"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1086 E., 2023/1045 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/481 E., 2023/70 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet eşyası alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, ziynet eşyası alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre kadının ziynet alacağı davasında kabul edilen ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan nedenlerle davacı-davalı erkeğin ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı-davalı erkek vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların evlenmesinden sonra erkeğin Almanya'ya döndüğünü, kadının Türkiye'de kalması nedeniyle Türkiye'ye geliş gidiş yaptığını, Türkiye'deyken kadının erkek ile ilgilendiğini ancak Almanya'ya dönmesiyle kadının ilgi ve alakasının bittiğini, erkeğin kadına nakit para ve kredi kartını bıraktığını, kadının bundan yüklü miktarda harcama yapması nedeniyle erkek sorduğunda kadının" seni ilgilendirmez, sana hesap mı vereceğim" dediğini, bu olaydan sonra kadının boşanmak için sebep aradığını, erkek ile alay ederek erkeğin yaşlı ve bunak olduğunu. kamburunun olduğunu belirttiğini, pandemi nedeniyle erkeğin Almanya'ya dönemeyip erkeğin ailesinin yananda kaldıkları sırada ailesinin yanında erkeğe hakaretler ettiğini, darp etmek için saldırdığını, araya giren erkeğin annesinin parmağını kırdığını, telefonu elinden hiç düşürmediğini, erkek ile baş başa zaman geçirmediğini, gece geç saatlerde yatıp gündüz uyuduğunu, taraflar Almanya'ya gittiklerinde ise oturduğu evi beğenmediğini, Almanya'yı sevmediğini söyleyerek tartışma yarattığını, erkeği darp ettiğini, polislerin geldiğini, kadının iftira atarak erkeğin kendisini dövdüğünü söylediğini, polislerin kadını sığınma evine götürdüğünü, erkeğin ertesi gün geri getirdiğini, eve gelir gelmez erkeğin önceki evlilikten olan oğlunun önünde kendini kaybedercesine eşyaları erkeğe fırlattığını, annesi ve babasından kopamadığını ve Almanya'da yaşamak istemediğini söyleyerek Türkiye'ye döndüğünü, kadının duruma bir erkeğin fotoğrafını koyarak "beni heyecanlandıran tek insan" yazdığını, erkeğin bu resmi kaldırmasını istediğinde kaldırmadığını, erkeğin oğlunu evde istemediğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına,100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin en ufak tartışmada kadına babasının evine gitmesini söylediğini, sürekli ağır hakaretlerde altında şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, kadının ailesine de hakaretler ettiğini, kadının elinden telefonu zorla alarak ailesi ve dış dünya ile iletişimini kestiğini, şiddet uyguladığı esnada komşuların polise haber verdiğini, kadın sığınma evine götürüldüğünü, iki gün burada kaldığını, aşırı kıskanç davrandığını, izlediği dizi ile ilgili yaptığı paylaşımı kıskançlık sebebi yaptığını, son yaşanan olayda kadına yine giziksel şiddet uyguladığını, kadını hava alanına bırakarak baba evine gönderdiğini belirterek karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, doğum gerçekleştiğinde ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, el konulan ziynet eşyaları yönünden 35.000,00 TL ve evlilik birliği süresince oluşan zararlar için 50.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî olmak üzere toplamda 85.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, gerekli gereksiz şeklide tartışma ortamı ve huzursuzluk çıkardığı, hakaret ettiği, aşağılayıcı ve küçük düşürücü söylemlerde bulunduğu, tartışma sırasında kendi ailesinin evine gitmek isterken buna engel olmak isteyen erkeğin annesinin parmağının kapıya sıkışmasına neden olduğu, pardemi döneminde erkeğin ailesinin yananda kalırken geç saatlere kadar uyumayıp ertesi gün geç saatlere kadar uyuyarak erkek ile ilgilenmediği, erkeğe küçük düşürücü söylemlerde bulunduğu, arafların Almanya'da yaşadıkları dönemde yaşanan kavga sırasında erkeği tırnaklamak ve koluna vurmak suretiyle darp ettiği, tartışma sonrasında kendi kök ailesine her seferinde gitmeye çalıştığı, hamilelik sürecinden ve doğumdan erkeği bilgilendirmediği; erkeğin ise fiziksel şiddet uyguladığı, tehdit ve hakaretlerde bulunduğu, kadının sevdiği dizi oyuncusunun resmini sosyal medyadan kaldırması için baskı uyguladığı, kadına ve çocuğa maddî ve manevî destekte bulunmadığı, başka bir kadınla sözlenme aşamasına geldiği, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, mevcut kusur durumuna göre erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu, taraflarca ileri sürülen diğer kusurların ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, karşı dava tarihinden itibaren ortak çocuk yararına aylık 1.000,00TL iştirak nafakası ve kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî 40.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet eşyası alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar, ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava tarihinden itibaren yoksulluk ve iştirak nafakalarına hükmedilmesinin ve tedbir nafakasına hükmedilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle erkeğin nafakaya ilişkin istinaf talebinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, ortak çocuk yararına doğum tarihi olan 19.02.2021 tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına dava tarihinden itibaren 1.000,00 TL tedbir nafakasına, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, karşı davanın ve ziynet alacağı davasının reddi gerektiği, kadının kusurlu olduğunun ispatlandığını, maddî ve manevî zararda bulunanın erkek olduğunu belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar, ziynet eşyası alacağının kabul edilen kısmı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, karşı davanın kabulü ile kadın yararına tazminat ve nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.