Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5912 E. 2024/1857 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dayandıkları belgeler ve dosya kapsamına göre, yerel mahkemenin boşanma, velayet, nafaka ve tazminata ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gözetilerek istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/221 E., 2023/607 K.

DAVA TARİHİ : 31.03.2018- 06.04.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/618 E., 2021/695 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının erkeğe karşı -itme kakma şeklinde şiddet, hakaret ve küfür içerir sözlerinin başladığını, davacının sıklıkla evden kovulduğunu, evliliğin devamı için uzun süre bunlara dayanmaya çabaladığını, davalının çıkan tartışmalarda sebepsiz yere camları açıp imdat diye bağırarak davacı üzerinde psikolojik baskı yaratmaya çalıştığını, ailesiyle birlikte kaldığı konuta gelerek davacının yokluğunda ailesine karşı hakaret ve tehdit içerir eylemlerde bulunduğunu, birlik görevlerini ihmal ettiğini, evin ve çocuğun ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, davacıya seni koca olarak görmüyorum tarzı sözler kullandığını, davacının ailesiyle görüşmediğini, davacıyla tatile gitmediğini, davacıya ve ailesine hakaret ve tehdit içeren sözler kullandığını, çalışmasına rağmen ortak giderlere katılmadığını, uzun zamandır ayrı yatakta yattığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin son 2,5 yıldan beri Bingöl'de görev yaptığını, bu süreçte kadın ve müşterek çocuğun müşterek konutta yalnız kaldığıerkeğin Bingöl'de çalıştığı süre boyunca birlik görevlerini yerine getirmediğini, giderlere katılmadığını, eşi ve çocuğu yokmuş gibi davrandığını, erkeğin fiziki yapısı dikkate alındığında iddia edildiği gibi fiziksel şiddet görmesinin mümkün olamayacağını erkeğin müşterek konutun kapı kilidini değiştirdiğini ve ortak çocuk ile birlikte ailesinin yanına taşındığını, müşterek çocuğun anneye gösterilmediğini, son olayda kadının telefonda yeğeni ile konuşurken erkeğin zorla telefonunu elinden aldığını ve telefonun geri alınması için kadının verdiği uğraş sırasında tırnağının değmesiyl erkeğin yüzünde küçük bir çizik oluştuğunu ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşinin ailesini istemediği, kadının ise davacı ve ailesiyle görüşmek istemediği, davacı ve ailesine hakaret ettiğini, davacıya fiziksel şiddet uyguladığını, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya bırakılmasına, çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına 20.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve kadının davasının kabulünün hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kadının davasının kabulü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, velâyet düzenlemesinin çocuğun yüksek yararına aykırı olduğunu, erkek yararına tazminat koşullarının oluşmadığını, tazminat talebinin reddine karar verilemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, erkek yararına hükmedilen ve reddedilen tazminat talepleri ile velâyet yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen kadının ailesini istememe vakıasına kadın tarafından usulüne uygun şekilde dayanılmadığı, dayanılmayan vakıanın kusur olarak yüklenilmesinin mümkün olmadığı, buna karşın erkeğin ortak konutun kilidini değiştirdiğinin sabit olduğu, mahkeme kadına yüklenen kusurların sabit olduğu, yine de kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine; tarafların diğer itirazlarına konu istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı- davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak erkeğin davasının kabulünün hatalı olduğunu, erkek yararına tazminat şartlarının oluşmadığını, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkeğin davasının ve ferilerinin kabulü, reddedilen tazminat talepleri ile velâyet yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı- davalı erkek vekili katılma yoluyla temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte kusur belirlemesi ve kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının davasının kabulü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin çocuğun yüksek yararına uygun olup olmadığı ile tazminat koşullarının taraflardan hangisi yararına oluştuğu tespitinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 182 nci, 330 uncu, 335 inci ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü, 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.