"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/564 E., 2023/812 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/456 E., 2021/530 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek dava dilekçesinde; davacının evlendikten sonra davalının kız olmadığını anladığını ve bu durumu kendisine sorduğunda davalının bunu inkar ettiğini, davalının evlendikten sonra tavırlarının değiştiğini, davacı ile davalı arasında yaşananlardan dolayı evliliğin çekilmez hale geldiğini, davalının davacının fikirlerine hiç saygılı davranmadığını ve evliliğin yükümlülüklerini kavrayamadığını, davacı ve davalı evlendikten sonra davacının annesinin davalının mahalleden 65 yaşında bir adam ile dost hayatı yaşadığını öğrendiğini, davacının annesinin önceleri bu durumu davacı ile paylaşmadığını ancak bu durumu başka kişilerden de duyunca bu durumu davacı ile paylaştığını, davacının bu durumu davalıya sorduğunda davalının kendisine "ben Altan ile birlikteyken de seni seviyordum." dediğini, davalının ruhsal durumunun iyi olmadığını, davacı, davalının Gebze Fatih Devlet Hastanesinde, Gebze Yüzyıl Hastanesinde, Darıca Farabi Devlet Hastanesinde tedavi görmüş olduğunu öğrendiğini, davalı davacının kendisi ile vakit geçirmek istediğinde bile kendisini küçümsediğini ve davacıyı odalarına kitlediğini, taraflara misafir geldiğinde de davacının kimse ile konuşmasını istemediğini, davalının "senin oğlundan bir şey olmaz o pezevenk, boynuzlu" şeklinde konuştuğunu,"sen adam değilsin seninle bir yere gidilmez" dediğini, davacınında artık davalının bu saygısız tavırlarına dayanamadığını ve davalıdan boşanmak istediğini beyanı üzerine davalının, davacıya saldırdığını davalıya kül tablası fırlattığını davacının kendisini korumak için yere kapaklandığını, davalının müvekkile tırnak darbeleri ile zarar verdiğini, davacının yüzünü, göğsünü adeta parçaladığını, davacının annesinin tarafları ayırmaya çalıştığını, davacının darp raporu olduğunu ve Cumhuriyet Polis Merkezine yapılmış bir şikayetinin bulunduğunu, davalının Baran isimli bir kişiyle görüştüğünü, davacının bunu yeni öğrendiğini, davalı tarafa bunu sorduğunda davalı tarafın davacıya bir mesaj okuttuğunu, mesajda davalının bu evliliği Baran isimli şahsın bir kız ile fotoğrafını gördükten sonra inat üzerine yaptığını ve bu evlilikten pişman olduğunu ve davacıya karşı ağır hakaretler ettiğini, davalı tarafın açıkça sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, lehine 1.000.00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini kararın kesinleşmesi halinde yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini, 100.000.00 TL maddî tazminat ile 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Dava dilekçesi davalı kadına 22.11.2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalı vekili 29.11.2021 tarihli dilekçesinde lehine 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 30.09.2019 tarihinde evlendikleri, ortak çocuklarının bulunmadığı, tarafların, davalı kadın eşin kendi annesi ile yaşadığı problem nedeniyle kadın sığınma evinden çıktıktan sonra davacı erkek eşin evine gelerek evlenmek istemesi üzerine ani bir kararla evlendikleri, nikahlarının yapıldığı, davacı erkek eşin birlikte yaşadığı kendisini büyüten yengesi ile aynı evde yaşamaya başladıkları, düğünlerinin henüz yapılmadığı, düğün ve taraflar için bağımsız ev hazırlıklarının yapıldığı süreçte taraflar arasında geçimsizlik başladığı, son olarak 15.10.2019 tarihinde, tarafların evlemelerinden 2 hafta kadar sonra gezmeye gittikleri cafede aralarında yaşanan tartışmadan sonra eve döndüklerinde devam eden tartışma sırasında davalı kadın eşin, davacı erkek eşe saldırdığı, kül tablası fırlattığı, yüzünü tırnakları ile çizdiği, eşine "senin ağzına s..rım, senden adam olmaz, boynuzlu, pezevenk, salak, gerizekalı, o..pu çocuğu" şeklinde hakaret ettiği, davacı eşine ve birlikte yaşadıkları yengesine "Sizin başınıza ne çoraplar öreceğim, benim istediklerimi yapmak zorundasınız" şeklinde konuştuğu, bu suretle davacı eşine psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığı, tanık olarak dinlenen ...'ın anlatımlarına göre, tanığa " Ben ... ile sana inat olsun diye evlendim, ... ile evlenmek istemiyordum" şeklinde mesaj attığı, bu davranışının güven sarsıcı mahiyette olduğu, 15.10.2019 tarihli olay sonrasında davalının evden ayrıldığı, tarafların bir daha bir araya gelmedikleri, davalı kadın eşin bu davranışları ile davacı erkek eşe karşı fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, başka erkeklerle mesajlaşarak güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve kusurlu olduğu, davacı erkek eşin de 15.10.2019 tarihinde taraflar arsında yaşanan olayda, davalı eşine karşı tekme ve yumruk atmak suretiyle fiziksel şiddet uyguladığı ve olay sonrası evden ayrılan davalı kadın eş kısa bir süre sonra annesi ile birlikte eve geldiğinde davalı kadın eşe ve annesine hitaben "o..pu çocukları, s..tirin gidin" şeklinde hakarette bulunduğu ve bu nedenle kusurlu olduğu anlaşılmış, davacı erkek eşe fiziksel, psikolojik şiddet uygulayan ve güven sarsıcı davranışlarda bulunan davalı kadın eşin, davacı erkek eşe göre ağır kusurlu, davalı kadın eşe fiziksel ve psikolojik şiddette bulunan davacı erkek eşin ise az kusurlu olduğu, davalının yoksulluk nafakası talep etmediği, davacı erkek eş, tedbir ve yoksulluk nafakası talep etmiş ise de, yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmalarına göre, davacı erkek eşin çalıştığı ve gelir sahibi olduğu, boşanma ile yoksulluğa düşmeyeceği, davalı kadın eşin ise çalışmadığı ve gelirinin bulunmadığı, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda davalının ağır kusurlu olduğu, toplanan delillerde davacı erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, evli olarak geçirdikleri süre, kusur durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları evli kaldıkları süre, eylemin niteliği ,gereği davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, davalının süresinde cevap dilekçesi vermemesi gerekçesi davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına , davalı için takdir edilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının boşanma davasına ilişkin karar kesinleşinceye kadar devamına, davacının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalının süresinden sonra yapılan maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece inkar kapsamında sunulan delillerin hiçbir gerekçe gösterilmeksizin değerlendirilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu beyan etmek suretiyle kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadın tarafından yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz edilmediğinin anlaşılması karşısında kadın tarafından usulünce vakıa olarak dayanılmayan olayların erkeğe kusur olarak yüklenmesinin doğru görülmediği, erkeğin istinaf başvurusunda bulunmaması sebebi ile bu hususun kaldırma konusu yapılmadığı, yanlışlığa değinilmekle yetinildiği, kadının İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda kadının ağır, erkeğin de az usurlu olduğunun anlaşılması karşısında davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gibi tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, erkeğin kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatleri kapsamında erkek lehine maddî- manevî tazminat takdir edilmesinde de usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, takdir edilen tazminat tutarlarının da makul bulunduğu, davalı kadının yasal süresi içerisinde ileri sürmediği tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde de usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili özetle; inkara yönelik delillerinin toplanmadığını, davacının evlilik öncesinde davalıya tecavüz ettiğini, davacının bu sebeple evlendiğini, buna ilişkin soruşturma dosyasının ve hastane kayıtlarının celp edilmediğini, evlendikten sonra davacının başka bir birliktelikten kızı olduğunu öğrendiğini, davacı tarafça sunulan mesaj kayıtlarının telefonunun ve sim kartının davacı tarafta bulunduğu sırada davacı tarafça davada kullanılmak üzere oluşturulduğunu, yargılama sırasında davacı tarafça gönderilen mesaj kayıtlarının mahkemece dikkate alınmadığını, yargılama sınasında davacının davalıyı darp ettiği buna ilişkin Gebze 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/77 Esas sayılı dosyası ile yargılamanın devam ettiği mahkemenin dosyayı değerlendirmeye almadığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, maddî tazminat, manevî tazminat, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasındaki geçimsizlikte kusur belirlemesi, tazminatlar ve miktarları ile kadını yararına yoksulluk nafakası koşulları oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 ve 51 inci maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı erkek yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat fazladır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı erkek yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının davacı erkek yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden davalı kadın yararına BOZULMASINA,
3. Davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.