Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5749 E. 2023/5176 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, yoksulluk nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı ve hükmedilen tazminat miktarlarının uygunluğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, usul ve yasaya aykırı bir durum tespit edilemediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2733 E., 2023/580 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Anamur 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/331 E., 2022/202 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının boşanma ve ziynet alacağı davalarının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkile ve ailesine karşı sürekli hakaretler ve küfürler ettiğini, müvekkilinin ailesi ile görüşmesini istemediğini, müvekkilini kendi ailesi ile konuşmaya görüşmeye zorladığını, tehdit ettiğini, saygısız tavırları olduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuk Azra'nın velâyetinin davacı babaya verilmesine, müvekkili lehine 20.000,00 TL maddî tazminatın da dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, 100.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacı erkeğin hakaret ettiği, birlik görevlerini yerine getirmediği, davacının müvekkilinin ailesine de hakaretlerde bulunduğunu, müvekkilinin çocuğuyla birlikte memleketine dönmek zorunda bırakıldığını, maddî olarak ihtiyaçları ailesince karşılandığını, müvekkilinin ailesiyle görüşmesine bile engel olduğunu belirterek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne ve tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuk Azra'nın velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk Azra yararına aylık 2000,00 TL, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası verilmesine, düğünde takılan ziynet eşyalarının kadına aynen iadesine, şimdilik 1.000,00 TL ziynet eşyası bedelinin yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini, 100.000,00 TL manevî tazminat, 200.000,00 TL maddî tazminata yasal faiziyle birlikte hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların dört yıllık evlilik birlikteliği içerisinde en son ortak konutlarının...'te bulunduğu, bu süreçte tarafların aileleri hususunda karşılıklı bir takım sıkıntılar yaşadıkları, ancak tarafların son olay haricinde ki yaşamış oldukları sıkıntılardan dolayı barışarak ortak konutlarında yaşamaya başladıkları, lakin tarafların aile hususunda yaşadıkları tartışmaların bir daha ortaya çıkmamasına ilişkin olarak davacı ile davalının tatil zamanlarında kendi ailelerinin evlerinde zaman geçirme hususunda mutabık kaldıkları, ardından tarafların yıllık izin sebebiyle Anamur'da yaşamakta olan ailelerinin yanlarına ziyarete geldikleri, davacı ile davalının kendi ailelerinin yanında kalmaya başladıkları, daha sonrasında ise; davacının, anne ve kız kardeşi ile birlikte pikniğe gittikleri, davacının, burada sosyal medya hesabından fotoğraf paylaşması neticesinde, davalının haberi olup, davacının ailesinin konutuna gelerek "sen bana ait araç ile nasıl annen ve kız kardeşini bindirirsin" şeklinde çıkarmış olduğu olayda davalının eline aldığı ayakkabı çekçeğini davacının annesine yönelterek "her şeyin sebebinin kendisi olduğu" söyleminde bulunduğu ve "sinkaflı" kelimeler kullandığı, sonrasında ise tarafların tekraren bir araya gelmedikleri ve barışmadıkları olayda davalının ortak konutundan eşyaları alarak terk ettiği, dolayısıyla karşı dava açısından; erkeğin, kadının şahsına ve ailesine yönelik hakaret ettiğine ilişkin vakıa ispat edilememiş olup; asıl dava açısından ise; kadının, erkeğin ailesine karşı uygun olmayan hal ve tavırlarda bulunduğu ve tarafların barışması sonrasında da devam ettiği ve kadın tarafından, erkeğin ailesine hakaret etmesi ile olumsuz hal ve tavır takınması eyleminin süreklilik arz etmesi çekilmez hal alması nedeniyle kadın kusurlu kabul edilerek taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, karşı davanın ise; erkeğin boşanmaya yönelik atfedilebilecek kusuru bulunmadığından reddine, ortak çocuk Azra'nın velâyet hakkının anneye verilmesine, baba ile görüş günü düzenlenmesine, dava tarihinden kararın kesinleşmesine kadar kadın için aylık 750,00 TL, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir, kararın kesinleşmesinden itibaren kadın için aylık 900,00 TL yoksulluk, ortak çocuk için aylık 750,00 TL iştirak nafakasının davacı-karşı davalı erkekten alınarak, davalı-karşı davacı kadına ödenmesine, takdir edilen yoksulluk ve iştirak nafakasına her yıl Ocak ayında ÜFE oranında artış yapılmasına, erkek lehine 5.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacı kadından alınarak, davacı-karşı davalı erkeğe ödenmesine, kadın tarafından boşanma nedeni ile talep edilen maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, kadın tarafından karşı boşanma davası ile birlikte açılan kişisel ziynet eşya alacak davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince kadın lehine takdir edilen tedbir, yoksulluk nafakası takdirinin, usul ve yasaya aykırı olduğu, davacı-karşı davalı erkek lehine boşanma nedeni ile takdir edilen, maddî-manevî tazminatın miktarının yetersiz olduğu gerekçeleri ile tedbir ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulünün, kadının, karşı boşanma davasının ve kişisel ziynet eşyası alacak davasının ve taleplerinin reddinin, toplanan delilere ve usul yasaya aykırı olduğu, gerekçeleri ile her üç dava yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile boşanmaya neden olan olaylarda, kadının tam kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesince davalı-karşı davacı kadın tarafından yoksulluk nafakası talebinin, yasal şartlar oluşmadığı dikkate alındığında reddine karar verilmesi gerekirken kadın lehine yoksulluk nafakasının takdir edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davacı-karşı davalı erkeğin, kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararda yoksulluk nafakasına ilişkin kararın ortadan kaldırılmasına, davalı-karşı davacı kadın tarafından talep edilen yoksulluk nafakası talebinin boşanmaya neden olan olaylarda kadının tam kusurlu olması, yasal şartlarının oluşmaması nedeni ile reddine, davalı- karşı davacı kadının tüm, davalı-karşı davacı erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; hükmedilen tazminat miktarlarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı kadın vekili; kusurlu tarafın erkek olduğu, yoksulluk nafakasının reddinin hatalı olduğu, kendi davasının reddi ile erkeğin davasının kabulünün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; her iki dava ve fer'îleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulü kararı ile kadının boşanma davasının reddi kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, erkek yararına hükmedilen tazminatların kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.