"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/537 E., 2023/701 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/172 E., 2021/594 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kısmen kabulü ile yeniden hüküm tesisine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ile cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, iyi bir eş olmadığını, sinirli ve agresif olduğunu, müvekkiline sürekli kötü muamelede bulunduğunu, bıçakla kovaladığını, tehdit ettiğini, insan yerine koymadığını, para vermediğini, gideceği yerlere göndermediğini, bodruma kilitlediğini, aşağıladığını, hakaret ve küfürler ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, namusuna hakkında kötü konuştuğunu, 2019 yılının Eylül ayında hastalanarak yatağa bağımlı hale geldiğini, psikolojik tedaviden kaçındığını, bu sebeple çıkan tartışmada kızlarına bastonu fırlatacağını söyleyip hakaret ettiğini, bastonu almaya çalışan müvekkiline ve gelinlerine yumruk attığını, bağırarak müvekkilini ve kızını evden kovduğunu, erkeğin iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile nafakanın üfe oranında artırılmasına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin karşı davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının iddialarının asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, kadının sürekli memnuniyetsiz, şikayet eden bir tavrının olduğnu müvekkilini başkalarıyla kıyaslayıp beğenmediğini, 2019 yılı Eylül ayında felç geçiren ve yatalak hale gelen müvekkiline bakmadığını, müvekkilinin moralini alt üst edecek sözler söylediğini, müvekkiline ve ailesine hakaret ettiğini, kadının ortak kızları ile müvekkiline saldırdıklarını, 29 Ocak tarihinde kadının ve kızlarının eşyaları toparlayıp müvekkilini yapayalnız bırakarak gittiğini, müvekkilinin bakımını yapan ortak oğullarına dahi müvekkilini bakımevine vermesini söylediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve devamının mümkün olmadığını beyanla karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, kadının davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının evlilik birliği içerisinde eşi tarafından psikolojik olarak yıpratıldığı, erkeğin sinirli ve agresif davrandığı, buna rağmen tedavi olmaya yanaşmadığı, eşine küfür ve hakaret içeren sözler söylediği, evde sürekli huzursuzluk çıkardığı, kadına sürekli namusuyla alakalı incitici sözler sarf ettiği, erkeğin dinlenen tanık beyanlarının çelişkili olduğu, tanık ...'ın beyanlarının daha samimi bulunduğu dikkate alınarak kadına atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile tarafların evli kaldığı süre, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın lehine maddî ve manevî tazminat takdiri gerektiği gerekçesi ile kadının asıl davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin karşı davası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin karşı davasının reddi, kadının asıl davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince erkek tanığı ... G.nin beyanları ile diğer tanığı ... G.nin beyanları ile çelişkili olduğu ve tanık ... G.nin beyanının daha samimi bulunduğu gerekçesiyle hükme esas alınmamış ise de, aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmaları olduğu, tanık ... G.nin açıklamalarının diğer tanık ... G.nin beyanlarının tamamını değerden düşürücü nitelikte olmadığı, bu sebeple tanık ... G.nin tanık ... G.nin beyanları ile çelişmeyen açıklamalarının hükme esas alınması gerektiği, yapılan soruşturma ve toplanılan delillere göre kadının yatalak olan eşi ile ilgilenmediği ve evdeki bir çok eşyayı da alarak eşini terk edip gittiğinin anlaşıldığı, erkeğin kusurlarının ise kadın tanıklarının beyanlarına göre gerçekleştiği, taraflar arasındaki evlilik birliği ortak yaşamı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olup boşanmaya sebep olan bu olaylarda kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu, boşanma veya ayrılık davası açılınca davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden alınması zorunlu olduğundan kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakanın miktarında, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşulları, nafakanın niteliği, tarafların boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın az olduğu, kadının nafakanın gelecek yıllarda ÜFE artış oranında artırılmasına ilişkin talebi yönünden olumlu yada olumsuz bir hüküm verilmediğinin anlaşıldığı, boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğu anlaşılan erkeğin maddî ve manevî tazminat isteklerinin reddi gerektiği gerekçesi ile kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarına, erkeğin ise kusur belirlemesine ve karşı davasının kabulü gerektiğine ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne, kararın kusura ilişkin gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, asıl davaya ilişkin iki nolu bendinin yoksulluk nafakasına ilişkin kısımlarının hüküm fıkrasından çıkartılmasına, üç nolu bendinin ve karşı davaya ilişkin hükümlerin kaldırılmasına, kadın lehine boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren başlamak üzere aylık 800,00 TL yoksulluk nafakası takdirine, takdir edilen bu nafakanın devam eden yıllarda hükmün kesinleştiği tarih esas alınmak suretiyle her yıl TÜİK tarafından yayımlanan TÜFE artış oranında artırılmasına, kadın lehine 40.000,00 TL maddî ve 30.000 TL manevî tazminata, erkeğin karşı davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin maddî ve manevî tazminat isteklerinin reddine, tarafların sair istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları ve kadın lehine hükmedilen vekâlet ücreti miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma asıl ve karşı davanın ispatlanıp ispatlanmadığı ve davaların kabulü şartlarının olup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri, kadın lehine hükmedilen vekâlet ücreti miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...