"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/468 E., 2023/690 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/423 E., 2022/839 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda üçüncü kaldırma kararından sonra İlk Derece Mahkemesince boşanma hükmü kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi karar davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının ortak çocuklara zorla yemek yedirdiğini, çocukların kiloları nedeniyle zor yürüdüğünü, yemek istemeyen çocuğa fiziksel şiddet uyguladığını, tartışma ortamı yarattığını, erkeğin ailesi ile görüşmesini istemediğini, erkeğin annesine ağır hakaretler ettiğini, onların eve gelmesini istemediğini, erkeğe de hakaret ettiğini, tarafların 2017 yılından beri ayrı olduklarını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetininbabaya verilmesine, ortak çocuk ... yararına aylık 300,00 TL, ... yararına aylık 200,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın her yıl %10 veya TÜFE oranında artırılmasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatıa karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu,kadının eşini sevdiğini, çocuklarının babasız büyümelerini istemediğini, kusurunun bulunmadığını, erkeğin başka kadınlarla yazışmalarını defalarca yakaladığını, çocuk ...'in zayıf olmasından dolayı erkek ve annesinin psikolojik şiddet uyguladıklarını, aşağıladıklarını, bunun üzerine çocuk kilo alsın diye çocuğu yedirdiğini, erkeğin çocuklarıyla ilgilenmediğini, kadına hakaret edip fiziksel şiddet uyguladığını belirterek davanın reddine, kadın yararına 1.000,00 TL tedbir nafakasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep etmiş, 18.07.2019 tarihli duruşmada ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına ve kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 17.09.2019 tarih ve 2017/1830 Esas 2019/723 Karar sayılı kararı ile taraflar arasında özellikle ortak çocukların beslenmeleri konusunda görüş ayrılıkları bulunduğu, çocukların kilolarının kontrol altına alınması gerekmesine rağmen ortak bir davranış ve tedavi süreci belirleyemedikleri, çocukların anne baba arasındaki görüş ayrılığından etkilendikleri, tartışmaların genellikle bu konu nedeniyle çıktığı belirlenmiş, özellikle kadının sosyal hizmet uzmanı ile yaptığı görüşmede boşanma olayına sıcak bakmadığını beyan etmesi, uzman yardımı alması halinde çocuklar konusundaki algısının çocuklar ve aile için olumlu yönde değişme ihtimalinin bulunması gözetilerek evlilik birliğinin belirtilen hususların giderilmesi, tüm ailenin uzman yardımı alması halinde devam edebileceği kanaatine varıldığından davanın 4721 sayılı Kanun'un 171 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince kabulü ile tarafların bir yıl süreyle ayrılıklarına, bu süre içinde kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, çocukların baba yanında kalmalarına, anne ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Karar, davalı kadın vekili tarafından boşanmaya karar verilmemesi, velâyet kusur belirlemesi yönlerinden istinaf yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin 20.12.2019 tarih ve 2019/2205 Esas 2019/84 karar sayılı kararı ile gerekçede taraflara yüklenen kusurların neler olduğu açıklanmamış, kusur durumlarının belirtilmediği gerekçesiyle kararın tamamının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kadının diğer istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin 23.11.2020 tarih ve 2020/66 Esas 2020/632 Karar sayılı kararı ile taraflar arasında evlilik birliğini devam ettirme konusunda her hangi bir istek ve girişimin bulunmadığı, her iki tarafın boşanma talep ettiği, evliliğin devamında taraflar ve sosyal açıdan yarar bulunmadığı, kadının kavga çıkarttığı, eşine küfür ettiği, müsrif olduğu, çocuklara aşırı yemek yedirdiği, erkeğin her hangi bir kusurunun ispat edilemediği, kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Karara karşı davacı erkek vekili tarafından, velâyet, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası, tazminatlar hakkında hüküm kurulmaması yönünden; davalı kadın vekili tarafından ise kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi, tedbir nafakalarının miktarı, vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin 01.06.2021 tarih ve 2021/724 Esas 2021/890 karar sayılı kararı ile erkeğin tazminat talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığı gerekçesiyle erkeğin buna ilişkin istinaf talebinin kabulüne, kararın istinafa gelen yönlerden kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, erkeğin sair, kadının tüm istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
3.İlk Derece Mahkemesinin 24.01.2022 tarih ve 2021/417 Esas 2022/33 Karar sayılı kararı ile tarafların ekonomik durumlarına nazaran işi ve geliri bulunmayan kadın için tedbir ve yoksulluk nafakası ile ortak çocuklar için bir miktar tedbir ve iştirak nafakasına, kusurun ağırlığı, tarafların ekonomik durumlarına nazaran erkek lehine bir miktar maddî ve manevî tazminata hükmetmek gerektiği gerekçesiyle boşanma hükmü yönünden karar kesinleştiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının 800,00 TL'ye çıkarılmasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası karar tarihi itibariyle 700,00 TL'ye çıkartılmasına, erkeğe 15.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir. Karara karşı davalı kadın vekili tarafından, kusur belirlemesi, kadın ve çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakalarının miktarı, hükmedilen tazminatlar, iştirak ve yoksulluk nafakası ile vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf talebinden bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin 18.05.2022 tarih ve 2022/611 Esas 2022/830 karar sayılı kararı ile hükmün gerekçesinde kusur değerlendirilmesi yapılmadığı gibi gerekçede ortak çocuklar yararına iştirak nafakasına ve kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedildiği belirtilmiş, hükümde ise iştirak ve yoksulluk nafakası yönünden bir karar verilmeyerek, iştirak ve yoksulluk nafakası yönünden gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratıldığı gerekçesiyle kadının istinaf taleplerinin kabulü ile kararın kusur belirlemesi, nafakalar, erkek yararına hükmedilen tazminatlar yönünden kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
4.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, erkeğe hakaret ettiği küçük sebeplerden kavga çıkardığı, erkeğin ailesini istemediği, ziyaretlerinde hoş geldin dahi demediği, hakaret ve küfür ederek duygusal şiddet uyguladığı, kadının tam kusurlu olduğu, kadın vekilinin 22.03.2022 tarihli istinaf dilekçesi ile ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası talep ettiği gerekçesiyle boşanma hükmü kesinleştiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına hükmedilen 500.00 TL tedbir nafakasının 24.01.2022 tarihi itibariyle ayrı ayrı 800,00 TL'ye yükseltilmesine, ayrı ayrı aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının 24.01.2022 tarihi itibariyle 700.00 TL’ye yükseltilmesine, kadının tam kusurlu olması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkek yararına 15.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; velâyet, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası, hükmedilen tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, çocuklar ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakalarının miktarı, iştirak nafakasına hükmedilmemesi, yoksuluk nafakasının reddi, hükmedilen tazminatlar, vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin 24.01.2022 tarihli kararına karşı sadece kadın tarafından istinaf yoluna başvurulduğu halde kadına "erkeğin ailesini istememesi, ziyaretlerinde hoş geldin dememesi" kusurlarının yüklenmesinin hatalı olduğu, kadına yüklenen diğer kusurların sabit olduğu, kadının yine tam kusurlu olduğu, yine aynı tarihli karar ile verilen velâyet hükmünün erkek tarafından istinaf edilmemesi üzerine kesinleştiği, kesinleşen velâyet ve kişisel ilişki hükmüne ilişkin tekrar hüküm kurulmasının hatalı olduğu, kadının süresinde ve usulüne uygun şekilde yoksulluk nafakası talebi bulunmadığından yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle erkeğin velâyete, kadının ise kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakasının reddine yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmemesi, ortak çocuklar ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının ve iştirak nafakasının miktarı, yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi, hükmedilen tazminatlar, vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, çocuklar ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakalarının miktarı, iştirak nafakalarının miktarı, yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı, hükmedilen tazminatlar, vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davacı erkek tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında, İlk Derece Mahkemesinin 17.09.2019 tarihli ilk kararı ile, tarafların 1 yıl süreyle ayrı kalmalarına karar verilmiş olup, karar davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin 20.12.2019 tarihli kararı ile taraflara yüklenen kusurların açıklanmadığı gerekçesiyle, kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 23.11.2020 tarihli kararı ile, kadına "kavga çıkarma, küfür etme, müsrif olma ve çocuklara aşırı yemek yedirme" kusurları yüklenmek suretiyle kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir. Taraf vekillerinin istinafa başvurmaları üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin tazminat talebi hakkında olumlu veya olumsuz hüküm kurulmadığı belirtilerek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 24.01.2022 tarihli kararı ile boşanma hükmü kesinleştiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir. Karar, kadın vekili tarafından istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin 18.05.2022 tarihli kararı ile, tarafların kusurlarının değerlendirilmediği, iştirak ve yoksulluk nafakası yönünden de gerekçe ile hüküm çelişkisi oluştuğu belirtilerek kararın kusur, nafaka ve tazminatlar yönünden kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince verilen son kararda, kadına "hakaret etme, küçük sebeplerden kavga çıkarma, erkeğin ailesini istememe, ziyaretlerinde hoş geldin dememe" kusurları yüklenmek suretiyle kadının tam kusurlu olduğu belirtilerek boşanma hükmü kesinleştiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesinin 24.01.2022 tarihli kararının erkek tarafından istinaf edilmemesi nedeniyle kadına "erkeğin ailesini istememe ve ziyaretlerinde hoş geldin dememe" kusurlarının yüklenemeyeceği, bu kusurların çıkartılması ile kadının yine tam kusurlu olduğu belirtilmiştir. Karar kadın vekili tarafından temyiz edilmiştir. Şu halde, kadının üzerinde kalan "hakaret etme ve küçük sebeplerden kavga çıkarma" kusurları yönünden yapılan incelemede, erkeğin tanıklarının bu kusurlara ilişkin soyut, sebep ve saiki belli olmayan beyanlarda bulundukları anlaşıldığından, belirtilen kusurların kadına yüklenmesi hatalı olmuştur. Evlilik birliğinin sona ermesinde, kadının kusuru bulunmamaktadır. Bu halde, davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de boşanma hükmü istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden, bu husus bozma sebebi yapılmamış olup hatalı kusur belirlemesi yapılması nedeniyle hükmün bozulması gerekmiştir.
3.Boşanma sebebiyle maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması gerekmektedir. Yukarıda (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kadının kusuru bulunmamaktadır. Davacı erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilme koşulları gerçekleşmemiştir. Hal böyle iken Mahkemece, davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat (4271 sayılı Kanunun 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası) isteğinin reddi gerekirken, hatalı kusur belirlemesi sonucu yazılı şekilde erkek lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ile davacı erkek yararına hükmedilen tazminatlar yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı kadın vekilin sair temyiz tirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.