"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1541 E., 2023/615 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/813 E., 2022/124 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve kadının ziynet alcağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine, kadının ziynet eşyası alacak talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı-davacı erkeğin ziynet alacağının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı-davacı erkek vekilinin sair yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkekle kadın arasında cinsel birlikteliğin olmadığını, erkeğin kadına yanaşmadığını, kadının bu durumu kayın validesine söylediğini, erkeğin bu duruma tepki gösterdiğini ve ziynetleri de alarak evden ayrıldığını sonrasında döndüğünü ancak bu sefer de kadını evden kovduğunu, kadına "senden tiksiniyorum" şeklinde ifadeler kullandığını, kadına fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağının aynen iadesine aksi takdirde bedeline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap-karşı dava ve karşı dava cevaba cevap dilekçelerinde özetle; kadının cinsel birliktelikten kaçınmaya yönelik bahaneler söylediğini, kadının mahrem konularını başkalarıyla paylaştığını, erkeği küçük düşürdüğünü, onur ve gururunu rencide ettiğini, çalışmasına rağmen eve katkı sağlamadığını, kadının ziynetleri düğün borcu için karşılıksız verdiğini, erkekten habersiz ses kaydı aldığını iddia ederek asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan yargılamada; Yargıtay içtihatlarına göre makul sürenin geçmesine rağmen tarafların sağlıklı cinsel ilişki gerçekleştirememesinde her iki tarafın da fiziksel ya da psikolojik engellerinin bulunmaması halinde erkeğin kusurlu olacağının kabul edildiği, somut olayda erkeğin makul süre geçmesine rağmen cinsel birleşmeyi sağlayamadığı, "alın kızınızı" diye bağırdığı, son olayda telefonu almak için kadının üzerine gittiği arbede sırasında kadının elinin morardığı; kadının ise; aile içinde kalması gereken mahrem konuları herkese anlattığı, kadının çalışmasına rağmen eve katkısının olmadığı, erkeğin ses kaydını aldığı, bu haliyle erkeğin ağır kadının hafif kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, asıl ve karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadının mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelendiğinden ve kişilik hakları ihlal edildiğinden kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 14.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, ziynet eşyası alacağının kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, erkeğin tazminat taleplerinin reddi, kadının kabul edilen maddî ve manevî tazminatları ile miktarları ve ziynet alacağının kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi ve miktarları ile ziynet eşyası alacağının kabulünün usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı-davacı erkek vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, erkeğin tazminat taleplerinin reddi, kadının kabul edilen maddî ve manevî tazminatları ile miktarları ve ziynet alacağının kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık tarafların açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının mevcut olup olmadığı ile mevcutsa miktarlarının hakkaniyete uygun takdir edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 inci, 4 üncü, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası, Türk Boçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Mahkemece, boşanmaya neden olan olaylarda davalı-davacı erkek, daha ağır kusurlu kabul edilerek her iki boşanma davasının kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden taraflara yüklenen kusurlarla birlikte; davalı-davacı erkeğin tanığı Hamit'in beyanlarından kadının erkeğe yönelik "..salak, gerizekalı.." şeklinde ifadeler kullanarak hakaret ettiği ve bu eylemin kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Bu hale göre İlk Derece Mahkemesince belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlar ile birlikte değerlendirildiğinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren vakalarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, hatalı kusur belirlemesi sonucu yazılı şekilde davalı-davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3.Boşanma sonucu maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir. Yukarıda (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere, tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit derecede kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Bu şartlarda kadın yararına tazminata hükmedilme şartları gerçekleşmemiştir. Mahkemece erkeğin, kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
3.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ile kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,
4.Davalı-davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.