Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5792 E. 2024/5271 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, kadının davasının kabulü için gerekli şartların oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi ve hükmedilen tazminat miktarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin zina eyleminin sabit olması ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğunun belirlenmesi, hükmedilen tazminat miktarının da dosya kapsamına uygun bulunması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/199 E., 2023/548 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/566 E.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında Bakırköy 4.Aile Mahkemesinde görülen boşanma davasının reddine karar verildiğini ve kararın 01.06.2015 tarihinde kesinleştiğini, o tarihten bu yana tarafların bir araya gelmediklerini ve iletişim dahi kurmadıklarını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin son fıkrası uyarınca fiili ayrılık nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacının evlilikleri boyunca sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkilini maddî ve manevî sömürdüğünü, müvekkilinin maaşına ve birikimine el koyarak müvekkilini istismar ettiğini, davacının bir başka kadınla müvekkilini aldattığını, evlilikleri boyunca süre gelen zina eylemleri nedeniyle müvekkilinin kişilik haklarının ağır zarara uğradığını belirterek davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 161 ıncı maddesi olmadığı takdirde 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına 5.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının tahsiline, yasal faiziyle 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı ...'nin Nilgün isimli bir bayanla uzun yıllardır gayri meşru şekilde karı-koca hayatı yaşadığı, tarafların dinlenen ortak çocuklarının beyanlarına göre düğün gibi herkesin topluca bulunduğu ortamlara dahi birlikte giderek söz konusu durumunu üçüncü kişilere ilan ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı-birleşen dosya davalısının 4721Sayılı Kanun 166/4 ve davalı-birleşen dosya davacısının 161 kapsamındaki boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen dosya davacısının madde 166/1 kapsamındaki boşanma davasının reddine, birleşen dosya davacısının yoksulluk nafakası talebinin reddine, birleşen dosya davacısının maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 100.000,00 TL maddî tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacı-birleşen dosya davalısından alınarak davalı-birleşen dosya davacısına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen dosya davacısının manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 200.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacı-birleşen dosya davalısından alınarak davalı-birleşen dosya davacısına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen dosya davacısının mal rejiminin tasfiyesi talebinin kararın kesinleşmesinden sonra tefrik edilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul, yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu, yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan karar oluşturulduğunu, yargılama sırasındaki beyanlarını tekrar ettiklerini, açmış oldukları davanın şartsız kabulünün gerektiğini, iddia edilen olayları kabul etmediklerini, davalının ancak sadakat yükümlülüğüne aykırı eylemleri ispat etmesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayanabileceğini, davalı tarafça açılan karşı davanın ve ferilerinin reddinin gerektiğini,reddedilen davada müvekkili lehine ayrıca vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, buna rağmen karşılıklı vekâlet ücretine hükmedildiğini, tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılması yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin zina eylemini gerçekleştirdiğinin sabit olduğu, temadi eden zina eyleminde hak düşürücü süreden bahsedilmeyeceği, kadına yüklenecek herhangi bir kusur bulunmadığı, boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, faizin başlangıç tarihine yönelik istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 4 ve 5 nolu bentlerindeki "dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte" ibaresinin kaldırılmasına, mahkemece hükmedilen tazminatların boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle erkekten tahsiline karar verildiği,birleşen dava terditli olarak açılmış olup; iki ayrı dava değil, tek dava bulunduğundan erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğine yönelik istinaf talebinin reddine, taraflarca açılan boşanma davalarının kabul edilmesi nedeniyle iki taraf lehine de vekâlet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan bu husustaki istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur tespitinin hatalı olduğu, tazminatlar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadının davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti,delillerin takdirinde hata edilip edilmediği,tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.