Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5713 E. 2024/4341 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur durumu, boşanmaya karar verilip verilmeyeceği, tazminat ve nafaka taleplerinin olup olmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, davalı-karşı davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2143 E., 2023/1090 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Beyşehir 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/230 E., 2021/263 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve tedbir nafakası davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli tehdit şantaj ve baskı yaptığını, para ve mal talep ettiğini, eşinin haberi olmadan fahiş alışverişler yapıp borçlandığını, 3-4 defa Konya şehir merkezine giderek harcamalar yaptığını, eşinden habersiz hayvanları sattığını, çocuklarının eve girmesine, onlarla görüşmesine engel olduğunu, olumsuz söz ve beddualarda bulunduğunu, sürekli asılsız şikayetlerde bulunduğunu, aile mahremiyetini başkalarına anlattığını, sorumluluklarını yerine getirmediğini, evin ihtiyaçlarını gidermediğini, eşinden habersiz Konya'ya ve diğer yerlere gittiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına 100.000,00 TL maddî 10.000,00 TL manevî tazmitana (faiziyle) karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, eşinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, sürekli agresif davrandığını, eş ve çocuğuna sürekli hakaret ettiğini, haksız yere suçladığını, eşiyle ilgilenmediğini, arayıp sormadığını, ziynetleri harcayıp iade etmediğini, önceki eşten olma çocuklarının etkisiyle hareket ettiğini, cinsel şiddet uyguladığını, hastaneye tek başına gittiğini, sürekli boşanma davası açacağını söylediğini, aile içinde olan biteni çevreye anlattığını, tüm bu nedenlerle aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ÜFE oranında artırılmasına 150.000,00 TL maddî 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin seni de oğlunu da öldüreceğim şeklinde sözler söylediği, kadının ise, asılsız itham ve şikayetlerde bulunduğu, bu nedenle erkeğin gözaltına alındığı, mahalle halkı tarafından olumsuz tavır takındığı, şimdi ağzına ettim ..., davacıdan şikayetçi olacağım Beyşehir'den ev tutacağım, davacı-karşı davalının maaşını alıp kıtır kıtır yiyeceğim şeklinde sözler söylediği, çocuklarını eve kabul etmediği, eşinin bilgisi olmaksızın birçok defa ilçe dışına ve Konya'ya gittiği, cinsel hayatlarını, yatak mahremiyetini başkalarına anlattığı, kümes hayvanlarını izinsiz olarak sattığı kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, erkek lehine 1.000,00 TL maddî 2.500,00 TL manevî tazminata, kadın için aylık 350,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, maddî-manevî tazminat miktarı, kadın lehine tedbir nafakası verilmesi yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, tedbir nafakası miktarı, yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminat verilmemesi, erkek lehine maddî-manevî tazminat verilmesi yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe verilen kusura ilişkin olayın 2020 yılı mayıs ayında olduğu, tarafların 2020 yılı 11.ayında ayrıldıklarından dolayı af kapsamında kaldığı, erkeğin başkaca kusurunun ispatlanamadığı, kadına verilen kusurlardan kümes hayvanlarını izinsiz olarak sattığına ilişkin dinlenen tanık beyanlarının soyut, duyuma dayalı ve çelişkili beyanları karşısında bu hususta kusur verilmesinin hatalı olduğu, yine tanık ...'in beyanı doğrultusunda kadına verilen hakaret kusurunun nikahtan hemen sonra söylemesi nedeniyle af kapsamında kaldığı, tanık ...'ın şahit olduğu " şimdi ağzına ettim ..., davacıdan şikayetçi olacağım, Beyşehir'den ev tutacağım, davacının maaşını alıp kıtır kıtır yiyeceğim" sözlerin zamanının belli olmadığı, tanık ... ve ...'un beyanları ile erkeğin bilgisi dışında çoğu kez ilçeden gittiği yönünde verilen kusurların soyut olduğu anlaşılmakla bu yönlerde kadına kusur verilmesinin hatalı olduğu, kadına verilen diğer kusurların sabit olduğu, kadının sürekli maddî taleplerde bulunduğu tanıklar ... ve ...'in beyanları ile sabit olduğu halde bu hususta kadına kusur verilmemesinin hatalı olduğu anlaşılmakla, boşanmaya sebebep olan olaylarda kadının tam kusurlu, erkeğin kusursuz olduğunun tespiti ile taraf vekillerinin kusura yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne erkek tarafından boşanma davası açılmakla kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu, bu nedenle önlem nafakası davasının kabul edilmesi gerektiği halde reddinin hatalı olduğu, önlem nafakalarında üfe artırımının uygulanamayacağı, kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise az olduğu, tam kusurlu kadın lehine yoksulluk nafakası verilmemesi doğru olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitireceği, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında erkek yararına maddî ve manevî tazminat verilmesinin yerinde olduğu, ancak takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu ayrıca faiz talebi olduğu halde faize hükmedilmemesinin hatalı olduğu, tarafların istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile boşanmaya sebep olaylarda kadının tam kusurlu olduğunun tespitine, ilgili bentlerin kaldırılmasına, erkek için 8.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kadından alınarak erkeğe ödenmesine, kadının önlem nafakası davasının kabulü ile asıl davada takdir edilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmemek kaydı ile dava tarihi olan 05.01.2021 tarihinden itibaren boşanma hükmü kesinleşinceye kadar geçerli olmak üzere aylık 800,00 TL önlem nafakasının erkekten alınarak kadına ödenmesine, kadın için İlk Derece Mahkemesince takdir edilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmemek kaydı ile dava tarihi olan 11.12.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 800,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına ödenmesine, tarafların sair yönlere ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, kendi tazminat taleplerinin reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, erkek yararına tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, kadının tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.