Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5868 E. 2024/3910 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranı, yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranları dikkate alınarak, hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat miktarları yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2357 E., 2023/674 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kuralması

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/151 E., 2020/106 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, kadın çocuk düşürdüğü zaman onunla ilgilenmediğini, psikolojik şiddet uygulandığını, iftira atıldığını, ziynet eşyalarının satılarak taşınmaz alındığını ve bu taşınmaz kadından habersiz sattığını, kadını evden kovarak baba evine gönderdiğini, eşyalarını almak için eve geldiğinde erkeğin bir takım ziynet eşyalarını da alarak evden ayrıldığını, erkeğin iş ortağının eşinin kadına hakaretine sessiz kaldığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, yine kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı kadın vekili 17.10.2018 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; erkeğin büyü ve alternatif yöntemlerle uğraştığını, eşyalarını almak için ortak konuta gittiğinde büyü yapmak amacıyla kullanılan bir takım yağlar gördüğünü, erkeğin psikolojik ve fiziksel şiddet uygulaması nedeniyle düşük yaptığını, kadını bakire olmamakla suçladığını, başka kadınla aldatarak sadakatsiz davrandığını ileri sürerek 80.000,00 TL değerindeki ziynet eşyası bedelinin kadına ödenmesine, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; ileri sürülen iddiaların soyut ve mesnetsiz olduğunu, erkeğin önceki evliliğinden olan oğluna gerekli özeni göstermediğini, onu istemediğini, evlilik birliğinden kaynaklı sorumlulukları yerine getirmediğini, taşınmaz malın yatırım amaçlı alınarak sonradan ihtiyaç halinde satıldığını, ziynet eşyalarının karşılığı elde edilen para ile alınmadığını, kadının ortak konuta gelerek eşyalarını aldığını, kalan eşyalara da zarar verdiğini, kadın ve annesinin, erkeğe, erkeğin arkadaşına ve arkadaşının eşine ağır küfür, hakaret ve tehdit içeren mesajlar gönderdiğini, erkeğin önceki evliliğinden olma oğlunu kastederek "ya o ya ben" dediğini, yaşanan tartışma neticesinde kadını isteği üzerine babasının evine bıraktığını, ev eşyalarına zarar verdiğini, erkeği hizaya getirmek amacıyla hocalara gittiğini ve bu şekilde erkeğin güvenini sarstığını ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin eşi düşük yaptığında ilgilenmediği, onu yalnız bıraktığı, eşinin bileklerinde morluk oluşmasına sebebiyet verecek şekilde şiddet uyguladığı, eşini evden kovduğu, davacı kadının ise eşine sesli mesajla küfür ve hakaret içerek mesajlar gönderdiği, erkeğin önceki evliliğinden olan ve taraflarla birlikte yaşamayan çocuğunu istemediği, her ne kadar kadın tarafından erkeğin ... İsimli kişi ile kendisini aldattığı ileri sürülmüş ise de tanık beyanlarından dava dışı .... İle erkeğin yakın arkadaş oldukları, bu kadının eşi ile de arkadaş oldukları ve telefon görüşmelerinin tek başına aldatma veya güven sarsıcı davranış olarak değerlendirilemeyeceği, fiziksel şiddete ilişkin tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığı, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası ile bir defaya mahsus olmak üzere 10.000,00 TL toptan yoksulluk nafakası ödenmesine, tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağına ilişkin talebinin dosyadan tefriki ile başka bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi, tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı, erkeğin reddedilen tazminat talepleri nedeniyle kadın yararına nispi vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönlerinden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince taraflara yüklenen kusurlu davranışların isabetli olduğu ancak kusur oranının yanlış tespit edildiği, mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre erkeğin ağır kadının ise az kusurlu olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur durumu, tarafların yaşları ve hakkaniyet ilkesi nazara alındığında kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve miktarında isabetsizlik olmadığı ancak toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olması nedeniyle kadının tazminat istemlerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının miktarı ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine ilişkin istinaf itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun tespitine, kadın yararına aylık 600,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, yine kadın yararına yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle 30.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin karşı davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, erkeğin 25-30 yıllık arkadaşının yanında asgari ücretle çalıştığı yönündeki sosyal ekonomik durum araştırmasının gerçeği yansıtmadığını, erkeğin bir ayakkabı dükkanının ortağı olduğunu, 15 adet taşınmazı olduğunu, erkeğin bu sosyal ve ekonomik durumuna nazaran kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile tedbir ve yoksulluk nafakası miktarının az olduğunu, kadının kabul edilen tazminat talepleri ile erkeğin reddedilen tazminat talepleri neticesinde kadın yararına nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı ve vekâlet ücreti yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının büyü ve alternatif yöntemlerle uğraştığını, mahkemece erkeğe yüklenen kusurların asılsız olduğunu, erkeğin bir aile dostuna hakaret ve tehdit ettiğini, erkeğe başka kadınla ilişkisi olduğu yönünde iftira attığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tüm yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü ile tarafların kusur durumlarına göre kadın yararına tazminat ödenmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakalarının tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına nazaran yerinde olup olmadığı ile boşanmanın fer'îsi niteliğindeki taleplerin kabulü veya reddi halinde ayrıca vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğine göre kadın yararına erkeğin reddedilen tazminat talepleri nedeniyle nispi vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilmemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Yukarıda (2), (3) üncü paragraflarda belirtildiği üzere, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ..'ya geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.