Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5869 E. 2024/3907 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Fiili ayrılık nedeniyle açılan boşanma davasında, tarafların kusur durumu, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı ve tazminat talepleri hakkında karar verilmemiş olmasının isabetli olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı erkeğin ilk boşanma davasını açması nedeniyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/433 E., 2023/854 K.

KARAR : Kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/846 E., 2022/252 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını, daha önceden erkek tarafından açılan boşanma davasının Bursa 5. Aile Mahkemesi'nin 2015/26 Esas, 2015/107 Karar sayılı kararı ile reddedildiğini, ret kararının 11.03.2015 tarihinde kesinleştiğini, kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıl geçtiğini, taraflar arasında eylemli ayrılığın gerçekleştiğini ve ortak hayatın yeniden kurulamadığını bildirerek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen iddialarının doğru olmadığını, ailesinin yönlendirmeleri ile hareket ettiğini, herhangi bir sebep yokken evi ve ailesini terk ettiğini, evden ayrıldığı günden itibaren kadını ve çocuğunu aramadığını, maddi olarak ailesini zor durumda bıraktığını ileri sürerek davanın reddine, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL iştirak, kadın yararına ise aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 25.06.2019 tarih ve 2018/299 Esas, 2019/582 Karar sayılı kararı ile; tarafların ayrılmadan önce kadının babasına ait evde kira vermeden uzun süre altlı üstlü oturdukları, daha sonra erkeğin babasının ev yaptırdığı, erkeğin kadına babasının yaptırdığı eve taşınması için talepte bulunduğu ancak kadının evin küçük olduğunu ileri sürerek eve taşınmak istemediği, ikna çabalarının da sonuç vermediği, bunun üzerine erkeğin evden ayrıldığı ve boşanma davası açtığı, akabinde taraflar arasında barışma girişimi olunca erkeğin davasından feragat ettiği, aksini ispat eden kadının hiçbir tanık beyanı ve delili bulunmadığı, kadının, erkeğin davet ettiği eve gitmek istemediği, ailesine ait evde yaşamaya devam etmek istediği, her ne kadar erkek ortak evi terk ederek yeni eve taşınmış ise de, kadının izah edilen nedenlerle evlilik birliğinin bozulmasında daha fazla kusurlu olduğu, tarafların uzun süredir ayrı yaşadıkları, yeniden bir araya gelme ihtimallerinin bulunmadığı, aile birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir, 300,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, kadının ağır kusurlu olması nedeniyle talep etmiş olduğu tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, yoksulluk nafakasının miktarı ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 19.11.2021 tarih ve 2019/2403 Esas, 2021/1773 Karar sayılı kararı ile davacı erkeğin tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca dava açtığı ve Bursa 5. Aile Mahkemesinin 2015/26 Esas, 2015/107 Karar sayılı dosyasına delil olarak dayandığı ve başkaca bir vakıa ile delile dayanmadığı halde mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre yargılama yapılıp deliller incelenerek hüküm oluşturulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, kabule göre de erkek tarafından dava dilekçesinde taraflar arasında önceki tarihte görülerek ret ile sonuçlanan boşanma davası haricinde başkaca bir vakıaya ve delile dayanılmamasına rağmen ön inceleme aşamasında davacı erkeğe tanıklarını bildirmesi için süre verildikten sonra bildirdiği tanıkların dinlenilerek beyanlarının hükme esas alınması suretiyle karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kadının istinaf taleplerinin kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, tespit edilen hususlar dikkate alınarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bursa 5 Aile Mahkemesi 2015/26 Esas, 2015/107 Karar sayılı 09.02.2015 tarihli kararından erkeğin açtığı boşanma davasının feragat nedeniyle reddedildiği, ret kararının 11.03.2015 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın açılış tarihinin 20.03.2018 olduğu, dosyada dinlenen tüm tanık beyanlarından tarafların ortak hayatı sürdürmek için bir araya gelmediklerinin ve eylemli ayrılığın gerçekleştiğinin görüldüğü, davacının açtığı ret ile sonuçlanan boşanma davasından sonra tarafların bir araya gelemediklerinin iki tarafında kabulünde olduğu gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, tarafların ret kararı ile sonuçlanan önceki boşanma davalarında, taraflara yüklenebilecek bir kusurlu davranışın belirlenmediği, yine eylemli ayrılık döneminde de taraflara yüklenebilecek bir kusurlu davranışın varlığı ispatlanamadığından kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, yasal şatları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakası ile kararın kesinleşmesinden sonra geçerli olmak üzere 200,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, yoksulluk nafakasının miktarı ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 24.04.2023 tarihli ve 2023/433 Esas, 2023/854 Karar sayılı kararıyla davalı kadının cevap dilekçesinde ve yasal süresi içerisinde maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmadığı, ön inceleme aşamasında 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminat talep ettiği, erkeğin ise kadının tazminat taleplerine açıkça muvafakatinin olmadığı, kadının süresinde talep edilmeyen tazminat istemleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına nazaran kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası miktarı ile tazminat taleplerinin reddine yönelik istinaf başvurusunun kabulüyle bu yönlere ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yenİden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle kadın yararına kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 700,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, kadının maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin boşanma için haklı bir nedeni olmamasına rağmen davasının kabul edilmiş olmasının isabetsiz olduğunu, geçerli bir nedeni olmaksızın evini ve ailesini terk ettiğini, ailesini maddi yönden zor durumda bıraktığını, kök ailesinin etkisi altında kaldığını, tazminat taleplerinin taraflarca yargılama aşamasında her zaman dile getirilebileceğini bu sebeple tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin verilen hükmün hatalı olduğunu, ergin kızı ile birlikte kaldığını ve günün enflasyon koşulları dikkate alındığında mahkemece hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğunu, tarafların bir araya gelememesindeki kusurun erkekte olması nedeniyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinin kadına yüklenmesinin isabetsiz olduğunu ileri sürerek erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat talepleri hakkında karar verilmemesi, yoksulluk nafakasının miktarı ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından fiili ayrılık nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasında fiili ayrılık şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının tazminat talepleri hakkında karar verilmemiş olmasının isabetli olup olmadığı, tarafların kusurlarının bulunup bulunmadığı, günün ekonomik şartlarına göre kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı ile erkeğin kabul edilen boşanma davası neticesinde kadın aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hakim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesince her ne kadar tarafların ret kararı ile sonuçlanan ilk boşanma davasında taraflara yüklenebilecek kusurlu bir davranışın belirlenmediği, eldeki davada da eylemli ayrılık döneminde taraflara yüklenebilecek kusurlu bir davranışın ispatlanamadığı, böylece taraflara kusur yükleme imkanının bulunmadığı gerekçesine yer verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı erkeğin ilk davayı açarak haksız boşama nedeni oluşturmakla kusurlu olduğu sabittir. Böylelikle boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü gerekirken yazılı şekilde tarafların kusursuz olduğunun kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin açıklandığı şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Davalı tarafın "kusur gerekçesine" yönelik temyiz itirazının kabulü ile sonucu itibarıyla doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin yukarıda (2) nolu paragrafta açıklandığı şekilde değiştirilerek ve DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine karardan bir örneğin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.