Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6042 E. 2023/4489 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında ortak çocukların velayeti, kişisel ilişki tesisi ve iştirak nafakası konularında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararına uyularak verilen hükümde, bozma kararında belirtilen hususlar gözetilerek ve çocukların üstün yararı değerlendirilerek karar verildiğinden, davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/753 E., 2023/228 K.

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın ve ortak çocuklar lehine tedbir nafakasına, iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine, aksi takdirde ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 17.05.2016 tarihli ve 2015/723 Esas, 2016/415 Karar sayılı kararıyla; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 100,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 150,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 8.000,00 TL maddî ve 8.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 18.04.2018 tarihli kararıyla; Mahkemece, gerekçede davalı erkeğin ağır kusurlu olması nedeniyle boşanma kararı verilmiş olduğu ancak gerekçenin devamında tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kusur yönünden çelişki yaratıldığı, bu bakımdan gerekçenin kendi içinde çelişkili olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 31.03.2022 tarihli kararla; taraflar arasında fikir uyuşmazlıkları olduğu, birbirlerine karşı birlik görevlerini yerine getirmedikleri, davalının davacıya şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı, davacıya Kayseri de ayrı ev alınacak sözü verilmesine rağmen bu sözün yerine getirilmediği, davacı kadının doğuma gidiyorum diyerek evden ayrıldığı, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı bu şekilde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin sona ermesinde davalının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar ... ve ...'in velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 8.000,00 TL maddî ve 8.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 29.06.2022 tarihli kararıyla; Mahkemece, davacı kadına kusur olarak yüklenilen vakıaların temyiz kanun yoluna başvurulmadığından kesinleştiği, davalı erkeğe, ev alınacak sözü verilmesine rağmen ev alınmadığı, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı vakıaları kusur olarak yüklenilmiş ise de, bu vakıalara davacı kadın tarafından dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında dayanılmadığı, hakaret vakıasına ilişkin tanık beyanlarının ise soyut nitelikli olduğu, bu beyanlara itibar edilemeyeceğinden hakaret vakıasının ispatlanmadığı, bu vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, bu durumda mahkemece belirlenen tarafların gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davacı kadının, davalı erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle hükmün kusur belirlemesi yönünden bozulmasına, davacı kadın, davalı erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğundan kadın yarararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları oluşmadığından, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi yönünden hükmün bozulmasına, davacı kadın ağır kusurlu olduğundan, kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi koşulları oluşmadığı gerekçesiyle kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığına ve bu yönden hükmün bozulmasına, Mahkemece bozma öncesi verilen ilk kararda, davacı kadın yararına aylık 150,00 TL tedbir nafakasına ve ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 100,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, bu hükmün davalı erkek tarafından tamamı yönünden temyiz edildiği, bozma sonrası verilen son kararda ise davacı kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, nafakaların miktarının davacı kadın tarafından temyiz edilmeyerek, bu miktarlar yönünden davalı erkek lehine usulî kazanılmış hak oluştuğu, bu sebeple bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda usulî kazanılmış hakka aykırı olacak şekilde davacı kadın yararına ve ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakalarının arttırılmasının doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına, ortak çocukların velâyetine yönelik rapor alınmadığı ve yeterli araştırmaların yapılmadığı gerekçesiyle sosyal inceleme raporu alınması, idrak çağında olan çocukların beyanı da alınmak sureti ile toplanılan tüm deliller birlikte değerlendirilerek ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocukların menfaatine olacağı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre davalı erkeğin iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, bozmadan sonraki yargılama sürecinde alınan sosyal inceleme raporundaki tespitler, ayrılık süresince ortak çocukların annesiyle kalması, çocukların mahkeme huzurunda alınan beyanlarında anne yanında kalmak istediklerini ifade etmeleri, idrak çağında olduklarından beyanlarına itibar edilebileceği gerekçesiyle ortak çocuklar ... ve ...'in velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, kadın lehine aylık 150,00 TL tedbir nafakasına, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 100,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, şartları oluşmadığından kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadın ağır kusurlu olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, tedbir nafakasına hükmedilmesinin, velâyetin anneye verilmesinin ve çocuklar için tedbir nafakası ile iştirak nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, çocukların üstün yararı gereği görüşlerinin aksine karar verilebileceğini ve velâyetin babaya verilmesi gerektiğini, nafakaların miktarı belirlenirken erkeğin sosyal ve ekonomik durumunun, engelli halinin dikkate alınmadığını, nafaka miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, velâyet ve kişisel ilişki yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ortak çocukların velâyeti, kişisel ilişki ve iştirak nafakası noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 182, 323, 328, 330, 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ... bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı ve özellikle Dairenin 29.06.2022 tarihli bozma kararıyla boşanma hükmünün onandığı ve bu hususun kesinleştiği, bozma sonrası hükümde kesinleşen boşanma hakkında yeniden hüküm kurulmasının sonuca etkili olmadığının anlaşılmasına göre; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.