Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5762 E. 2023/4722 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma ilamına uygun hüküm kurulup kurulmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozma kararı gereğince hüküm verildiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/813 E., 2022/821 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında Mahkemece görülen ziynet alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından bozma kararı verilmiş olup bozma kararı sonrasında İlk Derece Mahkemesince direnme kararı verilmiştir.

Direnme kararı üzerine Hukuk Genel Kurulunca, ziynetlerin kadının kişisel malı sayılması gerektiği, kadın tarafından reddine itiraz edilmeyen bilezikler yönünden erkek yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu ve ayrıca bozma ilamından 1 adet 22 ayar 13 gr bilezik ifadesinin çıkartılması gerektiğini belirterek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak, erkek lehine oluşan usulü kazanılmış hak kapsamındaki ziynetler hariç olmak üzere bilirkişi raporunda hesaplanan tüm ziynetler yönünden kısmen kabul kararı verilmiş olup kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizce, davanın kabulü doğru ise de dava dilekçesindeki talep aşılarak karar verildiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına, davacının tüm, davalının ise sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

Bozma sonrası Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı kadının ziynet eşyalarını güvenli olarak saklanabilmesi için davalı erkeğe verdiğini, davalının takıları köydeki evde sakladığını, 21.04.2012 tarihinde erkeğin mutsuz olduğunu ve boşanmak istediğini belirttiğini, 01.05.2012 tarihinde de evden kişisel eşyalarını alıp bir daha eve gelmediğini, davacı durumu iş arkadaşlarına sorduğunda iş yerinden başka bir kadınla ilişkisi olduğunu ve her ikisinin de farklı yerlere tayini çıktığını belirttiklerini, bu nedenle açılan boşanma davası ile birlikte davacı kadının erkekte kalan altınların iadesinin talep edildiğini, cevap dilekçesinde yöresel adetten bahsetmiş ise de tarafların kendi ev eşyalarını kendilerinin aldığını, bu nedenle takıların davacıya verildiğini, eşyalar davalının ailesi tarafından alınsaydı takıların geleneğe göre davalı tarafa verilecek olduğunu, faturalardan evlilik sonrası eşyaların alındığının görüleceğini, ayrıca takıların kadının kişisel malı olduğunu, taraflar arasında takı karşılığında ev eşyası alınacağına ilişkin bir anlaşma bulunmadığını belirterek düğünde takılan 200 çeyrek altın, 6 tam altın, 3 yarım altın, 19 tane 22 ayar, 1 tane 14 ayar bilezikten oluşan ziynet eşyalarının aynen teslimine, mümkün değil ise fiili ödeme tarihindeki değeri üzerinden tahsiline, dava tarihinden itibaren de faiz işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının iddia ettiği kadar olmamakla birlikte 150 civarı küçük altın ve muhtelif ölçülerde bilezik takıldığının doğru olduğunu, davacı ve davalının aynı yöreden olduğunu, buranın adetlerine göre nişanda takılan takıların kız tarafına, düğünde takılan takıların erkek tarafına ait olduğu, ev eşyalarının önemli bir kısmının davalının ailesi tarafından alındığını, bir kısmının evlilik sonrasında alındığının da kabul edildiğini ancak bu süre içinde tarafların davalının ailesinin evinde oturduğunu ve kira vermediğini, kira bedelinin sonradan alınan ev eşyası bedelini geçtiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. vanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 10.11.2014 tarihli ve 2013/241 Esas, 2014/732 Karar sayılı kararıyla; davalı taraf düğünde takılan takıların örf ve adet gereği erkek tarafına ait olduğunu beyan ettiğinden takıların davalı yan uhdesinde olduğunun kabulü gerektiği, davalı tanığı ... ifadesinde düğünde takılan takıların kime takıldı ise ona ait olduğu yönünde adetleri olduğunu beyan ettiği,buna göre taraflara takılan takıların kime takıldıklarını gösterir şekilde bilirkişilerden rapor alındığı,tanık ...'nin davacıya 30 çeyrek altın ve bir tanede büyükannesinin taktığını beyan ettiği,bu beyanın bilirkişi raporunu doğruladığı ve 31 çeyrek altının ispatlandığı,yine aynı bilirkişinin fotoğraflara göre düzenlediği raporunda geline takılan takılar olarak belirlediği 11 bilezik,1 tane 14 ayar fantezi bilezik yönündende davanın esası itibarı ile ispatlandığı,aynı bilirkişinin raporunda davalıya takıldığını belirlediği bir adet bileziğin ise her ne kadar davalıya takılmış ise de bileziğin niteliği gereği kadına takılan takılar kapsamında olması nedeni ile davacının o bilezik yönünden de davasının kabulü gerekeceği, bir kısım bileziklerin davalının annesine teslim edildiği anlaşılmış ise de bu bileziklerin davacıya tekrar iade edildiği hatta onun üzerinde de sonradan görüldüğü anlaşılmakla bu bilezikler yönünden davanın ispatlanamadığı,davalıya takılan diğer takıların nitelikleri itibarı ile sadece kadına takılan takılar niteliğinde sayılamayacağı,dolayısı ile niteliği itibarı ile sadece kadına ait olduğu anlaşılamayan davalıya takılan takıların onun kişisel malı sayılması gerekeceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, fazla talebin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından sadece geline takılan takıların gelinin olduğu görüşünün hatalı olduğu, takılan tüm ziynetlerin geline ait olduğunun kabulü gerektiği, örf adet konusunda yeterli araştırmanın yapılmadığı gerekçesi ile reddedilen ziynet miktarı yönünden; davalı vekili ise bilirkişi raporunda CD ve fotoğraflardan geline takıldığı belirtilen küçük altın sayısı 15 olarak tespit edilmiş iken Mahkemece 31 adete hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek fazla takılan küçük altın yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 21.01.2016 tarihli ve 2015/2539 Esas, 2016/842 Karar sayılı ilâmıyla; davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde ise düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış olduğu ve artık kadının kişisel malı sayılması gerektiği, davalının annesi ...'nin tanık olarak verdiği beyanda 5 adet burma bileziğin davacıya iade edildiğini ispata yeterli olmadığı, bu durumda Mahkemece düğünde taraflara takılıp da davacıya iade edildiği ispatlanamayan, davalıya da takılanlar ve 5 adet burma bilezik de dahil altınlar hakkında davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Verilen Direnme Kararı

Mahkemenin 30.05.2016 tarihli, 2016/234 Esas, 2016/388 Karar sayılı kararıyla, düğün sırasında erkeğe takılan takılar için bağış iradesinin davacıya değil davalıya yöneltildiği, erkeğe takılan takıların erkek tarafından yatırım amacı ile kullanılabileceği, tanık ...'nın da örf ve adete göre beyanı bulunduğu, ayrıca 5 adet burma bilezik yönünden davalının annesi de olsa tanık ...'nin bilezikleri kadının kolunda gördüğüne ilişkin yeminli olarak beyanda bulunduğu gerekçesi ile kararda direnilerek önceki karardaki gibi davanın kısmen kabulü ile 31 çeyrek altın (150x31=4.650.00 TL), 22 ayar 11 adet bilezik (toplamı 176 gr karşılığı 15.104.00 TL), 22 ayar bir bilezik (13 gr dan 1.115.00 TL), bir tane 14 ayar fantazi bilezik (14 ayar 14 gr dan 756.00 TL) nın aynen iadesine mümkün olmadığı takdirde bedelleri toplamı 21.625.00 TL'nın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan alınarak,davacıya verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiştir.

C. Hukuk Genel Kurulu Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.04.2021 tarihli ve 2017/3-1038 Esas, 2021/458 Karar sayılı kararıyla, düğün sırasında takılan ziynet eşyası ve paraların kim tarafından ve hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı takdirde kadına bağışlanmış sayılacağı ve artık kadının kişisel malı kabul edileceği, dosyada davalı tarafın genel kuralın aksine örf ve adetleri bulunduğunu iddia ettiğine göre bunu ispat külfetinin kendisine düşeceği, ispatlamak amacıyla da muhtar olan tanık ...'yı dinlettiğini, tanığın davalının iddia ettiği örf adetten farklı bir örf ve adete ilişkin beyanda bulunduğu, dinletilen bu tanığın beyanı ile Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına yansıyan yaygın örf ve adet karşısında daha köklü bir adetin varlığının ispatlayamadığı, bunun yanında Mahkemece davalının annesi ...'nin beyanına itibar edilerek 5 adet burma bilezik yönünden davanın reddine karar verildiği, davacının da karara karşı itirazda bulunmayarak davalı yönünden usulü kazanılmış hak oluştuğu, bu nedenle 5 adet burma bilezik yönünden direnme kararının yerinde olduğu, ayrıca davalıya takılan 1 adet bilezik yönünden davacının talebi mahkemece kabul edildiğinden bozma kararında 1 adet 22 ayar 13 gr bilezik ifadesinin karardan çıkartılması gerektiği gerekçesi ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesi kararından 1 adet 22 ayar 13 gr ifadesinin çıkartılmasına, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 24.11.2021 tarihli ve 2021/652 Esas,2021/725 Karar sayılı kararıyla; 5 adet burma bilezik ile ilgili davalının usulü kazanılmış hakkı doğduğundan bu 5 bilezik dışında davalıya takılan altınların da davacıya bağışlanmış sayılacağı aksinin ispat edilemediği ve davacı kadının kişisel malı sayılacağı anlaşılmış davalı erkeğe takılan altınlar da dahil talep hakkında davanın kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 11 adet geniş bombe bilezik (22 ayar, 16 gr. Toplam bedeli:15.104.00TL), 1 adet fantazi bilezik, (14 ayar, 14 gr. 756.00TL), 1 adet bilezik (22 ayar, 13gr. 1.115.00TL), 1 takım set (14 ayar, 28 gr. 1.512.00TL), 1 yüzük (14 ayar, 7gr. 378.00 TL), 2 adet ziynet altın (22 ayar, 7gr. 1.200.00TL), 3 adet yarım altın (22 ayar, 35gr. Toplam:900.00 TL), 95 adet çeyrek altın (22 ayar, 17,5 gr. Toplam 14.500.00TL) ziynet eşyasının davacıya aynen iadesine mümkün olmadığı takdirde toplam bedeli 35.465.00TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

2.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili davanın 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'na (1086 sayılı Kanun) tabi olduğunu, bu nedenle usulü kazanılmış hak oluşmayacağını, 5 adet burma bileziğin de kadına iadesinin gerektiğini, ayrıca fiili ödeme tarihindeki bedel talep edilmesine rağmen dava tarihindeki bedele hükmedildiği belirtilerek 5 adet burma bilezik ve filli ödeme tarihine hükmedilmemesi yönünden; davalı vekili ise nispi harcın tamamlanmadığını, davacının davayı ispatlayamadığını, davanın tümden reddi gerektiği, en azından davalıya takılan takılar yönünden reddi gerektiğini belirterek davanın kabulü yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

3.Dairemizin 09.05.2022 tarihli 2022/3153 Esas, 2022/4125 Karar sayılı kararı ile, kadının dava dilekçesinde talep edilen ziynetler dışında 1 takım set ve 1 yüzük yönünden de talep aşılarak hüküm kurulduğu gerekçesi ile kararın bozulmasına, davacının tüm, davalının ise sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

4. Dairemizin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri karar düzeltme talebinde bulunmuş ve Dairemizin 17.10.2022 tarih, 2022/8849 Esas, 2022/8223 Karar sayılı kararı ile karar düzeltme taleplerinin reddine karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, "... 5 bilezik dışında davalıya takılan altınların da davacıya bağışlanmış sayılacağı aksinin ispat edilemediği ve davacı kadının kişisel malı sayılacağı anlaşılmış davalı erkeğe takılan altınlar da dahil davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, ancak mahkememizce verilen kararın bozma gerekçesinde belirtildiği şekilde sadece 200 adet çeyrek altın, 6 adet tam altın, 3 adet yarım altın, 19 adet 22 ayar ve 1 adet 14 ayar bileziğin aynen iadesine, ilk kararda dava dilekçesinde yer almadığı halde talep aşılarak kabul edilmiş olan, 1 takım set ve 1 yüzük yönünden fazla talebin reddine karar verilmesi gerektiği" gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 11 adet geniş bombe bilezik (22 ayar 16 gr.) toplam bedeli:15.104.00 TL, 1 adet fantazi bileklik (14 ayar 14 gr) 756.00 TL, 1 adet bilezik (22 ayar 13 gr.) 1.115.00 TL, 2 adet ziynet altını (22 ayar 7 gr.) Toplam:1.200.00 TL, 3 adet yarım altın (22 ayar 35 gr) Toplam:900.00 TL, 95 adet çeyrek altın (22 ayar 17,5 gr.) Toplam:14.500.00 TL ziynet eşyasının davacıya aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde toplam bedeli 33.575.00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Hukuk Genel Kurulu kararı dışında karar verilemeyeceğini, bu dosyada 1086 sayılı Kanun'un uygulanmakta olduğunu, bu nedenle usulü kazanılmış hakkın doğmadığını, beş adet burma bileziğin de kadına iadesinin gerektiğini, dava konusu tüm altınların aynen iadesine olmadığı takdirde fiili ödeme günündeki değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğini belirterek 5 adet bileziğin reddi ve fiili ödeme tarihine hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, nispi harcın tamamlanmadığını, davacının davayı ispatlayamadığını, davanın tümden reddi gerektiği, en azından davalıya takılan takılar yönünden reddi gerektiğini belirterek davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozma ilamına uygun hüküm kurulup kurulmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 1 inci, 2 nci, 6 ncı, 220 nci, 222 nci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci ve 439 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.