalı annenin yanında kaldığı, tüm bakım ve ihtiyaçlarının davalı tarafından karşılandığı, davacı tanığı ... beyanından davacının icra takibinden önce de çocukları gördüğünün anlaşıldığı, davacı tarafından ileri sürülen diğer iddiaların ise bu yöndeki tanık beyanlarının somut bilgi ve görgüye dayalı değil duyuma dayalı olması nedeniyle ispatlanamamış olduğu, davacı tarafın davalıya yönelik iddialarını ispatlayamamış olduğu, terditli olarak talep edilen baba ile çocuklar arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istemi yönünden ise çocuklar ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin babalık duygularım tatmin etmeye elverişli ve yeterli olması gerektiği, küçükle anne-baba arasında düzenlenen kişisel ilişkilerde çocuğun üstün yararı yanında anne ve babalık duygularının da dikkate alınması gerektiği, o halde; ortak çocukla baba arasında yatılı şekilde kurulacak kişisel ilişki sonucunda, küçüğün güven duygusunun ve baba sevgisinin gelişmesi onun üstün yararına olacağı, bu yön gözetilerek kişisel ilişki tesis edilmesi gerektiği, kişisel ilişki kurulmasındaki amacın analık ve babalık duygularının tatmini yanında çocuğun psikolojik ve sosyal gelişiminin sağlanması olduğu, kişisel ilişkinin, çocuk ile velayet kendisinde olmayan baba arasındaki bağların güçlendirilmesi amacına uygun olması gerektiği, değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesinin gelecek yıllarda her zaman istenebileceği, ortak çocuklar ile davacı baba arasında uygun süreli ve yatılı kalacak şekilde kişisel ilişki kurulmuş olduğu, her ayın belirli hafta sonları şeklinde kişisel ilişki kurulması gerektiği, ortak çocukların yaşları ve eğitim durumları dikkate alındığında her ayın belirli hafta sonları şeklinde kurulan kişisel ilişkinin yeterli olduğu gerekçesiyle davacının velayetin değiştirilmesi olmadığı takdirde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin reddi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; velayet taleplerinin yeterli gerekçeyle reddedilmediğini, Mahkemece terditli şekilde açtıkları kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi taleplerinin haksız yere red edildiğini, mahkemece yeterli inceleme yapılmadan tüm deliller değerlendirilmeden davanın reddine karar verilmesinin yanlış olduğu gerekçeleri ile velayetin değiştirilmesi olmadığı takdirde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi yönlerden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yargılama sırasında alınan 29.08.2021 tarihli sosyal inceleme raporu, dosyadaki yazılar, kararın dayandığı deliller ile kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, velayetin değiştirilmesini gerektirecek veya önceden yaşı küçükler ile davacı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin değiştirilmesini gerektirecek önemli sebeplerin bulunmadığı, gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kararın usul ve kanuna aykırı bulduğunu beyanla davanın reddi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ortak çocuklar ile baba arasında boşanma kararı ile düzenlenen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini gerektirir olguların ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 182 nci ve 323 üncü maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 382 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (13) üncü alt bendi, 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 9 uncu maddesi ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı vekilinin velâyetin değiştirilmesi davasına yönelik temyizi yönünden; temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davacı vekilinin, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasına yönelik temyiz başvurusuru yönünden; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.