Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5832 E. 2024/2096 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirleme ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki delillerin ve hukuki nitelendirmenin doğru yapıldığı, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/365 E., 2023/737 K.

DAVA TARİHİ : 26.08.2020 - 26.08.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/817 E., 2021/1613 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1979 tarihinde evlendiklerini, hepsi reşit olmak üzere ortak altı çocuklarının olduğunu, müvekkilinin evliliği boyunca şiddet gördüğünü, hakarete uğradığını, müvekkilinin okuma yazma bilmemesi ve gidecek kimseyi olmadığından boşanma davası açamadığı gibi hukuki veya cezai yollara da başvuramadığını; ancak müvekkilinin yaşı itibarıyla davalı tarafın fiziksel, sözlü ve ekonomik şiddetine daha fazla dayanamadığını ve boşanma davası açmaya karar verdiğini; davalının, müvekkilini hiçbir şekilde umursamadığını ve müvekkilin mevcut ve beklenen menfaatlerini zedelediği hususları göz önünde bulundurulduğunda evliliğin birliğinin temelinden sarsılmasında davalı-davacı tarafın tam ve ağır kusurlu olduğunu ve evlilik süresince müvekkilinin maddî ve manevî olarak yıprandığını, emekli maaşı alsa da maaş kartının davalı-davacıda bulunması sebebiyle maaşını yıllarca kullanamadığını, ne kadar maaş aldığını dahi bilmediğini; davalının emekli maaşının yanı sıra kira gelirlerinin bulunduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla davalarının kabulüne, evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, müvekkili için aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının (duruşma günü beklenmeksizin ve dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tedbir nafakası) davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların hiçbir doğruluğunun olmadığını, müvekkilinin her zaman ailesi için çalıştığını ve çocuklarının borçlarını ödediğini, müvekkilinin çok nadir zamanlarda alkol almışlığının olduğunu, müvekkilinin uzun bir süre esnaflık yaptığını, davacı kadının 2000' li yılların başında müvekkillinin sahibi olduğu bakkala alışveriş yapmaya gelen ve aynı zamanda karşı yanın arkadaşı da olan komşu kadını kıskandığını, davalı eşin evlilik birliği boyunca evi ve müvekkiliyle ilgilenmediğini , bir çok kereler evi terk edip geri döndüğünü ve eşine ne saygı ne de sevgi gösterdiğini, Vekil edeninin boşanma aşamasında iken köylerinde yaşayan vekil edeninin tanıdığı ancak ismini belirtmek istemeyen bir kişi, vekil edenine "Bu kişi köyden neden gitti biliyor musun, senin karın yüzünden gitti." dediğini, bu durumun vekil edenin de şüphe uyandırdığını, vekil edeninin evlilikleri sırasında yaşadıkları olaylar, eşinin davranışları ve bu ifadeyi tanıdığından duyması üzerine davalı ...'a herhangi bir inancı kalmadığını ve mevcut olan şüpheden dolayı yıkıldığını, işbu sebeplerle Eskişehir 3. Aile Mahkemesinin 2020/899 Esas sayılı dosyasıyla ortak çocuklarla ilgili olarak soybağının reddi davası açıldığını, tüm bu nedenlerle davacının davasının ve taleplerinin Reddi ile karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına , müvekkili lehine 200.000,00 TL maddî ve 200.000.00 TL manevî tazminat taleplerinin kabulü ile yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen davacı tanıkları doğrultusunda davalı-davacı erkeğin davacı-davalı kadına ait maaş kartının kendisinde durması, en son ayrılmaya neden olan olay sonrası karttan 5.000,00 TL'ye yakın para çekmesi, hakaret etmesi, en son yaşanan olayda şiddete teşebbüs etmesi ve evlilik devamı boyunca kadına şiddet göstermesi, dışarı çıkmasına izin vermeyecek kadar kıskanç olması, davalı-davacının, kadın hakkında köyden birisinin karısı yüzünden köyü terkettiğine dair asılsız dedikodular çıkartması; 2020/899 Esas sayılı dosyası ile 6 çocuğu için soybağının reddi davası açıldığı, ilgili davada alınan ATK raporunda 6 çocuğun ...'tan olduğu görülmekle davanın reddedildiği anlaşılmakla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı-davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu, davacı-davalı kadının ise evin temizlik ve yemeğini yapmaması nedeniyle hafif kusurlu olduğu; açıklanan nedenlerle taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında tarafların dava açmakta haklı olup, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmediği gerekçesi ile; asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı-davalının yoksulluk talebinin reddi ile; kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı-davalı kadının boşanma davasının kabulü, kusur tespiti, kadın lehine hükmolunan tazminatlar ve kendisinin tazminat taleplerinin reddine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı-davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesinin doğru olup olmadığı, asıl davanın kabulü ile kadın lehine tazminatlara hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, tazminatların miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin kabulü gerekip gerkemediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.