Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5863 E. 2024/4075 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusurun belirlenmesi, boşanmaya, nafakaya ve tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kusurlu olduğunun Bölge Adliye Mahkemesi tarafından tespit edilmesi ve davacı-karşı davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/367 E., 2023/869 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden gerekçenin düzeltilmesi, sair istinaf istemlerinin esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/541 E., 2021/1612 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; 10 sene kadar önce kadının erkeği evden kovduğunu, aradan 10 yıldan fazla zaman geçtiğini, bu zaman içinde evine çağrılmadığı gibi olmayacak laflar söylendiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin dava dilekçesindeki beyanlarını kabul etmediklerini, erkeğin emekli olduktan sonra alkol alışkanlığı kazandığını, bir çok defa eve alkollü gelip kadını darp edip kötü davranışlarda bulunduğunu, en son 2007 yılında erkeğin eve alkollü geldiği gün kadına bıçak attığını, ayrıca tehdit ve saldırıları ile birlikte kadını ortak konuttan kovduğunu, kadının annesinin yanına sığındığını, erkeğin kadını ortak konuttan kovduktan sonra ... isimli bir kadın ile 5-6 yıldır bu konutta ikamet ettiğini, müvekkilini hiçbir surette eve geri çağırmadığını, kadının sokakta kaldığı için annesinin evine sığınmak zorunda kaldığını, erkeğin alkol alışkanlığı ile birlikte ekonomik, fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddet uyguladığını, istemediği halde defalarca ters ilişkiye zorlandığını, evlilik birliğinin sorumluluklarına ve kadının kişilik haklarına saygı göstermediğini, eve çeşitli kadınlar ve erkekler getirdiğini ve eşinden hiçbir çekincesi olmadan hem erkek-erkeğe hem de kadınlar ile cinsel birliktelikler yaşadığını, eşi bu durumlara karşı çıktığında ise kavga çıkardığını kadına şiddet uygulamaktan hiç çekinmediğini, harçlık vermediğini, kadının rızası ve bilgisi dışında edindiği borçlar için icra dairelerinden, ortak konuta defalarca haciz gelmesine sebep olduğunu, bu borçları ortak çocuk ...'in ödemek zorunda kaldığını, sürdürdüğü alkol ve ahlak dışı yaşam için sık sık ziynet eşyalarını kadından gizli olarak aldığını, eşinden ve evliliğinden esirgediği ilgiyi, çocuklarına dahi hiçbir zaman göstermediğini ve ortak çocuklara karşı sorumluluklarını yerine getirmediğini, evliliğin başından beri psikolojik, fiziksel, cinsel ve ekonomik şiddet uyguladığını, ortak konuttan kovarak sokağa attığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine ödenmekte olan 400,00 TL tedbir nafakasının 1.000,00 TL ye yükseltilmesine, yoksulluk nafakası olarak devamına, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının kusurunun ispat edilemediği, kadın tarafından Eskişehir 2.Aile Mahkemesi'nin 2011/83 Esas ve 2016/962 Esas sayılı dosyaları ile ayrı yaşamada haklılığını ispat ederek önlem nafakası bağlandığı, ilgili dosyada ayrı yaşamaya başlamada alkol kullanan, kefil olup borçlanan, en son erkek yüklü bir miktarda borç altına girince kadının mağdur olmaması için evden ayrılmasını isteyen erkeğin kusurlu olduğu, erkeğin emekli olduktan sonra alkol alışkanlığı kazanması nedeniyle maddî olarak zor duruma düştükleri, alkollü iken başkalarına kefil olması nedeniyle eve icraların geldiği, evde yaşanan olaylar nedeniyle erkeğin kadını evden kovduğu, erkeğin eve erkek ve kadın getirerek cinsel ilişkiye girdiği hatta kadının tanıklarından ...'in erkeğin erkek ile evde ilişkiye girmesinden dolayı ablasının koltuktaki kanları temizlediğini gördüğünü beyan etmesi, ... diye bir kadınla aynı evi paylaşarak sadakate aykırı davranması nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00 TL olarak belirlenen tedbir nafakasının aylık 750,00 TL'ye artırılmasına ve boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden yoksulluk nafakası olarak devamına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; her iki dava yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin alkol kullandığı, borçlandığı, eşini ortak konuttan kovduğu, fiili ayrılık döneminde ... isimli bir kadınla birlikte yaşamak suretiyle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen "Eve erkek ve kadın getirerek cinsel ilişkiye girdiği" şeklindeki vakıanın ise toplanan delillerle ispat edilemediği, bu vakıa yönünden anlatımda bulunan tanık Çetin'in beyanının zaman belirtmeyen, görgüye dayalı olmayan, subjektif değerlendirmeler içeren nitelikte olup, bu vakıa başkaca delillerle de ispat edilemediğinden eldeki boşanma davasında erkeğe kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı, İlk Derece Mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere, toplanan delillerle kadının boşanmaya sebep olabilecek kusurlu bir davranışının ispat edilemediği, gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu yönündeki kabul sonuç olarak doğru olmakla birlikte, erkeğe kusur olarak yüklenen vakıalar değiştiğinden, erkeğin kusur belirlemesine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin yukarıda açıklanan şekilde düzeltilmesine, erkeğin sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla; erkeğin davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının reddi, kadının boşanma davasının kabulü, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.