Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5672 E. 2023/4488 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarının azlığı nedeniyle yapılan temyiz üzerine, bozma ilamına rağmen İlk Derece Mahkemesince verilen kararda tedbir nafakasının artırılmasının ve tazminat miktarlarının yeterli olup olmadığı hususundaki uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay, bozma kararında belirtilen hususlar gözetilerek ve hakkaniyet ilkesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince yeniden belirlenen maddi ve manevi tazminat miktarlarının az, ayrıca bozma kapsamı dışında kalıp kesinleşen tedbir nafakasının artırılmasının usulü kazanılmış hakka aykırı olması sebebiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/905 E., 2022/1815 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarının az olduğu gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının bu yönlerden kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve kadın lehine artırılarak tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava ve ıslah dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 170 inci maddesi uyarınca tarafların ayrılıklarına karar verilmesini talep etmişken, ıslah dilekçesiyle evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci, 162 nci, 163 üncü ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ergin olmayan ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 15.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 30.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 1.500.000,00 TL maddî ve 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 11.07.2017 tarihli ve 2014/460 Esas, 2017/501 Karar sayılı kararıyla; erkeğin, son üç yıldır sürekli olarak özgür yaşamak istediğini, eşinin artık yakasından düşmesini istediğini dile getirmeye başladığı, kendisine ayrı bir ev tutup orada kalmaya başladığı, sık sık yurt dışı seyahatlere gidip gelmesi nedeniyle şüpheli davranışlarda bulunduğu, iş yerinde kendisine hazırlattığı bir odada kaldığı, şirket çalışanlarından bir kadınla odasında toplantı yaptıkları, kapının kilitli olduğu, bir süre sonra ilişkilerinin ayyuka çıkarak tüm çevrece bilindiği, son zamanlarda sık sık telefon değiştirdiği, gece geç saatlerde telefonda görüşmeler yaptığı, telefonun şifreli olduğu, telefonunda ve bilgisayarında bir kısım bayanlarla ilgili normal ötesi konuşmalar ve görüşmeler ile fotoğraflar olduğu, evliliğinin aşk evliliği olmadığını ve hayatını yaşamak istediğini söylediği, zaman içerisinde ayrı bir evde ikamet ettiği ve bu süre içinde müşterek konuta gelmediği, evin geçimi ve ihtiyaçları ile gereği gibi ilgilenmeyerek eşi ile ortak çocukları mağdur durumda bıraktığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının reddine, kadının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci, 162 nci ve 163 üncü maddelerine dayalı boşanma talebinin reddine, kadının 166 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Nahide yargılama sırasında ergin olduğundan velâyet, iştirak nafakası talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, çocuğun ergin olduğu 07.07.2015 tarihine kadar geçerli olmak kaydıyla aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, kadın lehine aylık 2.500,00 TL tedbir ve aylık 3.500,00 TL yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı- davacı kadın vekili tarafından 4721 sayılı Kanun'un 161 inci, 162 nci ve 163 üncü maddelerine dayalı boşanma taleplerinin reddi, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 03.11.2021 tarihli ve 2018/1974 Esas, 2021/1647 Karar sayılı kararıyla; kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davalı- davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı- davacı kadın vekili 4721 sayılı Kanun'un 161 inci, 162 nci ve 163 üncü maddelerine dayalı boşanma taleplerinin reddi, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 17.03.2022 tarihli ve 2022/287 Esas, 2022/2583 Karar sayılı kararıyla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, hükmün bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmediği gerekçesiyle onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadın yararına takdir edilen aylık 10.000,00 TL tedbir nafakasının 12.000,00 TL' ye yükseltilerek tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydıyla hüküm tarihinden itibaren aylık 12.000,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına aylık 12.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 350.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin emekli maaşı dışında bir geliri olmadığını, bozma ilamı sonrasında tarafların sosyal ve ekonomik durumuna ilişkin araştırma yapılması gerektiğini fakat yapılmadığını, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının artırılmasının hatalı olduğunu, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının fahiş olduğunu ileri sürerek tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin birçok şirkette ortaklığı olduğunu, yaşam tarzı ve maddî durumunun standartların çok üstünde olduğunu, bu durumda hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek; yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarının dosya kapsamına ve bozmanın amacına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü ve 175 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dairemizin 17.03.2022 tarihli ilamı ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, kadının sair temyiz itirazlarının reddiyle bozma kapsamı dışında kalan yönlerden kararın onanmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyulmasına rağmen bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası hakkında erkeğin usulü kazanılmış hakkına aykırılık teşkil edecek şekilde artırılarak ve yeniden hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarı azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtilen sebeplerle tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden BOZULMASINA,

2.Tarafların sair temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,04.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.