"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/424 E., 2023/883 K.
DAVA TARİHİ : 14.04.2017
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/1284 E., 2021/1588 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak kararda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2014 tarihinde evlendiklerini, ortak bir çocuklarının olduğunu, erkeğin evliliğin başından beri hakaretleri ve kötü davranışlarının bulunduğunu, müvekkilini hırpaladığını, kolundan tutup yataktan attığını, koltuğa fırlattığını, hamileliğini önemsemeden şiddet uyguladığını, asılsız iftiralar ve başkaları ile birlikte olduğu yönünde suçlamalarla uyguladığı şiddetin seviyesini arttırdığını, alkol bağımlılığının da gün geçtikçe arttığını, evlilik danışmanına başvurulduğunu, müvekkilinin evde küçük kızının bakımı, evin bakımı ve idaresi ile uğraşırken davalının "ben çalışırken senin evde oturman gücüme gidiyor" demekten çekinmediğini, ortak çocuklarının beslenme ihtiyaçları dışında davacı müvekkilinin hiçbir ihtiyaçlarını karşılamamaya başladığını, ekonomik şiddet nedeniyle müvekkilinin annesinden destek almak zorunda kaldığını, davalının müvekkilinin ve evin zorunlu ihtiyaçlarına kayıtsız kaldığını, müvekkiline "gerizekalı, senden bana kadın olmaz, sk..r ol git bu evden, seni bu evde istemiyorum, çocuğu elinden alacağım" dediğini, müvekkilinin davalı eşinin gece yarısı bir başka kadınla mesajlaşmalarına tanık olduğunu, müvekkilinin davalının mesajlaştığı kişinin pavyonda çalışan bir konsomatris olduğu ve davalının pavyonlara takıldığını öğrendiğini uygunsuz gece yaşantıları ve sadakatsiz davranışlarda bulunduğunu belirterek tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk için aylık 1.000 TL tedbir/iştirak, müvekkili için aylık 500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile nafakaların her yıl %10 üfe tüfe oranında arttırılmasına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının davasının tamamen yersiz ve mesnetsiz olduğunu, taraflar arasında Nisan 2016 tarihinde bir ayrılık olup 2016 yılının Ağustos ayında bir araya gelerek beraber yaşamaya devam ettiklerini, Ağustos 2016 tarihinden öncesi her iki taraf açısından da affa uğramış dönem olduğunu, davacının dava dilekçesinde belirttiği tüm hususların Ağustos 2016 tarihinden öncesi döneme ait olduğunu, davanın reddi gerektiğini, kaldı ki dava dilekçesinde ileri sürdüğü müvekkilinin kötü davranışları, hırpalaması, hakaret emesi, iftira atması, bıçakla tehdit etmesi, darp etmesi gibi belirtilen olayların gerçek olmadığını, davacının hamile kaldıktan sonra kendi isteği ile çalışmayı bıraktığını, müvekkilinin en ufak bir müdahalesinin olmadığını, tarafların Ağustos 2016 tarihinden Nisan 2017 ye kadar ki süreçte müvekkiline atfedilecek en ufak bir kusurunun dahi bulunmadığını, davacının 2017 yılının son günlerinde anlamsız huzursuzlar çıkartarak kıskançlık krizlerine girerek evlilik birliğinin sona ermesini sağladığını, müvekkilinin eğitim semineri için Antalya'ya gitmesinin söz konusu olduğunu, gitmesini istemediğini, "oralarda ne boklar yiyeceksin" dediğini, seminer dönüşünde de müvekkiline hayatı zindan ettiğini, tartışmalar çıkarttığını, müvekkilinin davacının ailesini çağırdığını, onların huzurunda da müvekkiline yapmadığını bırakmadığını, sürekli müvekkilini istemediğini boşanacağını söylediğini, davacının bu süreçte iş ilanlarına üye olarak profil oluşturduğunu, iş aramaya başladığını, profili oluştururken kendisini bekar olarak tanıttığını, müvekkiline avukattan telefon gelmesi sonucu eve gitmediğini, ailesinin yanına gittiğini, davacının da iki gün sonra ailesinin yanına gittiğini, o tarihten beri tarafların ayrı yaşadıklarını, davacının evlilik birliği içerisinde üzerine düşen görevlerin hiçbirisini yapmamaya başladığını son bir aylık dönemde yemek yapmadığını, bulaşık, çamaşır yıkamadığını, ütü yapmadığını, en son evdeki eşyaları, müvekkiline ait eşyalar da dahil olmak toparlayıp gittiğini belirterek karşı davalarının kabulüyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı gereği velâyetinin mahkemenin takdirine bıraktıklarını, müvekkili için kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın kadından tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 26.06.2018 tarih ve 2017/524 Esas, 2018/1165 Karar sayılı kararı ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 29.06.2021 tarihli ve 2019/128 Esas, 2021/1262 Karar sayılı kararı ile, ilk derece mahkemesince gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulduğu, bu itibarla istinaf denetimine elverişli, usulüne uygun verilmiş bir kararın bulunmadığı gerekçesiyle; taraf vekillerinin istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 21.12.2014 tarihinde evlendikleri, ortak bir tane çocuklarının bulunduğu, her iki tarafında özel sektörde çalıştığı, tarafların 12 Nisan 2016 tarihinden sonra yaklaşık 5 ay kadar ayrı yaşadıkları, Ağustos ayında tekrar birleştikleri, ayrılık öncesinde yaşanan olayları tarafların karşılıklı affetmiş sayılacakları, ancak kocanın 5 aylık ayrılık sürecinde pavyona giderek bir bayanla görüştüğü, bu olayın tarafların 2016 yılı Ağustos ayından sonra birlikte yaşamaya başladıktan sonra kadın tarafından öğrenildiği, kocanın Fadime isimli bir bayanla olağanın dışında görüşmelerinin olduğu, taraflar birlikte yaşamaya başladıktan sonra kocanın eşiyle ve çocuğu ile ilgilenmediği, ihtiyaçlarını karşılamadığı, en son tarafların çocuğun hastalığı sebebiyle doktora gittikleri, bundan sonra kavga ettikleri, davalı kocanın eve gelmemeye başladığı, kadına "ben sana bakmak zorunda değilim, git çalış" şeklinde mesaj attığı, kadınında eşinin işi gereği gittiği seminerler nedeniyle kıskançlıkları nedeniyle sıkıntı çıkarttığı, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, yemek ve ütü yapmadığı, kocanın ütüsünün kardeşi Büşra tarafından yapıldığı, yemek içinde ailesine gittiği, davalı evden ayrılmadan kadın tarafından boşanma davasının açıldığının tanık beyanlarıyla sabit olduğu, kadının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği ve kıskançlık yaparak geçimsizliğe neden olduğu, davalı kocanın da üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeyerek ayrılık döneminde güven sarsıcı davranışta bulunarak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı kadına göre daha ağır kusurlu olduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak nitelikte ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin olduğunun mevcut ve sabit olduğu,evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı-karşı davalı kadının az kusurlu, davalı-karşı davacı kocanın ise kadına göre daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı-karşı davalı anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir, aylık 700,00 TL iştirak nafakasına, iştirak nafakasının her yıl Üfe oranında artırılmasına, davacı-karşı davalı yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası ile 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, davacı-karşı davalının yoksulluk nafakası talebi ile fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı-davalı kadının boşanma davasının kabulü, kusur tespiti, kadın lehine hükmolunan tazminatlar ve kendisinin tazminat taleplerinin reddine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının reddi, nafakalar ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olmadığını belirterek kararın kaldırılması yönünden istinaf dilekçesi sunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davacı-davalı kadının boşanma davasının kabulü, kusur tespiti, kadın lehine hükmolunan tazminatlar ve kendisinin tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminat miktarları, yoksulluk nafakasının reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, asıl ve karşı davanın kabulü ile kadın yararına tazminat koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş is kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının mevcut olup olmadığı erkeğin reddedilen tazminat taleplerinin verilmesi şartlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Boçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın lehine takdir edilen maddî ve mânevi tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası ve ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat yönünden ortadan KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden BOZULMASINA,
2.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Mustafa'ya yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde Şerife'ye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.