"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1027 E., 2023/1040 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/482 E., 2023/153 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediğini, asabi ve geçimsiz bir kişiliğinin bulunduğunu, evlilik birliğinden doğan sorumluluklarını yerine getirmediğini, vefat eden çocuğa karşı annelik vazifelerini yerine getirmediğini, hakaretler ederek evi terk ettiğini, makasla öldürmekle tehdit ettiğini, erkeğin fiziksel, duygusal, ekonomik, görsel, sosyal şiddete maruz kaldığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu belirterek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın asıl davaya cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin engelli olan ortak çocukla ilgilenmediğini, kadına hakaret edip tehdit ettiğini, son zamanlarda sevgi ve saygı göstermemeye başladığını, bıçakla öldürmekle ve uykuda öldürmekle tehdit ettiğini, geçimsiz ve asabi olduğunu, arkadaşının olmadığını, akrabaları ile ilişkisinin iyi olmadığını, eve misafir gelmesini istemediğini, kışın misafir geldiğinde habersiz olarak doğal gazı kestiğini, her tartışmada evden kovduğunu, evde kalması halinde öldüreceğini söylediğini, evin en temel ihtiyaçlarını karşılamadığını, ortak çocuğun vefatından sonra kadının bulaşıkçılık yaparak evin ihtiyaçlarını karşıladığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; cevap dilekçesinde dayandığı vakıaları tekrarlayarak birleşen davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, ortak konutun kadına tahsisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, erkeğin ailesine soğuk davrandığı, kayınvalide ve kayınbabasına "ağzına sıçayım, yüzüne sıçayım" şeklinde hakaret içerikli sözler söylediği; erkeğin ise çocuğu ile ilgilenmediği, genel olarak çocukla kadının ilgilendiği, erkeğin engelli olan ortak çocuğu hastaneye nadiren götürdüğü, erkeğin kadını aşağılayıp, psikolojisinin bozuk olduğunu beyan edip "gerizekalı" dediği, "dayaklıksın sen seni öldürmek lazım" şeklinde sözler sarfettiği, kadını evden gönderdiği ve bir kaç gün daha ailesinin yanında kalmasını istediği, zaman zaman şiddet uygulayıp harçlık ve otobüs bileti vermediği, mevcut kusur durumuna göre erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir ve aylık 1.100,00 TL yoksulluk nafakasına, 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, ortak konutun kadına tahsisi talebinin reddine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen tazminatlar, vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı, vekâlet ücreti, ortak konutun kadına tahsisi edilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece belirlenen kusur derecesinin yerinde olduğu fakat kusurlu vakıa belirlenmesinde hata edildiği, dosya kapsamına göre erkeğin eşini tehdit ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, eşine karşı sürekli aşağılayıcı sözler söylediği, hakaret ettiği, kış ayında kadını doğal gaz yanmasın diye ailesinin yanına gönderdiği, kadının ailesinin müşterek konuta gelmesini istemediği, harçlık vermediği, kadının ihtiyaçlarını karşılamadığı; kadının ise eşine hakaret ettiği, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarının az olduğu gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesine, kadının ise kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarına, ortak konutun tahsisi talebinin reddine ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasına, 70.000,00 TL maddî ve 65.000,00 TL manevî tazminata, ortak konutun kadına tahsisine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurlu olduğunu, kadının tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, asıl davanın tüm talepleri ile kabulü ve birleşen davanın da reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen tazminatlar, vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurunun bulunmadığını, asıl davasının kabulü nedeniyle vekâlet ücretine hükmedilmesinin haksız olduğunu, hükmedilen tazminatların miktarının düşük olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat ve nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise tazminatların ve nafakaların miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, taraflarca açılan her iki davanın kabulü ile taraflar aleyhine hükmedilen vekâlet ücretinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.