Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5818 E. 2024/3234 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranları, boşanmaya hükmedilip hükmedilmeyeceği ve kadına hükmedilen maddi-manevi tazminat miktarlarının uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemece belirlenen kusur oranları ve boşanma hükmü yerinde bulunurken, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ve 174. maddesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddeleri gözetildiğinde düşük olduğu gerekçesiyle tazminat miktarları yönünden bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/932 E., 2023/750 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/1223 E., 2022/249 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Mahkemece karşı davadaki ziynet eşyaları yönünden tefrikine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin iltihaplı romatizma rahatsızlığı ve kalp ameliyatı geçirdiğini, tarafların evliliklerinin 15. gününde erkeğin babasının vefat ettiğini, kadının cenaze evine gelmek istemediğini, geldiğinde ise sürekli tartışma çıkarttığını, gelenlerle ilgilenmediğini, vefatın 3. gününde cenaze evine kadının annesinin gelerek kızının artık buraya gelmeyeceğini ifade ettiğini, erkeğin hastalandığı zamanlarda kadının hiç ilgilenmediğini, kadının her gün annesi ve ablası ile gezmeye çıktığını, ev işlerini yapmadığını, eve maddî katkı sağlamadığını, iş yerinden aldığı tazminat parasını kendi ailesine verdiğini, erkeğin ailesi ile görüşmesini istemediğini, kadının iki kez evi terk ettiğini, erkeğin eşinin babasını arayarak konuşmak istediğinde ise karşı tarafın akrabaları ile geldiğini alkollü olduklarını ve küfür ettiklerini, tehditlerde bulunduklarını, darp ettiklerini, aşağıladıklarını, kadının bu duruma sessiz kaldığını, kadının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, eşi ile ilgilenmediğini, kadının ailesinin sürekli olarak erkeği aşağıladığını, küçük düşürücü hareketlerde bulunduklarını, sunulan mesaj delilini kabul etmediklerini, sosyal medya hesabının erkeğe ait olmadığını, eşine hakaret içerikli mesajlar yazmadığını iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, yasal faizi ile 20.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik birliğinin üzerine düşen görevleri yerine getiremediğini, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve küfürler ettiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, aldattığını, başka kadınlarla cinsel içerikli mesajlaştığını, sürekli kahvede zamanını geçirdiğini, eve doğalgaz bağlatmadığını, alt kattaki erkeğin annesinin evinde banyo yaptıklarını ve yemek yediklerini, sadece yatmaya evlerine gittiklerini, erkeğin evi otel gibi kullandığını, evde ise sürekli telefonla vakit geçirdiğini, toplum içinde kadınlığına, kişiliğine, kilolarına hakaret ettiğini, sosyal medya üzerinden başka kadınlarla cinsel içerikli mesajlaştığını, kadının erkek tarafından planlı olarak evden gönderildiğini, daha sonrasında barışmak için evlerine gittiğinde erkeğin eve sokmadığını, baba evine geri döndüğünü, evine girdiğinde çekmecelerde kendisine ait olmayan iç çamaşırları bulduğunu iddia ederek, açılan davanın reddine, karşı davanın kabulüne,evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminata, ev eşyalarının aynen iadesine mümkün değilse bedelinin tahsiline, ziynetlerin aynen iadesine mümkün değilse bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 09.03.2020 tarih ve 2018/195 Esas, 2020/339 karar sayılı kararı ile; erkeğin ihtiyaçları karşılamadığı, evin doğalgazını dahi açtırmadığı, kadına karşı fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, kadınlarla görüştüğü, güven sarsıcı eylemlerde bulunduğu, kadının ailesine ''alın kızınızı gidin'' dediği, evlilik birliğin temelinden sarsılmasında ağır kusurlu olduğu, kadının ise erkeğin daha önceden mevcut kalp rahatsızlığı ile ilgili özel bakım gerektiren hususlarda hassas davranmadığı bu nedenle az kusurlu olduğu, kimsenin kendi kusuruna dayalı hak iddia edemeyeceğinden 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası kapsamında olup kadının itirazının hakkın kötüye kullanımı olmadığı gerekçesi ile açılan asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın için 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, karşı davadaki ziynet eşyaları yönünden tefrikine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kabul edilen tazminat ve nafakalar, reddedilen tazminatlar, asıl ve karşı davada erkek aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti, ziynet alacağının tefriki yönünden, davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminat miktarları, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarları yönünden katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 19.10.2021 tarih ve 2020/811 Esas, 2021/1081 Karar sayılı kararı ile Mahkemece, duruşmada tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçen kısa kararda, asıl davanın reddine karar verildiği, karşı boşanma davası hakkında ise, "karşı davanın boşanma ve fer'îleri yönünden" kabulüne şeklinde hüküm kurulduğu, tarafların boşanmalarına ilişkin açık bir hüküm oluşturulmadığı, gerekçeli kararda boşanma hükmünün kurulduğu, bu durumun çelişki oluşturduğu, asıl ve karşı boşanma davası yönünden verilen kararlara ilişkin harç konusunda karar verilmediği ,karşı dava yönünden kadın tarafından yatırılan harçların yargılama giderlerinde gösterilirken tefrik edilen ziynet eşyası alacak davasının harcının da yargılama giderlerine dahil edildiği, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin bulunduğu, mahkemece bu talepler hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında kabul edilen kusurlar ile kabul edilmeyen kusurlar yönünden gerekçede yeterli açıklama bulunmadığı, af/hoşgörü kapsamında olan eylemler olup olmadığı, bunların kusur tespitine esas alınıp alınmadığının gerekçede açıklanmadığı, kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedildiği, gerekçede sadece kusura göre değerlendirme yapıldığı, sosyal ekonomik durum ve geliri bulunup bulunmaması yönünden bir açıklama olmadığı, yine kadın lehine hüküm altına alınan manevî tazminat yönünden karar gerekçesinin yetersiz olduğu, manevî tazminata esas eylemlerin ne olduğunun yazılmadığı, kadının sosyal ve ekonomik durumunun tespiti yönünden kolluk marifeti ile yaptırılan araştırmanın yetersiz olduğu, ayırca yargılama sırasında erkeğin emekliliğinin iptal edildiği iddiası olmasına rağmen bu hususun araştırılmadan eksik inceleme ile karar verildiği, bunun yanında, mahkemenin karar gerekçesinde kadının da az kusurlu olduğunun belirtildiği. Mahkemece, kadının kusuru olarak belirtilen "eşinin mevcut kalp rahatsızlığıyla ilgili özel bakım gerektiren hususlarda hassas davranmadığı" şeklindeki ibaresinin soyut nitelikte olup, kadının hangi eylemleri ile ne şekilde bir kusurunun bulunduğunun somut olarak açıklanmasının gerektiği, bu yönüyle, kadın hakkında tespit edilen az kusurun gerekçesinin yeterli olmadığı, öte yandan, kadının az da olsa kusurlu bulunmasına rağmen bu kusurun hakkın kötüye kullanımı olmadığı, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle karşı davanın reddine karar verildiği, az kusurlu taraf aleyhine açılan boşanma davasının mahkemenin kabul ettiği gerekçeyle reddine karar verilebilmesi için evlilik birliğinin devam etmesi, yani boşanma yönünde bir karar verilmemiş olmasının gerektiği, kadın tarafından açılan asıl dava kabul edildiğine ve evlilik birliğinin devamında bir yarar görülmediğine göre, boşanmada az kusurlu olan eş aleyhine açılan karşı boşanma davasının da kabulüne karar verilmesinin gerektiği, varsa kusurunun somut olarak delilleri ile birlikte belirtilmesi, kusurlu olduğunun tespit edilmesi halinde aleyhine açılan davanın da açıklamalar kapsamında kabulü yönünde hüküm kurulması gerektiği, gerekçeli karar başlığında taraf sıfatlarının davacı/k.davalı ve davalı/k.davacı olarak gösterilmesi gerekirken, sadece davacı ve davalı olarak belirtildiği gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi'nin kararının kaldırılmasına ve ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin ihtiyaçları karşılamadığı, evin doğalgazını dahi açtırmadığı, kadına karşı fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, kadınlarla görüştüğü, güven sarsıcı eylemlerde bulunduğu, kadının ailesine ''alın kızınızı gidin'' dediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ağır kusurlu olduğu, kadının ise erkeğin daha önceden mevcut kalp rahatsızlığı ile ilgili özel bakım gerektiren hususlarda hassas davranmadığı, hastaneye götürülürken yardımcı olmadığı, yemeklerini yapmadığı, bu nedenle az kusurlu olduğu, kendisinin de boşanmayı istediği gerekçesi ile asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın için 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, yasal koşulları oluşmadığından erkeğin tazminat taleplerinin reddine, karşı davadaki ziynet eşyaları yönünden tefrik kararı verildiğinden ayrıca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; delillerin değerlendirilmediğini, karşı davanın harcı süresinde yatırılmadığından reddinin gerektiğini, karşı tarafın sunduğu mesaj delillerinin hukuka aykırı olduğunu, telefon incelemesi yapılmadan karar verildiğini belirterek, karşı boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, kabul edilen tazminatlar ve miktarları, karşı davada aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının az ve hakkaniyete uygun olmadığını belirterek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, kabul edilen tazminat ve nafaka miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, kabul edilen tazminat ve nafaka miktarları yönünden temyiz edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadına yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadından kaynaklanan kusurlu bir davranışın ispat edilip edilmediği, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle toplanan deliller, dinlenen tanık beyanlarına göre davacı- karşı davalı erkeğin davalı- karşı davacı kadının kilosu ile dalga geçtiğinin ve manevî bağımsız konut temin etmediğinin, erkeğe bu vakıaların da kusur olarak yüklenmesi gerektiğinin, tarafların belirlenen ve gerçekleşen tüm kusurları birlikte değerlendirildiğinde, yine de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, davalı- kaşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı- karşı davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı- karşı davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının davalı- karşı davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat yönlerinden BOZULMASINA,

3.Davalı- karşı davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.