Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5686 E. 2024/3785 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusur belirleme, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2930 E., 2023/1135 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/360 E., 2021/624 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davacı-davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı--davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının, 2010 yılında evi terk ettiğini ve o günden itibaren ayrı yaşadıklarını, kadının; müvekkiline psikolojik baskı kurduğunu, müvekkiline "öküz, hayvan, sen adam mısın, istemiyorum seni git" gibi sözler ile hakaret ettiğini, onurunu kırdığını, müvekkilini sevmediğini bir çok kez söylediğini, müvekkilinin annesine de hakaret ettiğini ev temizliğini ve gerekli bakımları yapmadığını, çoğu zaman komşuların ve diğer tanıdıklarının gelerek yemek ve ev temizliği yaptığını, kısmi felç geçiren müvekkilini arayıp sormadığını iddia ederek tarafların, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına ortak çocuk yararına aylık 800,00 TL iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin önceki evliliğinden olan 2 çocuğu ve erkeğin annesinin hep birlikte yaşamaya başladığını, erkek eşin, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, alkol probleminin olduğunu, hiç bir zaman eve ayık gelmediğini, müvekkiline şiddet gösterdiğini, beden temizliğine dikkat etmediğini, evde uygunsuz vaziyette dolaştığını, küçük çocukların yaşadığı ortamda evde porno film izlediğini iddia ederek; erkeğin davasının reddini istemiş, birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin15.01.2021 tarih ve 2019/461 Esas, 2021/16 Karar sayılı kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin, kadına, ortak çocuğa ve kadının ilk evliliğinden olma çocuklarına fiziksel şiddet uyguladığı, sürekli alkol aldığı, gelirinin büyük bir kısmını alkole harcadığı, kadına ekonomik şiddet uyguladığı, ev içerisinde çocukların yanında uygunsuz halde gezdiğini ve telefonundan cinsel içerikli videolar izleyerek sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, kadının ise erkeğe karşı küfürlü kelimeler kullandığı, birlikte yaşadıkları erkeğin annesine yemek vermediği, kendi çocukları ile erkeğin ilk evliliğinden olan çocukları arasında ayrımcılık yaptığı evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin kadına oranla ağır kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesiyle; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin annelerine verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına Burdur Aile Mahkemesinin 2018/139 Esas 2018/439 Karar sayılı ilami ile hükmedilen aylık 250,00 TL iştirak nafakasının tahsilinde tekerrür olmamak kaydıyla dava tarihi 22.10.2019 tarihinden başlamak üzere aylık 250,00 TL tedbir aylık 300,00 TL iştirak nafakasına , kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, davacı- davalı erkek vekilinin tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 07.06.2021 tarih ve 2021/758 Esas ve 2021/1194 Karar sayılı kararı ile,''...Yapılan inceleme ve toplanan delillerden; davacı-davalı erkeğin felç geçirdiği ve nörolojik tedavisinin devam ettiği belirtilmiş ancak mahkemece taraf ve dava ehliyeti yönünden bir araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, ilk derece mahkemesince, Türk Medeni Kanununun 405 ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 56/1. maddeleri uyarınca davalı erkeğin vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin usulünce araştırılması ve bu hususun bir ön sorun kabul edilmesi ve sonucu uyarınca işlem yapılması gerekirken, bu yön gözetilmeden yargılamaya devamla işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesi ile, başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine ve kaldırma sebebine göre sair istinaf itirazlarının incelenmemesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin, kadına, ortak çocuğa ve kadının ilk evliliğinden olma çocuklarına fiziksel şiddet uyguladığı, sürekli alkol aldığı, gelirinin büyük bir kısmını alkole harcadığı, kadına ekonomik şiddet uyguladığı, ev içerisinde çocukların yanında uygunsuz halde gezdiğini ve telefonundan cinsel içerikli videolar izleyerek sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, kadının ise erkek eşe karşı küfürlü kelimeler kullandığı, birlikte yaşadıkları erkeğin annesine yemek vermediği, kendi çocukları ile davacının ilk evliliğinden olan çocukları arasında ayrımcılık yaptığı evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin kadına oranla ağır kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesiyle; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin annelerine verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına Burdur Aile Mahkemesinin 2018/139 Esas 2018/439 Karar sayılı kararı ile hükmedilen aylık 250,00 TL iştirak nafakasının Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 2020/1298 Esas 2021/1146 Karar sayılı kararı ile 02.09.2019 tarihinden itibaren aylık 350,00 TL iştirak nafakasına karar verildiği, tahsilinde tekerrür olmamak kaydıyla dava tarihi 22.10.2019 tarihinden başlamak üzere 250,00 TL tedbir 350,00 TL iştirak nafakasına,iştirak nafakası miktarının her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, davacı- davalı erkek vekilinin tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının kabul edilen boşanma davası, kadın yararına hükmolunan tazminatlar ve nafaka, reddedilen tazminatlar ve nafakalar yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında "...Evlilik süresince, davacı kocanın eşine ve ortak çocukları ile kadının ilk evliliğinden olan çocuklarına karşı fiziksel şiddet uyguladığı, erkeğin sürekli alkol aldığı, sürekli alkol alması nedeniyle gelirinin büyük bir kısmını alkole harcadığı ve kadına ekonomik şiddet uyguladığı, yine sürekli alkollü olması nedeniyle ev içerisinde ortak olan ve olmayan çocukların yanında uygunsuz halde bulunduğu ve telefonundan cinsel içerikli videolar izleyerek sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı; kadının ise kocasına karşı küfürlü kelimeler kullandığı ve aynı hanede ikamet etmekte olan erkeğin annesine hazırladığı yemeklerden vermediği, kendi çocukları ile davacının ilk evliliğinden olan çocukları arasında ayrımcılık yaptığı..." belirtilmiş ise de; erkeğin cinsel içerikli videolar izlemesi, sadakat yükümlülüğüne aykırı bir hareket olmadığı, erkek eşin sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğine ilişkin kusur belirlemesinin hatalı olduğu ancak yine de erkek eşe izafe edilen diğer kusurların sabit olduğu, kadına izafe edilen kusurların ise istinaf edilmeyerek kesinleştiği, davacı kadına isnat edilen kusurlar yanında, "ayrılık döneminde rahatsızlanan eşini hastanede ziyaret etmediği" vakıanın kadına kusur olarak yüklenmemesinin doğru olmadığı ancak gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı-davalı erkek eşin yine de ağır kusurlu olduğu, kadın yararına hükmedilen iştirak nafakasının istinaf edilmeksizin kesinleştiği, ancak Mahkemece erkek aleyhine usuli kazanılmış hak ihlal edilerek çocuk yararına aylık 350,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi ve talep olmamasına rağmen nafakanın gelecek yıllarda ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; davacı- davalı erkeğin kusur belirlemesine ve iştirak nafakasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile kusur belirlemesine ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, iştirak nafakası yönünden ise İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle velâyeti anneye verilen ortak çocuk Gülizar yararına aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, davalı- davacı erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle kusur belirlemesi, kadının kabul edilen boşanma davası, kadın yararına hükmolunan tazminatlar ve nafaka, reddedilen tazminatlar ve nafakalar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına kabul edilen tazminatlar ve nafakalar ile erkeğin reddedilen nafaka ve tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci 182 inci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.