Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5886 E. 2024/4870 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının hukuka uygunluğu ve ziynet alacağının iadesi hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/806 E., 2023/518 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Midyat 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/769 E., 2022/28 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2003 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, fiziksel, cinsel, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, kötü muamelede bulunduğunu, hakaret ettiğini, kadına ait ziynet eşyalarının erkek tarafından zorla alındığını ve iade edilmediğini, ortak konuttan kovduğunu, ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını ve onları da tehdit ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, kadının yakın çevresine kötü davrandığını, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci, 162 nci, 163 üncü ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükümleri uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir nafakası, 750,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, 250.000,00 TL maddî tazminat, 250.000,00 TL manevî tazminat, ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmaması durumunda ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin erkekten alınarak kadına verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı kadın vekili 11.01.2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; alınan bilirkişi raporu içeriği de dikkate alınarak ziynet alacağı davasının kabulü ile ziynet eşyalarının öncelikle aynen iadesini, mümkün olmaması durumunda ise 111.545,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeğe aykırı olduğunu, kadın tarafından sunulan delillerin hukuka aykırı delil olduğunu, kadının ağabeyinin erkeğe fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, kadının birlik görevini ihmal ettiğini, ziynet eşyalarının kadının rızası ile ortak konut için harcandığını iddia ederek öncelikle davanın reddini, aksi kanaatte olunması durumunda ise ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, fiziksel şiddet uyguladığı, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle kabulü ile tarafların boşanmalarına, yasal şartları oluşmadığından 4721 sayılı Kanun'un 161 inci, 162 nci ve 163 üncü maddelerine dayalı taleplerin ayrı ayrı reddine, ortak çocukların fiilen anne yanında yaşadığı, alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların yaşları, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir nafakası, 350,00 TL iştirak nafakası, nafakanın her yıl 1 ocak itibari ile ÜFE oranında arttırılmasına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL yoksulluk nafakası, nafakanın her yıl 1 ocak itibari ile ÜFE oranında arttırılmasına boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 15.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminat, ziynet alacağı davası yönünden yapılan incelemede ise ziynet eşyalarının ortak konutun ihtiyaçlarını karşılamak üzere erkek tarafından alındığı, geri verilmemek üzere alındığının erkek tarafından ispatlanamadığı, dinlenen tanık beyanları, düğün fotoğrafları, videosu ve bilirkişi raporu uyarınca davanın kısmen kabulü ile 1,5 metre 22 ayar 1 adet 100 gram kordon zincir (42.750,00 TL) , 6 adet 22 ayar toplam 90 gram bilezik (38.475,00 TL), 40 adet çeyrek altın (30.320,00 TL) 'nin davalı erkekten alınarak davacı kadına aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda toplam 111.545,00 TL ziynet eşyası bedelinin 10.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren, 101.545,00 TL'sinin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının çok az olduğu belirtilerek; tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının olmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği, delillerin hukuka aykırı yollarla elde edildiği, tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinde, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, alınan sosyal inceleme raporu dikkate alındığında velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin isabetli olduğu, ancak istinaf inceleme tarihi itibariyle ortak çocuk ...'in ergin olduğu ve velâyet ve kişisel ilişki yönünden bu ortak çocuk yönünden yeniden hüküm kurulması gerektiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocukların yaşları ve ihtiyaçları dikkate alındığında ortak çocuklar ... ve ... yararına takdir edilen iştirak nafakaları miktarlarının az olduğu, ortak çocuk ...'in ise istinaf inceleme tarihi itibariyle ergin olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının oluştuğu ancak miktarlarının az olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının oluştuğu ancak hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığında miktarının az olduğu, nafakaların gelecek yıllarda artış tarihi olarak kararın kesinleştiği tarihin benimsendiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından bu hususun dikkate alınmadan yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasında "...Ocak ayında belirlenen ÜFE oranının..." artışa esas alınmasının doğru olmadığı, ziynet alacağı davası yönünden ise kabul edilen ziynet eşyaları yönünden kadının davasını ispatladığı, erkeğin, dava konusu ziynetlerin geri verilmemek üzere alındığını ispatlayamadığı, yemin deliline de başvurmadığı, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle; taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminat, aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasının gelecek yıllarda kararın kesinleştiği tarih başlangıç tarihi kabul edilerek yıllık ÜFE oranında arttırılmasına, ortak çocuklar ... ve ... yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL iştirak nafakası, iştirak nafakasının gelecek yıllarda kararın kesinleştiği tarih başlangıç tarihi kabul edilerek yıllık ÜFE oranında arttırılmasına, ortak çocuk ...'in ergin olduğu dikkate alınarak velâyet ve kişisel ilişki konularında karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk ... yararına hükmedilen tedbir nafakasının ergin olduğu tarihi kadar devamına, istinaf inceleme tarihi itibariyle ergin olduğundan iştirak nafakası talebinin reddine, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin ortak çocukların üstün yararına ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadın tarafından dayanılan delillerin hukuka aykırı delil olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.