Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5800 E. 2024/2520 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsıldı ise kusurun kimde olduğu ve boşanmaya bağlı olarak maddi ve manevi tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı erkeğin temyiz sebeplerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, istinaf merciince verilen ve boşanmaya hükmeden karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/396 E., 2023/577 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 29. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/78 E., 2021/215 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının davacıya psikolojik, ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığı, davalının savurgan bir hayat sürmesi nedeniyle sürekli kredi çekmek zorunda kaldıkları, tarafların 3 yıldır ayrı oldukları 10 yıldır cinsel birlikteliklerinin bulunmadığı, davalını sürekli alkol aldığı, davacı kadını başkalarının yanında küçük düşürdüğü, özel hayatlarını başkalarına anlattığı, davacının fikirlerini önemsemediği ve hakaret ettiği, müşterek kızları hakkında çevreye olumsuz sözler söylediği, gereksiz kıskançlık yaptığı, müşterek çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, davalının davacıyı, müşterek çocuklarını ve torunun öldüreceğini üçüncü kişilere söylemesi üzerine davacının müşterek kızı ve torunun alarak evi terk ettiği, dışarıda kaldıkları sonrasında iş arkadaşlarının araya girmesi üzerine davalının evden çıktığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacının gerçekleri alt üst ettiği, davalının davacının kumar alışkanlığı ile mücadele ettiği, davacının davalının karşı çıkmasına rağmen kürtaj yaptırdığı, davalının davacıya fiziksel şiddet uygulamadığı, küçük düşürmediği, davalının kusurunun bulunmadığı, davacının kusurlu olduğu davacının maddi, manevi tazminat ve nafaka talebinin yersiz ve fahiş olduğunu beyan ederek kadının davasının reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanıkların taraflardan yada üçüncü şahıslardan duyum olarak aktardıkları beyanlar ile evliliğin devam etmesi ile affedilen yada hoşgörü ile karşılanan olaylara ilişkin beyanlarına, dava tarihinden sonra gerçekleşen olaylar hakkındaki beyanlar ile dava ve süresinde verilen cevap dilekçelerinde dayanılmayan maddi vakıalara ilişkin beyanlarına kusur belirlemesinde itibar edilmediği, davalının eşine karşı küfür ve hakaretler ettiği (haysiyetsiz, şerefsiz), aşırı borçlandığı davalının tanıklarının beyanlarında geçen hususlarda cevap dilekçesinde vakıa olarak dayanılmadığından kusur belirlemesinde dikkate alınmadığı, davacının kusursuz, davalının tam kusurlu olduğu anlaşıldığı, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, her iki taraf da büyükelçilikten emekli memur olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, gerekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci/ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine ve kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili hükmün tamamı yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının kusurunun bulunmadığı, davacının kusurlu olduğunu beyan ederek hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ıncı, 174 üncü maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'u 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.