Logo

2. Hukuk Dairesi2023/595 E. 2023/3171 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Fiili ayrılık nedeniyle açılan boşanma davasında, taraflar arasındaki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, hükmedilen maddi tazminat ve yoksulluk nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının uygunluğu ile davacı asılın ölümü nedeniyle davanın konusuz kalıp kalmadığı hususlarında yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı erkeğin boşanma kararı kesinleşmeden vefat etmesi ve evliliğin ölümle sona ermesi nedeniyle boşanma davasının konusuz kaldığı, ancak mirasçılarının kusur tespiti bakımından davaya devam edip etmeyeceklerinin TMK 181/2 uyarınca sorulması gerektiği gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2238 E., 2022/2342 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Besni 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/308 E., 2022/151 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı asıl tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın gönderilmesinde karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı eşi arasında evliliklerinin ilk zamanlarında başlayan anlaşmazlıkların günden güne artarak günümüze kadar devam ettiğini, anlaşmazlıkların temelinde davalının sürekli eşinden mal varlığı talebi ve eşine karşı olan sorumluluklarını yerine getirmemesi olduğu, bu nedenlerden ötürü müvekkili ile davalı eşin daha önce Besni Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Aile Mahkemesi Sıfatı ile) 2008/90 Esas ve 2008/90 karar sayılı ilamı üzerine anlaşmalı olarak boşandıkları, bu karırın 20/03/2008 tarihinde kesinleştiği, bu boşanma ilamından sonra davalı eşin kusurlarını kabullenerek bir daha tekrarlamayacağı konusunda davacıyı ikna ettiği ve tarafların yeniden 04.02.2009 tarihinde evlendikleri, ancak bu ikna ve barışma üzerine müvekkilinin davalı eşine karşı yeniden Besni Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Aile mahkemesi Sıfatı ile) 2009/348 Esas ve 2012/674 Karar sayılı dosyasında boşanma davası açtığını, her ne kadar tarafların şiddetli geçimsizlik yaşasa da iş bu dosyada davalı tarafın boşanmak istememesi ve bu hususu duruşmalarda beyan etmesi üzerine davanın reddedildiğini, kararın 10.09.2013 tarihinde kesinleştiğini, bu tarihten sonra da taraflar arasında evlilik birliğinin sağlanamadığını, birkaç kez birlikte yaşama girişiminde bulunan müvekkilinin her defasında davalı eşinden olmadık hakaret ve şiddet gördüğünü beyan ederek, tarafların fiili ayrılık nedeniyle boşanmalarına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; iddiaları kabul etmediğini, geçimsizliklerinin en büyük nedeninin erkek eşin yeğeniyle ahlak kurallarına uymayan davranışları olduğunu, oğlunun da bu konuda şahitlik edebileceğini, ahlaksız mesajlar ve zamansız telefon görüşmeleri yüzünden evliliklerini bu hale getirdiğini, davacının hastalanmasına neden olduğunu, iftiralara maruz kaldığını, maddî ve manevî destek sağlamadığını, bulunduğu ortamda şahsını lekelemek adına bilinçsizce sözler sarf ettiğini, kendisinin eşi olmasına rağmen bu yaşından sonra kızına muhtaç ettiğini, eşinin akli dengesinin yerinde olmadığından şüphe ettiğini, evin içinde başını duvarlara vurarak darp rapor istediğini beyan ederek davanın yetkisiz mahkemede açıldığı, kendisinin ikamet adresinin ve davacının adresinin Besni ilçesi olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 29.11.2018 tarih 2017/160 Esas ve 2018/224karar sayılı kararı ile davalının davacıya şiddet uyguladığı, retle sonuçlanan Besni Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2009/348 Esas ve 2012/674 Karar sayılı boşanma davasının reddinin 10.09.2013 tarihinde kesinleştiği, bu tarihten sonra 3 yıl içinde yeniden evlilik birliğinin kurulamadığı, her ne kadar tanık ifadelerinde tarafların son 1 yıldır ayrı evde yaşadıklarını beyan edilmişlerse de son 1 yıldan önceki süreç içerisinde de tarafların ayrı odalarda yattığı, karı- koca hayatı yaşamadıkları, cinsel birlikteliklerinin olmadığı, evlilik birliği içindeki hak ve sorumluluklarını yerine getirmedikleri anlaşıldığından taraflar arasında üç yıl içinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu(4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin 4 üncü fıkrası gereği ortak hayatın yeniden kurulamadığının kabulü gerektiği, ayrıca her iki tarafında evlilik birliği içerisinde birbirine karşı saygı ve sevgiyi yitirdiği, her iki tarafın da bir araya gelememelerinde ortak kusurlarının bulunduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davalının manevî tazminat talebinin reddine, davalı için dava tarihinden itibaren aylık 250,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar davacıdan alınarak davalıya verilmesine, karar kesinleştikten sonra davalı için takdir edilen tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı asıl tarafından hükmün tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 15.10.2021 tarih 2021/1527 Esas, 2021/2329 Karar sayılı kararı ile tarafların kusurlu davranışlarının neler olduğuna mahkeme gerekçesinde yer verilmediği, gerekçeli kararın gerekçe kısmında davanın Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 166 ncı maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca kabulüne karar verildiği, Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca kabulüne kısa kararda unutulduğunun ifade edildiği, kararın hüküm kısmı ile kısa kararda da sadece Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verildiği gerekçe ile hüküm ve kısa karar arasında çelişki yaratıldığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince fiili ayrılık nedeni ile boşanmanın şartlarının gerçekleştiği, Besni Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/122 Esas ve 2010/67 Karar sayılı ceza dosyasında kesinleşen karar ile 13.03.2009 tarihinde davalı kadının davacı eşine "şerefsiz niye böyle yapıyorsun, namusuna sahip çıkacağına beni dövüyorsun" diyerek hakaret ettiği, davalı kocanın da davacı eşine vurmak suretiyle yaraladığı ve ayrıca davacı kocanın ret ile sonuçlanan ilk davayı açarak birlikte yaşamaktan kaçındığı ve boşanma sebebi yarattığı, işbu davada davacı erkeğin davalıdan daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların fiili ayrılık nedeni ile boşanmalarına, davalı kadın yararına karar tarihinden geçerli olmak üzere aylık 400,00-TL yoksulluk nafakasına, 40.000,00-TL. maddî tazminat, 15.000,00-TL. manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili ve davalı asıl istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminat yönlerinden, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı asıl istinaf diekçesinde özetle; kusur belirlemesi, boşanma, yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminattan bahsederek hükmün tümü yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı erkeğin kusurlarına birlik görevlerini yerine getirmediği, davalı kadının geçimini sağlamadığı, boşanma halinde mal kaçırmak için tarafların evlilik birliğinde ikamet ettiği müşterek konutu, kardeşine devrettiğinin eklenmesi gerektiği, yine davacı erkeğe yüklenen şiddet kusuruna ilişkin vakıaya davalı kadın tarafından davaya cevap dilekçesinde dayanılmadığı, davacı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda ağır, davalı kadının az kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesi gerektiği, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının ve maddî tazminatın az olduğu, tarafların boşanmalarına neden olan olayların davalı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği, 4721 sayılı Kanunu'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca manevî tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile; davacının yoksulluk nafakası ve maddî tazminata yönelik istinaf istemleri ile davalının boşanma ve manevî tazminata yönelik istinaf istemlerinin esastan reddine, davacının kusur durumu ve manevî tazminata yönelik istinaf istemleri ile davalının boşanma, yoksulluk nafakası ve maddî tazminata yönelik istinaf istemlerinin kabulü ile, boşanmaya neden olan olaylarda davacı erkeğin ağır kusurlu, davalı kadının ise hafif kusurlu olduğunun tespitine, ilgili bentlerin kaldırılmasına, davalı kadın lehine boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 75.000,00 TL maddî tazminata, davalı kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının süresinde cevap vermediği ve delile dayanmadığı, kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kadın yararına maddî tazminat ve yoksulluk nafkasına hükmolunmasının hatalı ve miktarlarının fahiş olduğunu belirterek; kararı kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan maddî tazminat ve yoksulluk nafakası yönlerinden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan fiili ayrılık nedeni ile boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ve yoksulluk nafakası şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları yargılama sırasında davacı ısılın ölümü ile davanın konusuz kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi,

3. Değerlendirme

Somut uyuşmazlıkta; Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekiline 25.10.2022 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekili süresi içinde 03.11.2022 tarihinde kararı temyiz etmiştir. Davacı asıl 06.12.2022 tarihinde vefat etmiş olup, karar davalı kadına davacının vefatından sonra 17.12.2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu halde davacı erkeğin boşanma kararı kesinleşmeden öldüğü, evliliğin ölümle sona erdiği ve boşanma davasının konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, mirasçılara 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kusur tespiti bakımından davaya devam edip etmeyecekleri sorularak sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.