"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/282 E., 2023/288 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 15. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1068 E., 2021/405 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiş, kadının ziynet alacağı ve mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağı taleplerinin tefrikine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik birliğinin yüklemiş olduğu sorumlulukları yerine getirmediğini, eşi ve çocuğu ile ilgilenmediğini, erkeğin küsme huyunun olduğunu, zorunlu ihtiyaçlarda dahi kısıtlamalara gittiğini, kadına ekonomik şiddet uyguladığını, kadına para vermediğini, kadına ve çocuğa fiziksel şiddet uyguladığını, evden kovduğunu, ayrı evlerde yaşamak istediğini, kadını sevmediğini ve istemediğini söylediğini, kadına hakaret edip hırsızlıkla suçladığını, kadını eve almadığını, taraflar arasında uzun süreden beri cinsel birlikteliğin olmadığını, kadına ve ailesine karşı sevgi ve saygı göstermediğini, kadının hastalığı döneminde maddî ve manevî olarak yanında olmadığını, cimri olduğunu, ortak çocuklarının nişan merasiminde dahi bulunmadığını, kadının ailesinin eve gelmesini istemediğini, çocuğuna hakaret ettiğini, kardeşi vefat ettiğinde yanında bulunmadığını, ziynetlerin bozdurulup borçların ödendiğini iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, her yıl TUİK tarafından yayınlanan Tüfe oranında arttırılmasına, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata, ziynet bedeli şimdilik 250,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte erkekten tahsiline, şimdilik 750,00 TL katılma alacağına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadın tarafından öne sürelen iddiaların asılsız olduğunu, erkkeğin maaş kartının kadında olduğunu, evi terk edip gidenin kadının olduğunu, aralarındaki tartışmaların kadından kaynaklandığını, kızının nişanın yapıldığından sonradan haberdar olduğunu, kavgacı bir kişilik yapısına sahip olduğunu, uyumsuz tavırları nedeniyle sık sık iş değiştirdiğini, erkeğin annesine daima mesafeli bir tavır takındığını, kadının 2009 yılında açtığı işletmeyi batırarak aile bütçesini zora soktuğunu, erkeğe karşı hakaret ettiğini, küçük düşürücü sözler söylediğini, saygı ve sevgi göstermediğini, parasal konularda oldukça savurgan olduğunu, lüks harcamalar yaptığını, eve maddi katkı sağlamadığını, erkeğin çevresi ile görüşmesini kısıtladığını, eve misafir kabul etmediğini, erkeğin annesine bayram ve özel günlerde ziyarete gitmediğini, erkeği boşamakla tehdit ettiğini, erkek hastalandığında yanında bulunmadığını, altınların ortak konuta eşya alımında kadının rızasıyla kullanıldığını iddia ederek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, yasal faizi ile 100.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminat,
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden erkeğin kadına ekonomik şiddet uyguladığı, kadını evden kovduğu, ayrı evlerde yaşamak istediğini ve davacıyı sevmediğini söylediği, daha sonra müşterek çocuğun evini yerleştirmeye davalı ile birlikte Bingöl'e gittikleri, erkeğin kadından para istediği, kadının para kalmadığını söylemesi üzerine erkeğin kavga çıkardığı, küfür ve hakaretlerde bulunduğu ve haber vermeden Ankara'ya döndüğü, daha sonra kadını ve kızını arayıp sormadığı, kadını eve almadığı, kadının tedavi için Ankara'da hastaneye yattığı, erkeğin kadınla ilgilenmediği, tanık ....'ın beyanlarında geçtiği üzerine davalı erkeğin davalı kadına "yelloz, nankör, oyuncu, senin ne mal olduğun ortaya çıktı " şeklinde sözler söyleyerek hakaret ettiği, çıkan tartışmada erkeğin kadını hırsızlıkla suçladığı, bu şekilde sözel şiddet uyguladığı, ayrıca erkeğin aşırı derecede tutumlu olduğu, kadına ihtiyaçlarını karşılaması için para vermediği, bu şekilde erkeğin kadına ekonomik şiddet uyguladığı, karşı dava yönünden erkeğin soyut iddiaları dışında, kadının kusurlu olduğunu ispatlamaya yeter derecede delil, bilgi ve belge bulunmadığı gerekçesi ile açılan asıl davanın kabulü ile 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile nafakaların miktarının az olduğunu, dilekçelerinde nafakanın artırımını talep etmelerine rağmen İlk Derece Mahkemesince bu konuda hüküm tesis edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, tazminat ve nafaka miktarları, nafakaya her yıl artış uygulanması talebi hakkında karar verilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının her yönüyle usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadının kusurlu olduğunu, kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, miktarlarının fazla olduğunu, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının da fazla olduğunu, Mahkemenin duruşma sırasında hazır bulunan tanığını dinletme talebini reddettiğini belirterek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, karşı boşanma davasının reddi, kabul edilen tazminatlar ve miktarları, nafaka ve miktarı, reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı- karşı davalı kadının yoksulluk nafakasının her yıl TÜFE oranında da artırılmasını talep etiği, İlk Derece Mahkemesince bu talebi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmediği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğe atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu, ayrıca kadının maddi ve manevi tazminat istemine faiz talebinin bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince talepten fazlasına hükmedilmesinin doğru görülmediği gerekçesi ile kadının yoksulluk nafakasının gelecek yıllarda artırımına karar verilmemesi ve tazminatların miktarına yönelik, erkeğin ise tazminatlara faiz yürütülmesine yönelik istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın için takdir edilen yoksulluk nafakasına her yıl TÜİK tarafından belirlenen TÜFE oranında artırım uygulanmasına, kadının tazminat taleplerinin kısman kabulü ile 120.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, kadının tazminatlarda faize ilişkin usulüne uygun bir talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, tazminat ve nafaka miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, karşı boşanma davasının reddi, kabul edilen tazminatlar ve miktarları, nafaka ve miktarı, reddedilen tazminatlar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, geçimsizlikte kadından kaynaklanan kusur bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata, nafakaya hak kazanıp kazanmayacağı, asıl boşanma davasının kabulünün, karşı boşanma davasının reddinin, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı, kadın için hükmedilen nafaka miktarı ile tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı- karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı- karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî tazminat miktarı yönünden BOZULMASINA,
2.Davacı- karşı davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıdaki temyiz giderinin ,,,'a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ,,,'a iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.