Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5785 E. 2024/3789 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların boşanmalarına, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarına ilişkin itirazlar.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, çocukların ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkeleri gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının nafaka ve tazminat miktarları yönünden bozulmasına, kararın diğer kısımlarının ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1455 E., 2023/640 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/480 E., 2020/58 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine, erkeğin boşanma davasının ve kadının ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun esastan reddine ve kadının başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre reddedilen ziynet alacağı dosyasında temyize konu edilen toplam miktarın Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı-davalı kadının reddedilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadının ziynet alacağı dışındaki diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı kadın vekili dava ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin ekonomik durumunun iyi ile birlikte; eve gitmediğini, başka kadınlar ile ilişkiler yaşadığını, müvekkiline hakaret ettiğini, kötü davranmaya başladığını, daha fazla dayanamayan kadının Küçük çekmece 4. Aile Mahkemesinin 2013/166 Esas numaralı dosyası ile boşanma davası açtığını ancak hamile olduğunu öğrenmesi ve erkeğin birlikte olduğu kadından ayrıldığı ve bir daha kimse ile görüşmeyeceğini, hakkı olan tapuyu vereceğine dair sözler vermesi nedeni ile müvekkilinin boşanma davasından vazgeçtiğini ancak erkeğin başka kadınlar ile birlikteliğini devam ettirdiğini hatta hayatındaki kadından çocukları olduğunu öğrendiğini, davalı erkek eşin evden ayrılarak bu kadın ile beraber yaşadığını, ortak çocuklar ile ilgilenmediğini,davacı kadın ve çocuklarına maddî ve manevî mağduriyet yaşattığını, özel okula giden çocukları artık özel okula göndermeyeceğini, diğer çocukları özel okula göndereceğini söylediğini, "seni istemiyorum, sevmiyorum, seninle olmayacağım, sende kadın mısın" dediğini, boğazını sıktığını, iteklediğini, vurduğunu, sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, hasta olan çocuğunu doktora dahi götürmediğini, müvekkiline düğünde pek çok altın takıldığını ancak davalının zaman içerisinde altınları bozdurarak harcadığını ve geri iade etmediğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına kadın yararına aylık 7.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına nafakalara her yıl %20 artış yapılmasına, kadın yararına 1.000.000,00 TL maddî, 1.000.000,00 TL manevî tazminat ile dava dilekçesinde tek tek yazılı ziynet altınlarının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00TL altın bedelinin ödenmesine, mal rejimi tasfiyesine yönelik taleplerinin kabulüne, ortak konutun müvekkili ve ortak çocuklara tahsisine, karar verilmesini talep etmiş, tahkikat aşamasında ziynet alacağı davasında dava değerini 124,258,00 TL olarak ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının dava dilekçesindeki iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, zina davasının süresinde açılmadığını, evlilik içinde çocukları olmayınca kadının rızası bilgisi dahilinde başka bir kadın ile birlikte yaşadığını, o kadından farklı tarihlerde doğan 3 tane çocuğu olduğunu, her iki kadının da ihtiyaçlarını karşıladığını, müvekkilinin davacı kadına karşı güveninin zedelendiğini iddia ederek; kadının zina hukuki nedenine dayalı boşanma davasının ve asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, müvekkili yararına 1.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda evlilik birliğinin üzerine yüklediği maddî ve manevî yükümlülükleri yerine getirmeyen, evlilik birliğinin üzerine yüklediği sadakat yükümlülüğünü kadının affından sonra da ihlal etmeye devam eden, ekonomik şiddet uygulayan, müşterek konutu haklı bir sebep olmaksızın terk eden ve ayrı yaşamaya sebep olan erkeğin tam kusurlu olduğu, hiç kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyeceği ilkesi göz önüne alınarak ve kadına atfı kabil kusur ispat edilemediği, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocukların anne yanında yaşaması, sosyal inceleme raporu dikkate alınarak, velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu, ziynet alacağına yönelik, davacı kadının, dava konusu ziynetlerin erkek tarafından alındığını, harcandığını ve kendisine iade edilmediğini gösterdiği delillerle ispat edemediği, yemin deliline de dayanmadığı gerekçesi ile; erkeğin davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara her yıl ÜFE oranında artış yapılmasına, ortak çocuklardan Metehan için aylık 1.200,00 TL Taha için ise aylık 800,00 TL tedbir nafakası ile kadın yararına 120.000,00 TL maddî, 90.000,00 TL manevî tazminata, erkek eşin yasal koşulları oluşmayan manevî tazminat talebinin ve kadının ispatlanmayan ziynet eşyası alacağı talebinin reddine, kadının mal rejiminin tasfiyesi davasının iş bu dosyadan tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı olduğu, iştirak ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu, ziynet alacağı davasının reddinin doğru olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zina hukuki nedenine dayalı olarak açıldığını, yargılama sırasında davanın hak düşürücü sürede açılmadığını anlayınca davanın evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayandığını, bu durumun iddianın genişletilmesi kapsamında olduğunu, muvafakatlerinin olmadığını, Mahkemece usul hatası yapılarak davanın kabul edildiğini, dava tarihinden bir gün sonrasına kadar taraflar arasında normal karı-koca ilişkisinin devam ettiğini, davacı kadının iddialarını ispatlayamadığını belirterek; her iki davanın tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü yaşları, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, günün ekonomik koşulları, kadının ve ortak çocukların zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının ve çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakalarının az olduğu ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; kadının istinaf başvurusunun tazminatlar ile yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ortak çocukların her biri yararına aylık 2.000,00 TL iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 4.000,00 TL yoksulluk nafakasına nafakaların kesinleştiği yılı takip eden yıldan itibaren her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına 250.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş ve kadının sair, erkeğin ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kanun yolu dilekçelerini tekrar ederek; tazminatların ve nafakaların miktarının çok düşük olduğunu belirterek, tazminat, nafaka miktarları ve reddedilen ziynet alacağı davası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; her iki dava yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kabul ve reddedilen boşanma davaları, kabul ve reddedilen tazminatlar, nafakalar ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- davacı erkek vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

3. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

4. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklar yararına takdir edilen tedbir ve iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı- davalı kadın vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2.Yukarıda (2) (3) (4) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

3.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı- davacı erkek vekilinin tüm temyiz tirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz ...'a iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.