Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6041 E. 2023/4473 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen maddi tazminat miktarının ve manevi tazminat talebinin reddinin hakkaniyete uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamına uygun olarak hükmedilen maddi tazminatın yeterli olduğu, manevi tazminat için gerekli şartların oluşmadığı ve temyiz aşamasında ıslah niteliğinde olmayan beyanlarla talep artırılamayacağı gözetilerek, davalı kadının temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/191 E., 2023/449 K.

KARAR : Kısmen kabul, kısmen ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Avanos Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/14 E., 2021/159 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına maddî tazminata, davalı kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; Avanos Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2011/343 Esas sayılı dosyasında boşanma davası açıldığını ve Mahkemece ret kararı verildiğini, kararın kesinleşmesinden sonra 3 yılı ... bir zaman geçmesine rağmen ortak yaşamın yeniden kurulamadığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiş, tarafların boşanmalarına karar verilmesi halinde kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkeğin davalı kadını aşağıladığı, küçük düşürücü sözler sarfettiği, eşi ve evi ile ilgilenmediği, kadına ekonomik açıdan baskı yaptığı, davalı kadının ise ev işleri ile yeterince alakadar olmadığı ve davacıyı eve almadığı, tüm bu nedenlerle davacı erkeğin davalı kadına oranla daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince boşanmalarına, davalı kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî tazminata, fazlaya ilişkin talepler ile davalı kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 09.05.2022 tarihli ve 2021/1671 Esas, 2022/949 Karar sayılı kararıyla; erkeğin daha önce açtığı ve kadının kusurunun ispatlanamadığından bahisle reddedilen boşanma davasından sonra tarafların bir araya gelmedikleri ve aralarında kadından kaynaklanan evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak yeni bir maddî vakıa ileri sürülmediği ve kanıtlanamadığından İlk Derece Mahkemesince kadına kusur izafe edilmesinin doğru görülmediği, erkeğe yüklenen kusurlardan kadını aşağıladığı veya küçük düşürücü sözler sarfettiği vakıasına ise kadın tarafından dayanılmadığından erkeğe yüklenemeyeceği, ancak erkeğe kadını kovduğu vakıası kusur olarak eklenmesi gerektiği bu durumda reddedilen boşanma davasını açmakla boşanma sebebi yaratan, eşini evden kovan, eşi ve eviyle ilgilenmeyen ve kadını ekonomik açıdan zor durumda bırakan erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına 60.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 01.12.2022 tarihli 2022/7482 Esas, 2022/9910 Karar sayılı ilamıyla; davacı erkeğin reddedilen boşanma davasını açmakla boşanma sebebi yarattığından tam kusurlu olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın lehine takdir edilen maddî tazminatın az olduğu, manevî tazminata hükmedilmesi için boşanmaya sebep olan olayların, tazminat talep eden tarafın kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması gerektiği, erkeğe ait kusurluluk durumuna göre davacı erkekten kaynaklanan ve davalı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddî bir hadisenin varlığının kanıtlanmadığını, davacı erkeğin kabul edilen ve gerçekleşen kusurlarının manevî tazminatı gerektirmeyeceği gerekçesiyle bozulmasına, tarafların diğer temyiz itirazlarının reddiyle temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla bozma ilamına uyularak; davalı kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî tazminata, davalı kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili; hükmedilen maddî tazminat miktarının az olduğunu, müvekkilinin yaşı gereği çalışacak durumu olmadığını, aylık 500,00 TL nafaka ile geçinmeye çalıştığını, halen davacı erkeğe ait olan ve üzerinde aile konutu şerhi bulunan evde oturduğunu, yakın zamanda çok zor duruma düşeceğinin açık olduğunu, 50 yıllık evliliği biten müvekkilinin manevî olarak yıkıma uğrayacağının açık olduğunu, müvekkili yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu Bölge Adliye Mahkemesine hitaben sunduğu beyan dilekçesinde de belirttikleri üzere lehine 200.000,00'şer TL tazminat ve aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakası talebinde bulunlduğunu ileri sürerek; manevî tazminat talebinin reddi, maddî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, boşanma davası olup, uyuşmazlık bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği, kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın dosya kapsamına, hakkaniyete ve bozma amacına uygun olup olmadığı, kadın tarafından maddî tazminat talebi yönünden usulünce yapılmış bir ıslahın bulunup bulunmadığı, talepten fazlasına hükmedilip hükmedilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 55 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı ve özellikle kadın yararına dilekçeler aşamasında talep edildiği kadar maddî tazminata hükmedildiğinin kanun yolu aşamasında ıslah niteliğinde olmayan beyan dilekçesi ile talebin artırılamayacağının anlaşılmasına göre; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.