"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/741 E., 2023/563 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/377 E., 2019/1027 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf evkilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle;erkeğin baskılayıcı ve ilgisiz olduğunu, davalının kadının boşanma talebini kabul ettiğini, bu nedenle ortak çocuğun incinmemesi için boşanma sebepleri hakkında daha fazla açıklama yapmacaklarını beyanla, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeniyle boşanma, velâyet, aylık 11.000,00 TL tedbir/iştirak nafakası takdiri ile nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı- karşı davalı kadın vekili cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin çocuğa bakım görevini yerine getirebilecek bir sorumluluk anlayışında olmadığını, çocuğu kullanarak kadını tehdit ettiğini, çocuğu pazarlık malzemesi yaptığını, rahatsız edici, küçük düşürücü davranışlarla mobbing uyguladığını, güven ve kıskançlık sorununu olduğunu, en ufak eleştiriyi hakaret olarak algıladığını,kadının 27.04.2018 gecesinde boşanmak istediğini söyleyince kavga etmeye başladığını, sözlü ve fiziki şiddet uygulayarak kolundan tutup küfür ederek kapının dışına atarak kadını sokakta bıraktığını, kadının kullandığı aracı arkadaşına devrettiğini, mal kaçırdığını, kadının işten attığı şahsı yanında tuttuğunu, sadakatsiz olduğunu, erkeğin baskısı ile kadının işten ayrıldığını belirterek 1.500,000,00 TL maddî, 1.000.000,00 TL manevî tazminat ile ortak çocuk ve müvekkili lehine nafaka taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde, özetle; dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu, kadının son iki aydır soğuk davrandığını, boşanmak istediğini söylediğini, boşanma sebebini sorduğunda ise sebebini öğrenemediğini, evlilik birliği içerisinde herhangi bir gidere harcama yapmadığını, ortak çocukla ilgilenmediğini, masrafları karşılamak için sürekli ailesinden yardım aldığını belirterek kadının davasının reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun geçici velâyetinin ve sonrasında velâyetinin müvekkiline verilmesine, geçici velâyetin anneye verilmesi halinde baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk Irmak için makul bir nafaka miktarının belirlenmesine, karşı tarafın haksız kötü niyetli nafaka, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili ikinci cevap ve karşı davada cevaba cevap dilekçesinde özetle; karşı davaya cevap dilekçesindeki beyanların doğru olmadığını, kadının psikolojik durumunun yerinde olmadığı endişesi olduğunu, çocukla erkeğin görüşmesini engellemeye çalıştığını, çocuk üzerinden haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, kadının kurmuş olduğu şirket nedeniyle maddî açıdan zarara uğradığını, kusurlu olan kadının maddî -manevî tazminat talepleri ve davasının reddine, davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşine fiziksel ve psikolojik uyguladığı, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini ihlal ettiği, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmasında erkeğin kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, tarafların ortak çocuğunun velâyetinin davacı anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 19.10.2018 tarihli ara kararı ile aylık 1.000,00 TL olarak taktir edilen tedbir nafakasının, karar tarihinden itibaren aylık 2.500,00 TL'ye çıkartılarak erkekten alınarak kadına verilmesine, karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, iştirak nafakası miktarı, maddî ve manevî tazminat miktarı, erkeğe yüklenmeyen vakıa yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili; velâyet, iştirak nafakası, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatlar yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesininyukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe yüklenen eşine fiziksel şiddet uyguladığı vakıasının sabit olduğu, kadının İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen diğer vakıaları ispat edemediği, erkeğin ayrıca kadını evden kovduğu ve küfür ettiği vakıalarının da sabit olduğu, kadının erkeğe yönelik diğer iddialarını ispat edemediği, erkeğin kadına yönelik iddialarını ispat edemediği, taraflar arasında yaşanan geçimsizliğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açtığı, geçimsizlikte erkeğin yine de tam kusurlu olduğu, kadının ise, kusursuz olduğu, İlk derece mahkemesince dosyanın uzmanlara tevdi edilerek tarafların ve ortak çocuğun beyanı da alınarak düzenlenen rapor ve heyet raporunun hükme esas almaya yeter nitelikte olması, ortak çocuğun mahkemece bizzat dinlenilmesine ilişkin yasal zorunluluk olmadığı, ortak çocuk Irmak 'ın yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen iştirak miktarının hakkaniyete uygun olmadığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile; erkeğin yüklenen vakıaya yönelik kısmen kabulüne, kadının yüklenen vakıaya, tazminatlara, miktara ve artış oranı uygulanmamasına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, ilgili bentlerin kaldırılmasına, çocuk için 3.500,00 TL iştirak nafakasına hükmedilen nafakaların her yıl TÜİK tarafından belirlenen TÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına 150.000,00 TL maddî 150.000,00 TL manevî tazminat takdirine, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı-karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, tazminatlar, iştirak nafakası ve miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı- karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla; kusur belirlemesi, tazminat miktarların ile iştirak nafakasının miktarı, yoksulluk nafakasının reddi yönlerinden ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı açılan 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, iştirak nafakası miktarı ile kadının yoksulluk nafakası talebi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı karşı davacı erkeğin tüm, davacı karşı davalı kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî, manevî tazminatın miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davalı- karşı davacı erkeğin tüm, davacı- karşı davalı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden ...'ya iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.