"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/260 E., 2023/550 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çınar Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/252 E., 2021/306 K.
Taraflar arasındaki boşanma, fer'îleri ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma ve ziynet alacağı davalarının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının asabi ve geçimsiz kişiliği sebebiyle en küçük sorunları bile büyüterek kavga ve tartışma ortamı yarattığını, hakaret ettiğini, rencide edici ve küçük düşürücü davranışlarda bulunduğunu, şiddet uyguladığını, davacının kayın validesiyle altlı üstlü oturduklarını, kayın validesinin de davacıyı sürekli rahatsız ettiğini, oğlunu gelinine karşı kışkırtarak fiziksel şiddete sebep olduğunu, evden kovup dışarı attığını, bu durumu gören aile büyüklerinden ...'nün davacıyı evine aldığını, yaşanan şiddet olayına ilişkin Diyarbakır 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/320 Esas sayılı dosyasında davalının yargılandığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına davacı lehine 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini, düğünde ziynet eşyası olarak takılan 1,5 metre Halep zinciri, her biri 30 gramdan 5 adet bilezik, 2 adet yüzük, 1 adet tek taş yüzük, 2 adet küpeden oluşan ziynet eşyasının aynen iadesine ve ayrıca davacıya aylık 500,00 TL nafaka ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davaya bakmaya Diyarbakır Aile Mahkemelerinin yetkili olduğunu, hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz davanın reddi gerektiğini, davacının psikolojik sorunları olduğunu bu nedenle davalıyla zaman zaman sorunlar yaşadığını, buna rağmen davalının, davacıyı sevdiğini ve boşanmak istemediğini, çocuk sahibi olamamanın oluşturduğu stres ve baskının davacıyı olumsuz etkilediğini, çocuk sahibi olmak için birçok kez hastanede tedavi gördüklerini ancak olumlu bir sonuç alamadıklarını, bu durumun davacının müvekkilinin başkasıyla evleneceğine kendisini inandırmasına ve bu sebeple tartışmalar çıkarmasına sebep olduğunu, davalının davacıya asla başkasıyla evlenmem çocuğumuz olmasa da ben seni bırakmam demesine rağmen devam ettiğini, eşinin tedavi olmasını ve eve dönmesini istediğini, davalının çalışan ve evin geçimini sağlamakla uğraşan biri olduğunu, davacının hiçbir ihtiyacını ihmal etmediğini, eşinin tüm olumsuz davranışlarına rağmen aile birliğini sürdürdüğünü, düğünde takılan altınların evlilik birliği içerisinde aile geçimi ve ihtiyaçların karşılanması amacıyla birlikte harcandığını, davacı tarafın bunu bilmesine rağmen talep etmesinin kötü niyetin göstergesi olduğunu savunmuş ve davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı erkeğin kesinleşmiş Diyarbakır 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/320 Esas ve 2018/605 Karar sayılı dosyasında davacı kadına karşı işlediği yaralama, hakaret ve tehdit suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, davalının annesi ile altlı üstlü oturdukları, davalının annesinin evlilik birliğine müdahale ettiği ve evden kovduğu, müşterek konutun manevî bağımsızlığının bulunmadığı, davacının gördüğü şiddet sebebiyle müşterek konuttan ayrılmak zorunda kaldığı, davalı erkeğin, davacı kadına atfı kabil kusurun varlığını ispat edemediği, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, boşanma davası açılmakla davacı kadın ayrı yaşamaya hak kazanmış ve kadın yararına tedbir nafakasının koşullarının oluştuğu, davacı kadının boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, ziynet eşyaları bakımından davalının yemin deliline dayandığı, davacının yemin ettiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı lehine aylık 300,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın kesinleşmesi halinde aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 15.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, maddî tazminat talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 5 adet her biri 25 gr 22 ayar bilezik (26.901,25 TL), 1 adet 1,5 metre 21 ayar 90 gram Halep kordonu (19.206,12 TL), 2 adet 22 ayar 5'er gram yüzük (2.648,98 TL), 1 adet 22 ayar 5 gram tek taş yüzük (1.310,99 TL), 1 adet 22 ayar 7 gram küpe (1.858,88 TL)'den oluşan ziynet eşyasının davalı erkek tarafından, davacı kadına aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; manevî tazminatın miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; her iki dava yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, toplanan delillerden davalı erkeğin davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ve tehdit ettiği, bu eylemlerinden dolayı yapılan yargılama neticesinde Diyarbakır 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/320 Esas ve 2018/605 Karar sayılı kararı ile erkeğin cezalandırılmasına karar verildiği, erkeğin ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, gerçekleşen bu durum karşısında mahkemenin de kabulünde olduğu üzere boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına atfı kabil herhangi bir kusurun bulunmadığı, nafaka miktarının yüksek olmadığı, manevî tazminat miktarının yüksek olmadığı, kadın vekilinin ziynetlerin aynen iadesi talebinde bulunmuş, 05.03.2020 tarihli duruşmada da talebini 51.926,00 TL olarak ıslah etmiş, erkek ise ziynet eşyalarının evlilik birliği içerisinde, kadının rızasıyla ve iade edilmemek üzere bozdurulup harcandığını savunmuş olduğu, bu durumda ispat yükü davalı erkeğe ait olduğu, ispat külfeti kendisine düşen davalı erkek dilekçeler teatisinde açıkça yemin deliline dayanmış, mahkemece ispat yükünün davalı erkeğe geçtiği değerlendirilmesi yapılarak davalıya yemin hakkı hatırlatılmış, davalı ise usulüne uygun yemin teklif etmiş, davacı kadının usulüne uygun mahkeme huzurunda yemini eda ettiği, bu durumda davalı erkek, dava konusu ziynet eşyalarının, davacı eşin rızasıyla ve geri verilmemek koşuluyla alındığını ispat edememiş olup kadının ziynet alacağı davasının kabulünün yerinde olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz başvurusunda özetle; Mahkemenin yetkisiz olduğunu, evliliğin devamı için elinden geleni yaptığını, kadının yoksulluğa düşmeyeceğini, ziynet eşyalarının davacının rızası ile birlikte harcandığını, ispat yükünün davacıda olduğunu, davacının kusurlu olduğunu, manevî tazminat şartlarının oluşmadığını ileri sürerek kararın her iki dava ve fer'îleri yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü ile kadın yararına yoksulluk nafakası ve manevî tazminat şartlarının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının yerinde olup olmadığı, ziynet alacağı davasının kabulünün yerinde olup olmadığı ve ispat noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci, 176 ncı, 220 nci ve 226 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.