Logo

2. Hukuk Dairesi2023/576 E. 2023/3118 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin kadına cinsel ve psikolojik şiddet uyguladığı, aile çevresine kötülediği ve kuma getirme baskısı yaptığı hususlarının tanık beyanları ile sabit olması, diğer taraftan kadının kusurlu davranışına dayanak olarak gösterilen hususların erkeğin eylemlerine karşı olağan tepkiler niteliğinde olması karşısında, erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulüyle boşanmaya ve fer'ilerine hükmeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/200 E., 2022/1145 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/23 E., 2021/487 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılarak yeniden bu yönlerden hüküm kurulmasına, davalı-karşı davacı erkek vekilinin ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin bağımsız konut açmadığını, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, erkeğin ailesi tarafından sözlü şiddete uğradığını, baskı yapıldığını, erkeğin sevgisiz ve ilgisiz olduğunu, kadını baba evine gönderdiğini, kötülediğini, cinsel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 25.000,00 TL manevî tazminata, 25.000,00 TL ziynet bedeli ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dilekçesinde özetle; kadının, müvekkili hakkındaki iddialarının gerçek dışı olduğunu, ilgisiz, geçimsiz olduğunu, sevgisinin son bulduğunu, türlü bahaneler ve asılsız iddialarla boşanmaya çalıştığını, ortak konuttan kendi isteği ile ayrıldığını, çocukları görmek istemediğini belirterek taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların evlendikten sonra Başkale ilçesinde erkeğin ailesi ile birlikte yaşadıkları, kök aile ile birlikte yaşamanın getirdiği sorunlardan kaynaklı olarak taraflar arasında geçimsizliğin baş gösterdiği, kadının ayrı eve çıkma talebinde bulunduğu, erkeğin bu talebe uzun süre kayıtsız kaldıktan sonra 2014 yılında kadını ve Bedirhan dışındaki ortak çocukları daha önce almış oldukları ve Edremitte bulunan eve yerleştirdiği, Başkale Devlet Hastanesinde çalışması nedeniyle kendisinin Başkalede kalmaya devam ettiği, sadece haftada veya iki haftada bir ortak konuta gelerek iki gün kaldığı, Başkale Devlet Hastanesinden celp edilen kayıtlara göre erkeğin 08.09.2021 tarihine kadar tayin hakkı bulunmadığından ortak konutun bulunduğu ... il merkezine tayin aldıramaması erkeğe kusur olarak yükletilemeyecek ise de tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere kadının Başkale'de ayrı ev açarak birlikte yaşama teklifini kabul etmediği, Başkale'ye gelirse kendi ailesi ile birlikte yaşama zorunda olduğunu dayattığı, bu şekilde eşlerin bir arada yaşama ve ortak konutu birlikte seçme yükümlülüğünü ihlal ederek kusurlu davrandığı, taraflar arasında yaşanan son olaylardan sonra erkeğin ortak çocukları da alıp Başkale ilçesine götürerek kadını ortak konutta tek bıraktığı, bu durumdan haberdar olan ailesinin kadını ortak konuttan alarak kendi evlerine götürdükleri, kadının evden ayrılırken eve tekrar döneceği düşüncesiyle eşyalarını götürmediği, ancak bir süre sonra erkeğin evin kilidini değiştirdiğini komşularının haber vermesi üzerine öğrendiği, erkeğin bu şekilde davranarak kadının eve dönmesini engellemeye çalıştığı, fiili ayrılık sürecinde erkeğin ortak çocuklar ile kadın arasındaki bağı kopartmaya matuf davranışlarda bulunduğu, kadını ortak çocuklarla görüştürmediği, kadının da erkeğe ithamlarda bulunarak huzursuzluk çıkardığı, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın yararına 12.000,00 TL manevî tazminat ve 25.000,00 TL ziynet eşyası olarak talebinin kabulüne, aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasının kadına ödenmesine, çocukların velâyetinin babaya bırakılmasına karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının reddi gerektiği, kadının kusurunun bulunmadığı, manevî tazminatın ve yoksulluk nafakasının az olduğunu, gerekçeleri ile erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminatın ve yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının reddi gerektiği, kusur belirlemesinin hatalı olduğu, tazminatlar ve nafakanın fazla olduğu gerekçeleri ile kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazmınatlar, nafakalar yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusurlu davranışlarına ilaveten, kadının üzerine kuma getireceğinden bahisle kadına cinsel ve psikolojik şiddet uyguladığı, kadını aile çevresine kötülediği, 09.11.2007 doğumlu olup 08.07.2021 tarihli duruşmada tanık olarak dinlenen tarafların ortak çocuğu İshak isimli 15 yaşından küçük çocuğun dinlenirken tanıklıktan ve yeminden çekinme hakkı ile yükümlülükleri hatırlatılmadan, tanıklık yapacak ise yaşı nedeniyle yeminsiz olarak dinlenmesi gerekirken yemin tahtında, yeminsiz dinlenmesini gerektirir bir halinin bulunmadığı belirtilerek dinlenmesinin ve erkeğin kuma getirme baskısı karşısında olağan tepki olabilecek şekilde kadının bunu kabul etmemesinin kadına kusur olarak yüklendiği ve soyut beyan niteliğindeki ortak çocuğun beyanının hükme esas alınmasının doğru olmadığı, kadının iddialarını diğer tanık beyanları ile ispatladığı gözetildiğinde; "Erkeğe ithamda bulunmak" şeklinde belirlenen vakıanın kadına kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğu, ancak toplanan deliller dikkate alındığında, yukarıda belirtilen erkeğe yüklenen vakıalarının sabit olduğu bu durumda da erkeğin tam kusurlu, kadının ise kusursuz olduğu ve erkeğin açtığı karşı davanın reddine karar vermek gerektiği, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, davacı kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kadının tazminat talebi ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, kadının dava dilekçesinde, tazminat taleplerinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili istendiği, boşanmanın fer'î niteliğindeki maddî ve manevî tazminata boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren faize hükmedileceği halde İlk Derece Mahkemesince kararın kesinleştiği tarihten itibaren faize hükmedilmesi doğru olmadığı, ancak; yasal faizin başlangıcı hususunda kadın tarafından açık bir istinaf talebinin de olmamasına göre bu husus eleştiri konusu edildiği, kadının kusura, maddî, manevî tazminat, nafaka alacağı miktarlarına dair istinaf başvurusunun kabulüyle, gerekçeye uygun şekilde yeni bentler oluşturulmasına, erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadının açtığı asıl davanın kabulüne, erkeğin açtığı karşı davanın reddine, kadın yararına, aylık 700,00 TL tedbir, 1.000,00 TL yoksuluk nafakası erkekten alınarak kadına verilmesine, 25.000,00 TL manevî tazminatın hükmün kesinleştiği tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili; müvekkilinin kusuru olmadığını, kadının kusurlu olduğunu, kendi davasının reddi ve kadının davasının kabulünün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; her iki dava ve fer'îleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının reddinin, kadının davasının kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi,166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.