Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5802 E. 2024/2521 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurun kimde olduğuna, kadının tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığına ve velayet, nafaka gibi fer'i konulara ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alındığında usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/397 E., 2023/837 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/944 E., 2021/1451 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek dava dilekçesinde özetle; davalının ailesini kendisinden ön planda tutarak ciddi anlamda tartışmalara sebebiyet verdiği, davalının davacının görüşmediği kız kardeşini müşterek konuta aldığını çıkan tartışma sonucunda uzaklaştırma kararı verildiğini, taraflar arasında sevgi ve saygı kalmadığını, iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kendi iradesine bırakılmasına talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek vekili ıslah ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin birlik görevlerini yerine getirdiğini, kadının erkeğe hakaret ettiği ve soğuk davrandığı, erkeğin kadını hastaneye götürme hususunda bir ihmalinin olmadığını, davalı kadının davacının konuşmadığı kız kardeşini müşterek konuta geldiğini bundan kaynaklı sorun yaşandığını, davalının kız kardeşinin dostu olduğu iddia edilen şahsın davalı kadın hakkında bir takım ahlaksız söylemlerde bulunduğunu bu yüzden davalının kız kardeşinin eve gelmesini istemediğini bu nedenle tartışma çıktığını davalı kadının bu durumu kurguladığını, kadının açtığı davadaki iddiaları kabul etmediklerini, erkeğin aldatma hususunun geçmişte yaşandığını kadının bu durumu affettiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata, kadının davasının ve maddî taleplerinin reddine hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; davacının kendisini aldattığını, darp ettiğini, evlilikte huzursuzluk çıkardığını, tehdit ettiğini, kendisinin ve çocuklarının psikolojisini bozduğunu iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen davasında özetle; davacı-davalı erkeğin davalı-davacı kadına karşı psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığı, kök ailesiyle görüşmesine izin vermediği, başkalarının yanında küçük düşürdüğü, hakaret ettiği, birlik görevlerini yerine getirmediği, aldattığı, kadının ailesini aşağıladığını, tarafların son tartışmalarında bayram nedeniyle davalı kadının kız kardeşinin müşterek konuta ziyarete geldiği, davacı erkeğin kavga çıkararak hakaret ettiği, kadının kız kardeşini müşterek konutta istemediğini söylediği, davalı kadını darp ettiği, çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, kadının şikayetçi olduğunu sonrasında şikayetten vazgeçtiği erkeğin tehditlerine devam ettiğini, bu dönemde kadının aldatma olayını öğrendiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle, 161 inci maddesi uyarınca zina nedeniyle ve 162 nci maddesi uyarınca pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın ve karşı davanın konusunun evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma olduğu, asıl dava yönünden incelendiğinde, tanık beyanlarının davacının iddialarını destekler nitelikte olmadığı, ayrıca tanık beyanlarında davalı kadına kusur izafe edilebilecek bir eylemden de bahsedilmediği bu nedenle asıl dava yönünden davanın reddine karar verildiği, karşı dava yönünden ise tanık beyanlarından davacı erkeğin sadakate aykırı davranışlarının olduğu, bu durumu ayrı ayrı tanıklarca şahit olunduğu, ayrıca tarafların fiilen ayrı yaşamaya başladıkları son olayın tarafların müşterek çocuğunun yanında gerçekleştiği ve bu olayın davalı kadının kardeşinin gelmesinden kaynaklandığı, bunun sonucunda tartışmanın büyüdüğü, bu olayda davacı erkeğin davalı kadına şiddet uyguladığı, ayrıca tanık olarak dinlenilen ortak çocuk tarafından davacı erkeğin başka bir kadınla fotoğraflarının görüldüğü, davacı erkeğe bu durumun sorulması üzerine ''yaptık bir hata'' şeklinde beyanda bulunması aldatma iddiasını da kanıtlar nitelikte olduğu anlaşılmakla, birleşen dava yönünden evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuklardan 11.01.2002 doğumlu Muratcan aşamada 18 yaşını ikmal ettiğinden hakkında nafaka yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, müşterek ev yönünden tedbir kararının devamına, yoksulluk nafakası talebi bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; ağır kusurlu davalı-davacı kadının İlk Derece Mahkemesi tarafından kabul edilen karşı davasının ve hükmedilen maddî ve manevî tazminatın kaldırılmasına ve reddine, davacı-davalı erkeğin açtığı ve reddedilen asıl davanın ve ferilerinin kabulüne karar verilmesi ve davacı-davalı erkek vekili lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; ağır kusurlu davalı-davacı kadının İlk Derece Mahkemesi tarafından kabul edilen karşı davasının ve hükmedilen maddî ve manevî tazminatın kaldırılmasına ve reddine, davacı-davalı erkeğin açtığı ve reddedilen asıl davanın ve ferilerinin kabulüne karar verilmesi istemi ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında geçmisizliğe neden olan kusurun kimden kaynaklandığı, kadının açtığı davanın reddinin ve erkeğin açtığı boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı ve 174 üncü maddeleri ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.