"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1898 E., 2022/2043 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 11. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/264 E., 2020/229 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek tarafından davanın kabulü, kusur belirlemesi ve velâyet düzenlemesi yönlerinden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vasisi tarafından davanın kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, davacı kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre, İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle, istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup, bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, davacı kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarlarına ilişkin karar, davalı erkek tarafından istinaf edilmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesince de bu hususta yeni bir karar verilmediğinden kesinleşmekle, davalı erkek vasisinin ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, davacı kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davalı erkek vasisinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; anlaşmalı boşanma protokolü çerçevesinde boşanmalarına karar verilmesini talep etmiş, davalının duruşmaya gelmemesi üzerine dava dilekçesini ıslah ile sunduğu çekişmeli dava dilekçesinde, davalının uyuşturucu madde kullanması, müvekkile hakaret edip fiziksel şiddet uygulaması, aldatması, müvekkili ve ortak çocuğu ağır biçimde ihmal etmesi, ilgilenmemesi, eve uğramaması, uğradığında ise kıyafet değiştirip gitmesi nedenleriyle, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve devamının imkansız hale geldiğini beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine ve lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek, 28.11.2019 tarihinde tebliğ edilen çekişmeli dava "ıslah" dilekçesine, cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının eşine ve çocuğuna karşı ilgisiz olduğu, cezaevinde iken davacının cezaevinde olan davalıyı maddî ve manevî destekte bulunması, ziyaret etmesine ve sabır ile davalının cezaevinden çıkmasını beklemesine rağmen davalının cezaevinden çıktıktan sonra ortak konuta dönmemesi, aynı şekilde davacıya maddî ve manevî destekte bulunmaması, ortak konutta başka bir kadına ait şahsi eşyaların olması, davalının, davacıyı darp etmesi nedeni ile ayrılıkta ve geçimsizlikte davalının kusurlu olduğu, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının anlaşıldığı, boşanma davası açılmakla Mahkemece res'en gerekli tedbirlerin alınması gerektiğinden ortak çocuk ve davacı lehine tedbir nafakasına, uzman raporu ve davalının uyuşturucu kullanması dikkate alındığında ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile uzun süreli olmayan ve yatısız kişisel ilişki kurulmasına, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerinden sorumlu olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve çocuğun ihtiyaçlarına göre ortak çocuk lehine uygun bir miktar iştirak nafakasına, geçimsizliğe sebep olan olayların davacının kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığı, mevcut ve beklenen menfaatlerinin zarar göreceği, ev hanımı olan davacının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, buna göre tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davacı lehine uygun miktarda yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile, davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile uzun süreli olmayan ve yatısız kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 450,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı için aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin taleplerin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek, eşini ve kızını çok sevdiğini, boşanmak istemediğini, tanık beyanlarının gerçek olmadığını, ortak çocuğun velâyetinin davacıya verilmesinin hatalı olduğunu, kararının usul ve yasaya aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılar, kararın dayandığı deliller ile kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile, davalı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vasisi, davalının madde bağımlısı olduğunu, hiçbir gelirinin bulunmadığını, nafaka ve tazminatları ödeyecek gücü bulunmadığını, kararının usul ve yasaya aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkek vasisinin ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, davacı kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.