Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5910 E. 2024/4969 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasının fer'isi olarak hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının azlığı nedeniyle davacı kadın tarafından yapılan temyiz isteminin incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm deliller, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2197 E., 2023/450 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/263 E., 2019/881 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davacı yararına 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı lehine 50.000,00 TL manevî ve 50.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davacı lehine hükmolunan aylık 750,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının işi ve geliri olduğu, emekli olduğu, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceği, yoksulluk nafakası talebine dair yasal koşulların oluşmadığı görüldüğünden davacının yoksulluk nafakası talebinin sübut bulmadığından reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda her iki tarafın da kusurlu olduğu, karşılıklı şiddetli geçimsizliğe sebebiyet verecek hakaretamiz aşağılayıcı söz ve davranışlarda bulundukları, birbirlerine karşı ilgi, sevgi, saygı göstermedikleri, psikolojik baskı ve şiddet sayılabilecek söz ve davranışlarda bulundukları, sık sık en küçük sebeplerle kavga ve tartışma yaptıkları, bu nedenlerle daha önce bir kaç kere boşanma davası açıp vazgeçtikleri, Haziran 2017 den itibaren ayrıldıkları Mart 2018 e kadar aralarında cinsel birliktelik olmadığı, anlaşmalı boşanma talep ve şartları hususunda karşılıklı anlaşamadıkları, davacının bu nedenlerle maddî ve manevî tazminat taleplerinin davalının manevî tazminat taleplerinin yerinde ve sübut bulmadığı görüldüğünden tarafların tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, davacının ziynet eşyalarının iadesi davasının kısmen kabulüne, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalının kusurlu olduğu, tarafların Mart 2018 den beri ayrı yaşadıkları, davacı tarafından 22.03.2018 de boşanma davası açıldığı, boşanma davası devam ederken davalının başka bir kadın ile ilişkisinin bulunduğu, sosyal medya hesaplarında açıkça görüldüğü, davalının başka bir kadın ile birlikte olarak eşini aldattığı, cinsel sadakatsizlikte bulunduğu, bu nedenle davacının büyük üzüntü yaşadığı, davalının davacının kişilik haklarına saldırıda bulunduğu, davacının boşanma nedeniyle eşinin desteğini yitireceği görüldüğünden davacı lehine takdiren 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf sebepleri olarak; kusur belirlemesi, hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı, yoksulluk nafakasının reddi, ziynet alacağı davasının reddedilen kısmından ötürü davalı yararına vekâlet ücretine hükmedilmiş olması yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk derece mahkemesince , tarafların her ikisine de hakaret etme, aşağılayıcı söz ve davranışta bulunma, psikolojik baskı ve şiddet uygulama, küçük sebeplerden tartışma çıkarma, Haziran 2017'den itibaren ayrıldıkları Mart 2018'e kadar aralarında cinsel birliktelik gerçekleşmemesi kusurları yüklenmiş, böylelikle asıl davada taraflar eşit kusurlu kabul edildiği birleşen dava yönünden ise, davalı erkek eşe cinsel sadakatsizlikte bulunmak kusuru yüklendiği davacının asıl dava yönünden maddî ve manevî tazminat talepleri reddedilirken, birleşen dava yönünden kısmen kabul edildiği, ilk derece mahkemesinin asıl ve birleşen davayı kusur ve feri talepler yönünden ayrı ayrı değerlendirmesi hatalı olduğu, tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı tarafça davacıya yöneltilen kusurların ispatlanamadığı sonuç olarak, boşanmaya neden olan olaylarda davacı kadın eşe hakaret, aşağılayıcı söz ve davranış, psikolojik baskı ve şiddet uygulayan, küçük sebeplerden tartışma çıkaran, Haziran 2017'den tarafların ayrıldıkları Mart 2018'e kadar cinsel birliktelik gerçekleştirmeyen, eşini aldatan ve başka kadınla cinsel birliktelik yaşayan davalı erkek eş tam kusurlu olduğu, her ne kadar davacı emekli maaşı gelirine sahip olsa da, aylık kazancının asgari ücret seviyesinin altında olduğu, tarafların dosyaya yansıya sosyo ekonomik durumlarına göre davalı ile aralarında bariz refah farkı bulunduğu anlaşılmakla kadın eş yararına yoksulluk nafakası koşulları oluşmasına rağmen bu talebinin reddedilmiş olması hatalı olduğu, tarafların kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları, davacı kadının mevcut veya beklenen menfaatlerinin boşanma yüzünden zedelenmesi, en azından eşinin desteğinden mahrum kalacak olması, boşanmaya neden olan olaylar nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğraması nedeniyle kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı az olduğu, davacı kadının ziynet eşyası alacağı davası kısmen kabul edildiği davalı erkek eş davada kendisini vekil ile temsil ettirmemiş olduğundan yararına reddedilen kısım yönünden vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile davacının kusur tespitine, yoksulluk nafakasının reddi ile maddî ve manevî tazminatın miktarına, ziynet eşyası alacağı davası yönünden davalı taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılmasına ,kadın lehine aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili; temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili; yoksulluk nafakasının miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada kadın yararına yoksulluk nafakası miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.