Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6048 E. 2024/3631 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası devam ederken, kadının düğünde takılan ziynet eşyalarının iadesine ilişkin açılan ziynet alacağı davasında, ziynet eşyalarının kadının rızası dışında alınıp alınmadığı ve davalının sorumlu olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, tanık beyanları ve dosya kapsamına göre ziynet eşyalarının davalının annesi tarafından alınarak babası tarafından bozdurulduğunun sabit olduğu, davacının rızası dışında elinden alındığı ve iade edilmediği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/968 E., 2023/982 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/160 E., 2023/8 K.

Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında görülen boşanma davasının derdest olduğunu, düğünün ertesi günü davalının annesinin ziynet eşyalarının güvende olmadığını ve kasaya koyacağını belirtip davacının rızası olmamasına rağmen davalının onayını alarak ziynet eşyalarını aldığını, davacının kuzeninin nişanında takmak için altınları istediğinde davalının babasının "altınları borcum olduğu için oğlumdan istedim, zor durumda kalmamam için de oğlum bana verdi, ben bu altınlar ile borcumu ödemedim, zaten oğlum rızası ile verdi, geri ödeyeceğim" şeklinde karşılık verdiğini, altınların davacıya iade edilmediğini, nişanda ve düğünde takılan ziynet eşyalarının farklı olduğunu, ziynet eşyalarının bir kısmı ile davacıya telefon alındığı ve telefon borcunun ödendiği iddiasının asılsız olduğunu, davalının abisinin düğünden bir hafta sonra olan nişanında takması için davalının annesinin ziynet eşyalarını davacıya verdiğini, nişan bitiminde tekrar aldığını belirterek davanın kabulü ile ziynet eşyalarının davacıya aynen iadesine, mümkün olmaması halinde ise fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000,00 TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiş olup ıslah dilekçesi ile de talebini 284.175,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; nişanda takılan takıların örf adet gereği düğünde de takıldığını, bunların ayrı bir takı olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, davacının düğünün ertesi günü ziynet eşyalarının kendisinden alındığı iddiasının doğru olmadığını, tarafların düğününden bir hafta sonra davalının abisinin nişanında davacının tüm ziynet eşyalarını taktığını, buna ilişkin resimler ve tanıklar olduğunu, davalının annesinin çelik kasasının bulunmadığını, davalının anne ve babasının Almanya'da yaşadığını, davacının özellikle kendi babasından korumak için ziynet eşyalarını teyzesinin kasasında sakladığını söylediğini, bir kısım ziynet eşyalarının davacının evlilikten önceki telefon borcuna ve düğünden sonra telefon almasına harcandığını, davalının babasına ziynet eşyalarını vermesinin söz konusu olmadığını, bu olayın olması halinde boşanma davasında boşanma nedeni olarak gösterilmesi gerektiğini, ancak gösterilmediğini, boşanma dosyasından da anlaşıldığı üzere davacının çok rahat hareket eden, ailesinin ve arkadaşlarının yanına giden biri olduğunu, en son da kendi rızası ile evi terk ettiğini, ziynet eşyalarının kadında olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tanığı ...'ün beyanına göre tarafların rezidansta kalmalarından dolayı davalının annesinin altınların güvende olması gerekçesiyle ile davacıdan altınları aldığı, davalının annesinin altınları saklaması için kız kardeşine verdiği, kız kardeşinin kasasında sakladığını söylediği, davacının 2020 yılı Temmuz ayında tanığın yeğeninin nişanında takmak için altınları davalının annesinden isteyince, davalının annesinin tanığı arayarak altınları kayınbabanın bozdurduğunu, kayın babanın Almanya'daki dostuna parayı gönderdiğini söylediği, tanık ....'nin de benzer beyanlarda bulunduğu, davalı taraf düğünde takılan paraların davacının icra borcu için harcandığını iddia etmiş ise de davalının tanıklarının bu yönde görgüye dayalı beyanları olmadığı, tüm dosya kapsamında bilirkişi raporuyla tespit edilen düğünde takılan para ve ziynet eşyalarının davacının rızası dışında elinden alındığının ve davacıya iade edilmediğinin sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 22 ayar 10 gr altın yüzük (5.210,00 TL), 22 ayar 10 gr altın küpe (5.210,00 TL), 22 ayar 18 gr altın bileklik (9.378, 00 TL), 22 ayar 20 gr 6 adet çeyrekten oluşan bileklik (10.420,00 TL), 22 ayar 25 gr kolye(13.025,00 TL), 14 ayar 4 gr alyans (1.656,00 TL), 14 ayar 7 gr tektaş ve beştaştan oluşan yüzük (2.730,00 TL), 22 ayar 122 gr trabzon set (63.562,00 TL), 22 ayar herbiri 25'er gr 5 adet burma bilezik(59.125,00 TL) , 22 ayar 42.50 gr set (16.575,00 TL), 22 ayar 12 gr bileklik (5.676,00 TL), 22 ayar her biri 22'şer gr 2 adet bilezik (20.812,00TL), 900 Euro (8.316,00 TL), 1.250,00 TL, 20 adet çeyrek altın (16.100,00 TL), 11 adet cumhuriyet altını (35.420,00 TL), 6 adet yarım altın (9.660,00 TL) aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde toplam bedeli olan 284.125,00 TL’nin 50.000,00’nin dava tarihinden, kalan 234.125,00 TL’nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece dava dilekçesinde anlatılmayan hususlarda karar verilmesinin doğru olmadığını, davacının dava dilekçesinde kuzeninin nişanı için altınları takmak istediğini belirttiğini ve kendisine verilmediğini belirttiği, ancak davalı tanıklarının beyanlarında nişanda altınların kadının üzerinde görüldüğünü, tanık beyanlarının birbiri ile çeliştiğini, taraflarından sunulan davalının abisinin nişanında çekilen resimlere üstünlük tanınması gerektiğini, kadının düğünden sonra da altınları takmaya devam ettiğini, davacının iddia ettiği gibi düğünden bir gün sonra ziynet eşyalarının elinden alınması durumunun olmadığını, ziynet eşyalarını düğünden 1,5 ay sonra da üzerinde gören tanık beyanının mevcut olduğunu belirterek davanın kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık beyanlarından ziynet eşyalarının davalının annesi tarafından "ziynet eşyalarını kasaya koyacağım, siz de güvende değil " denilerek düğünden sonra alındığı, ancak 1 hafta sonra davalının kardeşinin nişanında geri verildiği, nişan merasiminden bir müddet sonra tekrar davalının annesi tarafından alındığı, daha sonra da davalının babası tarafından bozdurulduğu anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ziynet alacağı davasının ispatlanıp ispatlanmadığı, davanın kabulünün yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.