"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/318 E., 2023/613 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/489 E., 2022/629 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre davalı-davacı kadın vekilinin temyizine konu ziynet alacağı miktarı, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı-davacı kadın vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı-davalı erkek vekilinin tüm; davalı-davacı kadın vekilinin ise diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkeğin dava ile cevap ve karşı davaya cevap dilekçelerinde özetle; kadının, asabi ve geçimsiz olduğunu, en ufak şeylerden dahi kavga ve tartışma çıkardığını, sabahları erkenden evden çıktığını, akşamları ise geç bir saatte eve geldiğini, akşamları eve geldiğinde ise telefonu eline alarak bütün gece mesajlaştığını, mesaj içeriklerini kendisinden gizlediğini, saygı göstermediğini, küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, bu tür küfür ve hakaretlerini toplum içinde de sürdürdüğünü, fiziksel şiddet uyguladığını, kadınlık görevlerini yerine getirmediğini, evde yemek yapmadığını, hiçbir şeyi beğenmediğini, kadının iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının karşı davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, erkeğin, evliliklerinin ilk yıllarından itibaren müvekkiline sevgi ve şefkat göstermediğini, müvekkiline destek yükümlülüğünü yerine getirmediğini, müvekkilini cezalandırmak için para vermediğini, eve hiçbir şey almayarak müvekkiline ne yaparsan yap düşüncesiyle açlık ve yokluğa maruz bıraktığını, müvekkiline defalarca fiziksel şiddette bulunduğunu, müvekkilini ve ortak çocuklarını sürekli aşağıladığını ve hakaret ettiğini, dini değerlerini sürekli olarak aşağıladığını, müvekkilinin eve gelen arkadaşının kalçasını sıkarak elle taciz ettiğini, müvekkilin boşanma kararı aldıktan sonra arkadaşının bunu kendisine anlatığını, müvekkilinin bel kayması ve dizlerinden menisküs ameliyatı olduktan sonraki hastalığı sürecinde davacının müvekkiline bakmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve devamının mümkün olmadığını beyanla asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksululuk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmaması halinde belirsiz ziynet alacağı davalarının kabulü ile şimdilik 500,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ve küfür ettiği, eşinin ırkını ve dini değerlerini aşağıladığı, eşine para vermeyerek ekonomik şiddet uyguladığı, eşinin eve gelen kadın arkadaşlarına karşı uygunsuz hareketlerde bulunduğu, eşine "Benim raporum var, seni öldürsem bir şey olmaz." şeklinde söylemek suretiyle psikolojik şiddet uyguladığı, eşine ameliyat sürecinde destek olmadığı, ortak çocuğa hakaret edip aşağıladığı, kadının ise, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, tarafların sabit görülen eylemleri nedeniyle ortak hayatın sürdürülmesinin kendilerinde beklenemeyecek derecede evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, taraflarının düğününün ve takı merasiminin olmadığı, kadın tarafından düğüne ait fotoğrafların dosyaya sunulamadığı, dosyaya sunulan fotoğraflardaki ziynet eşyalarının ise düğünde takılan ziynet eşyaları olduğunun dosya kapsamında ispat edilemediğinin anlaşıldığı gerekçesi ile asıl ve karşı boşanma davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir, aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 60.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının reddine kararı verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları, erkeğin reddedilen manevî tazminat talebi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl davada verilen boşanma kararı, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları ile reddedilen ziynet alacağı davası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından da kabul edildiği üzere, taraflara isnat edilen kusurların tanık anlatımı ve dosyaya ekli diğer belgelerle sabit olduğu, akrabalık veya diğer bir yakınlık durumunun, başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamayacağı gibi aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmaları olduğu, kadının az kusurlu, erkeğin ağır kusurlu kabul edilerek asıl ve karşı boşanma davasının kabulünde, yargılama giderleri ve harçların da bu şekilde karşılıklı takdirinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, boşanma sonucu en azından diğer eşin maddî desteğini yitiren, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan kadın lehine, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları ve tarafların bir arada kaldığı süre dikkate alınarak maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde ve tazminatların miktarlarında usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırmasına göre kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasında ve miktarında usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, tanık beyanları bütün olarak değerlendirildiğinde, düğünde takılan ziynet eşyalarının varlığı ispat edilemediğinden ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, ziynet alacağı davası yönünden kesin olarak karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları, erkeğin reddedilen manevî tazminat talebi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl dava boşanma kararı, kusur belirlemesi, kadın lehine verilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında asıl ve karşı boşanma davasının ispatlanıp ispatlanmadığı ve davaların ayrı ayrı kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, erkeğin reddedilen manevî tazminat talebi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre kadının tüm, erkeğin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Boşanma yönünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşulu ile geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Dosya kapsamından kadının, ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağında çalışmadığı ve düzenli bir gelirinin olmadığı, üzerine kayıtlı bir evi ve bir arabası olduğunun tespit edildiği, erkek tarafından ise kadının çalıştığı ve düzenli geliri olduğunun ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır. Bu duruma göre Mahkemece, kadının çalışıp çalışmadığı, düzenli ve sabit bir gelirinin olup olmadığı, tarafların gelir durumlarının birbirlerine yakın veya denk olup olmadığı araştırılarak tüm deliller birlikte değerlendirilerek yoksulluk nafakası yönünden bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şeklide karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-davacı kadın vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden KALDIRILMASINA,
3.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA,
4.Davalı-davacı kadının tüm, davacı-davalı erkeğin diğer temyiz tirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden İlhame'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'a iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...