Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5913 E. 2024/5694 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek, davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/825 E., 2023/763 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: Kocaeli 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/1301 E., 2022/171 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davalı-davacı kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, davacı-davalı erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının asabi ve geçimsiz bir kişiliği olduğunu, erkeğe karşı, ağza alınmayacak küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, bu davranışlarını toplum içinde de sürdürdüğünü, erkeğin ailesinden hiç kimsenin evine gelemediğini, kadının en son kolluk kuvvetlerine gidip iftira ile kendisine "cinsel istismar iftirası" ile şikayette bulunduğunu, uzaklaştırma kararı verilmesi nedeni ile evden herhangi bir şahsi eşya verilmediğini 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; erkek eşin en küçük bahanelerle fiziksel şiddet uyguladığını, kadın eşin çocuklar anne baba ayrı büyümesin diye katlandığını, erkek eşin sadakat yükümlüğüne aykırı davrandığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddeleri uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kadın eşe verilmesine, ortak çocuklar lehine aylık 750'şer TL tedbir-iştirak nafakasına, nafakanın karar kesinleştiği tarihten itibaren her yıl TÜFE oranında arttırılmasına, kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkeğin .... isimli kadın ile duygusal bir ilişkisinin bulunduğu ve güven sarsıcı davranışları ispatlandığı, kadına cinsel şiddet uyguladığı ve tam kusurlu olduğu gerekçesi ile erkek tarafından açılan davanın reddine, kadının davasının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Hiranur'un velâyetinin anneye, ... 'ın velâyetinin ise babaya verilmesine, Hiranur lehine aylık 750,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, kadın lehine 35.500,00 TL maddî, 34.500,00 TL manevî tazminata, erkek eşin kişisel eşya istemi hakkında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece, haksız ve hukuka aykırı hüküm tesis edildiğini, kadın eş tarafların sunulan fiziksel şiddet raporunun 27.05.2017 tarihli olup, evlilik birliği devam etmekle af veya hoşgörü kapsamında kalmakla hükme esas alınmadığını, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesi gerekirken, küçük ...'in velâyetinin, ağır kusurlu olan babaya bırakılmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu, iştirak ve yoksulluk nafakalarının da, tam kusurlu davacı-davalı erkek eşin lise öğretmeni olduğu ve maaşlarının da daha yüksek oluşu ve hayat pahalılığı karşısında yeterli seviyeye yükseltilmesine uygun olacak şekilde hükmedilmemiş olduğu da göz önüne alınarak, nafakaların yıldan yıla artışlı olarak düzenlenmesi için karar verilmesi gerektiğini belirterek kararı; ...'in velâyeti, tazminat miktarları, nafakalar ve artış oranı hakkında karar verilmediği yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin dost hayatı yaşadığı iddiasının maddi tazminat elde etmek için uydurulduğunu, bu konuda Mahkemece sundukları .... tarafından yerel gazetede yapılan ilanın, Mahkemece dikkate alınmayarak usule ve hukuka aykırı karar verildiğini, davalının müvekkili hakkındaki cinsel saldırı şikayetinden vazgeçtiğini, ancak, Mahkemece kadının bu yöndeki beyanı dikkate alınmayıp, cinsel şiddette bulunduğu kanısına varıldığını, yerel mahkemece kadın lehine hatalı şekilde nafaka takdir edildiğini, ortak çocuklardan Hiranur'un velâyetinin anneye, ... 'ın velayetinin babaya verilmesi ile çocukların birbirinden ayrı kalmasına sebep olduğunu ve çocukların üstün yararının gözetilmesi ilkesine aykırı karar verildiğini, Mahkemece müvekkili lehine maddî-manevî tazminata hükmedilmemesinin ve kadın lehine fahiş miktarda maddî-manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle Mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesi asıl davanın tüm fer'îleri ile kabulüne, karşı davanın tüm fer'îleri ile reddi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının cinsel istismar nedeniyle şikayette bulunduğu ve yargılamanın yürütüldüğü Ağır Ceza dosyasında 14.05.2019 tarihli celsede vermiş olduğu ifadede, erkeğin zorla cinsel ilişkiye girdiğini ancak bu son olayın 4 yıl önce olduğunu ve şikayetçi olmadığını bildirdiği, ATK'dan alınan ve gerekçede bahsedilen raporda ise iyileşme eğiliminde fisür vakıasının cinsel ilişkiden ya da sağlık problemi nedeniyle meydana gelebileceğinin belirtilmesi karşısında kadının erkeğin kendisine cinsel şiddet gösterdiğine yönelik vakıasını ispatlayamadığı, erkeğin kusur vakıasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile cinsel saldırı vakasının erkeğin kusurundan çıkartılmasına ve gerekçenin bu şekilde düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği, bu halde, Mahkemenin belirlediği erkek eşin .... isimli kadın ile duygusal bir ilişkinin bulunduğu ve güven sarsıcı davranışları ispatlandığı, kadına atfedilecek herhangi bir kusur ispatlanamadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eş tam kusurlu olduğundan erkeğin kusur derecelendirmesine, asıl davasının reddine ve karşı davanın kabulüne yönelik karara karşı yaptığı istinaf talebinin reddi gerektiği, Mahkemece, ortak çocuk ...'in velâyeti babaya verilmiş ise de, 06.08.2019 tarihli SİR'de ...'in babası yanında rahat hissetmediği, bir an önce odadan çıkmak istediği, annesinin yanında ise daha rahat davrandığı, annesi ile sıcak iletişim kurabildiği,kardeşlerin birbirlerine sarıldıkları, yakın oturdukları ve gülüştükleri, ortak çocuklar ile anne arasındaki ilişkinin oldukça güçlü olduğu, çocukların velâyetinin anneye verilmesinin uygun olduğunun bildirildiği, 22.10.2019 tarihli SİR'de çocuğun babası tarafından baskı altında tutulduğu, babasının anne ile barışmak istediğini, kendisinin de annesinin ve babasının barışmasını istediğini söyleyip ağladığı, erkeğin babasının, çocuğun yanında anne ile ilgili olumsuz söylemlerinin bulunduğu, çocukların velâyetinin anneye verilmesinin uygun olduğunun belirtildiği, Mahkemece 12.09.2019 tarihinde ortak çocuk ...'in velâyetinin babaya verildiği, geçici velâyet babaya verildikten sonra, çocuğun anneye karşı tepkisel ve yabancılaşma sendromunun geliştiği, dosya içerisinde bulunan SİR'ler göz önüne alındığında, annenin velâyet görevini yerine getirebileceği, ...'in velâyetinin de anneye verilmesi gerekirken babaya verilmesinin hatalı olduğu bu sebeple annenin velâyete yönelik istinaf talebinin kabulü ile ilgili hükümlerin kaldırılarak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, fiili teslim tarihinden itibaren çocuk için aylık 750,00 TL tedbir, karar kesinleştikten sonra ise aylık 750,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiş olup baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, karşı dava dilekçesinde kadın, hükmedilen nafakalara her yıl TÜFE oranında arttırım uygulanmasını talep ettiği, Mahkemece arttırım talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği görülmekle, kadının bu yöndeki istinaf talebinin de kabulü ile hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakasına her yıl TUİK'in yayınladığı TÜFE oranında arttırım uygulanmasına, davacı-davalı kadının tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile ilgili hükümlerin kaldırılarak kadın lehine 50.000,00 TL maddî tazminat, 40.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin dost hayatı yaşadığı iddiasının maddi tazminat elde etmek için uydurulduğunu, bu konuda Mahkemece sundukları .... tarafından yerel gazetede yapılan ilanın, Mahkemece dikkate alınmayarak usule ve hukuka aykırı karar verildiğini, Mahkemece davalı-davacı lehine hatalı şekilde nafaka takdir edildiğini, Mahkemece müvekkili lehine maddî-manevî tazminata hükmedilmemesinin ve davalı-davacı lehine fahiş miktarda maddi-manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, her iki boşanma ve fer'îleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; her iki boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.