Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5861 E. 2024/5278 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak maddi-manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları değerlendirilerek, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında her iki tarafın da eşit kusurlu olduğunun tespit edilmesi ve eşit kusurlu eş lehine maddi-manevi tazminata hükmedilemeyeceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/337 E., 2023/767 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/355 E., 2021/1426 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2016 yılında evlendiklerini, davacının ailesi evine geldiğinde, davalının tartışma çıkardığını, eve çocuklu misafir kabul etmediğini, davalının bahaneler üreterek davacıya hakaret ettiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, davalının ve davalının annesinin de aynı şekilde hakaret ettiğini 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; davacının ailesini ve arkadaşlarını yatılı olarak dahi misafir ettiğini, müvekkilinin bu misafirliklerde saygısızca davranılmamasını beklediğini, davacının buna saygı duymak yerine aksi davranışlarda bulunarak müvekkilini kasıtlı olarak tahrik ettiğini, davacının müvekkiline karşı sürekli hakaret ettiğini, MS hastası olduğunu bilmesine rağmen bu konuda destek olmadığını, aksine hastalığını ilerletecek tutum ve davranışlarda bulunduğunu, hatta "ömür boyu sana bakıcılık mı yapacağım" şeklinde sözler söylediğini, müvekkilinin davacıya hakaret etmediğini, hiçbir şekilde şiddet uygulamadığını, davalının müvekkilinin rahatsızlığını ilerlemesine sebep olduğunu, bir eş olarak kendisini eksik hissetmesine sebep olduğunu asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, erkek yararına 100.000.00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların 28.06.2016 tarihinde evlendikleri, ortak çocuklarının olmadığı, asıl davacı kadının karşı davacı erkeğe hakaret ettiği, nedensiz evi terk edip gittiği, karşı davacı erkeğin MS hastalığının kadının kusurlu davranışları nedeniyle ilerlediğinin doktor raporuyla sabit olduğu, kadının en son hakaret eyleminin tarafların ayrılmadan önceki 2 ay önceki döneme ait olsa da erkeğin hastalığı nedeniyle bu duruma bir süre daha sessiz kalmak zorunda kaldığı, bu nedenle kadının hakaret eyleminin af kapsamında değerlendirilemeyeceği, kadının tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, erkeğin her ne kadar kadına hakaret etme, evde misafir istememe, çocuklara karşı davranışı, nedeniyle kusurları olsa da bu eylem tanık beyanlarından anlaşılacağı üzere çok zaman önce olduğu ve tarafların birlikte yaşamaya devam ettikleri anlaşılmakla af kapsamında kaldığından erkeğe kusur verilmediği, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın kadın eşten alınarak erkek eşe verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur tespitinin hatalı ve hukuka aykırı olduğu, eksik incelemeyle verilen karşı davadaki boşanma kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, müvekkili aleyhine maddî, manevî tazminata hükmedilmesinin ve müvekkilinin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddinin yasa ve hukuka aykırı olduğunu, karşı davanın reddi, asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği yönünde usul ve yasaya aykırı olan kararın kaldırılarak asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddi ile, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminatın karşı taraftan tazminine karar verilmesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar mahkemece, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda davacı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, asıl davanın ise reddine karar verilmiş ise de; mahkemece yapılan kusur belirlemesinin yerinde olmadığı, karşı davacı erkeğin MS hastalığının, kadının kusurlu davranışları nedeniyle ilerlediğini, doktor raporuyla sabit olduğu gerekçesiyle davacı kadına kusur yüklenmiş ise de; dosya içerisinde buna ilişkin doktor raporu bulunmadığı, davalı erkeğe ait 22.01.2021 tarihli sağlık kurulu raporunda da bu yönde bir tespit bulunmadığı, dolayısıyla davacı kadına bu yönde kusur yüklenmesinin hatalı olduğu, dosyada bulunan tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, asıl davacı kadının, karşı davacı erkeğe hakaret ettiği ve nedensiz evi terk edip gittiği, karşı davacı erkeğin de, davacı kadına hakaret ettiği ve evde misafir istemediği, bu suretle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında her iki tarafın eşit kusurlu oldukları anlaşılmakla, davacı kadının kusur tespitine ve asıl davanın reddi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile, kusur gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, asıl davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerektiği, ancak karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde de, usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, kadın vekilinin karşı davada verilen boşanma kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği, eşit kusurlu eş lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilemeyeceği göz önüne alınarak, kadının maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği, karşı davada eşit kusurlu eş olan erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespitinin hatalı olduğu, tazminatların reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur tespitinin hatalı olduğu ve tazminatların reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.