Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5853 E. 2024/2272 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma davasında verilen ve kesinleşen boşanma kararındaki hükmün, davalı kadının tavzih talebi üzerine düzeltilmesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşen mahkeme kararlarında, sehven yazılmış hususların düzeltilebileceği ve davalı kadının tavzih talebinin bu kapsamda değerlendirilerek kabulünün hukuka uygun olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/585 E., 2023/887 K.

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/1518 E., 2019/84 K.

Taraflar arasındaki açılan boşanma davasında dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekilince tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1999 tarihinde evlendiklerini, ortak iki çocuklarının bulunduğunu tarafların anlaşamadıklarını, aralarında şiddetli geçimsizlik bulunduğu belirterek boşanmalarına ortak çocukların velâyetin anneye verilmesini kadın yararına, 250,00 TL tedbir yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 750,00 TL iştirak nafakasına ve araç üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların ayrı yaşadıkları için evlilik birliğini yürütmelerinin imkansız olduğunu gerekçesi ile boşanmak kendisininde istediğini, ortak çocuğun velâyetini, davacı tarafın nafaka taleplerinin reddine karar verilmesini talep ve beyan ettiği görüldü.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 31.01.2019 tarih ve 2018/1518 E., 2019/84 K. sayılı kararı ile; davacı 01.08.2018 günlü dava dilekçesinde davalı aleyhine boşanma davası açmış, tarafların 1999 tarihinde evlendiklerini, müşterek iki çocuklarının bulunduğunu tarafların anlaşamadıklarını, aralarında şiddetli geçimsizlik bulunduğu belirterek boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Taraflar 31.01.2019 tarihli oturumunda, 1999 yılında evlendiklerini, müşterek iki çocuklarının bulunduğunu, protokol maddeleri gereğince kimsenin baskısı altında kalmadan hür iradeleri ile boşanmak istediklerini beyan etmişlerdir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca dava açıldığı, tarafların hür iradeleri ile boşanma ve fer'îleri konusunda anlaştıklarını beyan ettikleri evliliğin bir yılı doldurduğu anlaşıldığından 4721 sayılı Kanun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğu velâyetinin davalı babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına,taraflar karşılıklı olarak nafaka, tazminat, katkı payı, katılma alacağı, ziynet alacağı, eşya alacağı, takı alacağı talep etmediklerinden bu konularda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

2.Davacı vekili 04.03.2019 havale tarihli dilekçesiyle, Mahkemece verilen 31.01.2019 tarihli ilamın hüküm kısmının 5.maddesinde "Taraflar karşılıklı olarak nafaka, tazminat, katkı payı, katılma alacağı, ziynet alacağı, eşya alacağı, takı alacağı talep etmediklerinden bu konularda karar verilmesine yer olmadığına" yazıldığını ancak tarafların ziynet eşyası, çeyiz ve başkaca her çeşit menkul ve gayrimenkul mal ve mal bedeli, katkı payı ve sair hak ve alacak talebinde bulunma haklarının saklı tutulduğunu belirterek kararın bu şekilde düzeltilmesini talep etmiş,İlk Derece Mahkemesinin 04.03.2019 tarihli düzletme şerhli kararı ile Mahkemenin 31.01.2019 tarih 2018/1518 Esas 2019/84 Karar sayılı ilamın hüküm kısmının 5.maddesinin,"5-Taraflar karşılıklı olarak nafaka ve tazminat talep etmediklerinden karar verilmesine yer olmadığına," maddesinin eklenmek suretiyle, kararın bu şekilde düzeltilmesine karar verilmiştir.

3.Davalı vekili, İlk Derece Mahkemesinin 04.03.2019 tarihli düzletme şerhli kararına, aradan geçen iki buçuk yıl sonra davacının müvekkili aleyhine ziynet alacağı ve katkı payı alacağı davası açtığını, mahkememizce tavzih kararının kendilerine tebliğ edilmediğini, 01.10.2021 tarihli dilekçe ile müracaat ettikten sonra kararın tebliğ edildiğini, gerekçeli kararın kesinleştiğini, 04.03.2019 tarihli düzeltme şerhli ek kararın kaldırılmasını talep etmiş, İlk Derece Mahkemesi 07.02.2023 tarihli ek kararı ile " Protokolde tarafların birbirlerinden tedbir, yoksulluk, iştirak nafakası, maddî manevî tazminat taleplerinin olmadığı, bu alacaklardan vazgeçtikleri ancak tarafların ziynet eşyası, çeyiz, başkaca her çeşit menkul, gayri menkul, mal ve mal bedeli, katkı payı, sair hak ve alacak talebinde bulunma hakkı saklıdır" beyanlarının olduğu, ancak karar yazılırken hükmün 5. maddesinde, sehven katkı payı, katılma alacağı, ziynet alacağı, eşya alacağı talep etmedikleri hükme yazıldığı, davacı tarafın düzeltme talep ettiği, 04.03.2019 tarihinde düzeltme yapıldığı anlaşıldığından, tavzih talebinin kabulü ile, gerekçeli kararının 5.maddesinin; "Tarafların karşılıklı nafaka ve tazminat istemediğine" hükmünün kararda kalmasına, "katkı payı, katılma alacağı, eşya alacağı, ziynet alacağı, takı alacağı talep etmedikleri" cümlesinin hükümden çıkartılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen ek kararına davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekilinin istinaf dilekçesiyle, davacının müvekkili aleyhine ziynet alacağı ve katkı payı alacağı davası açtığını, mahkemece tavzih kararının kendilerine tebliğ edilmediğini, 01.10.2021tarihli dilekçe ile müracaat ettikten sonra kararın tebliğ edildiğini, gerekçeli kararın kesinleştiğini belirterek, 07.02.2023 tarihli ek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta yazılı tarih ve sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince tavzih talebinin kabulü ile gerekçeli kararın 5.maddesinin "tarafların karşılıklı nafaka ve tazminat istemediği" hükmünün kararda kalmasına, "katkı payı, katılma alacağı, ziynet alacağı, eşya alacağı, takı alacağı talep etmedikleri" cümlesinin hükümden çıkarılmasına karar verildiği, bu haliyle duruşma tutanağına uygun olarak boşanma kararı verildiği, mahkemece usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla verilen ek kararda her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanun uygun olan hükme karşı davalının istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B.Temyiz sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararının hüküm fıkrası 5 nci maddesini değiştirmesinin mümkün olmadığı, gerekçeli karara karşı yasal yollara müracaat etmek hakkı olan tarafların bu hakkı kullanamadıklarını, 31.01.2019 tarihli gerekçeli kararın mevcut hali ile kesinleştiğini, dolaysıyla 07.02.2023 tarihli ek kararın hukuk aykırı olduğunu belirterek kararının temyizen bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, anlaşmalı boşanma davasında verilen kabul kararının istinaf edilmeyerek kesinleştiği sabit olup kadının tavzih talebinin kabulünün yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 305 inci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...