"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/354 E., 2023/1067 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ayancık Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/173 E., 2022/268 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının reddine, erkeğin zina hukuki nedenine dayalı davasının reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun esastan reddine ve kadının başvurusunun kısmen kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, bağımsız konut tahsis etmediğini, aile içerisinde ekonomik sorunlar nedeniyle çatışmaların ortaya çıktığını, sürekli hakaret ve küfür ettiğini, sürekli müvekkilinin kafasına vurarak şiddet uyguladığını, cinsel ilişkiye zorlayarak cinsel şiddet uyguladığını, boşanmak istediğini söyleyen müvekkilini ve çocukları öldürmekle tehdit ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, kadınbın birlik görevlerini yerine getirmediğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkiline yönelik asılsız suçlamalar ile çocukları ve ziynet altınları alarak evden ayrıldığını, çocuklar ile müvekkilini görüştürmediğini iddia ederek; kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine ve erkek yararına ,dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkek eşin kadına karşı açtığı zina hukuki nedenine dayalı boşanma davasını ispat edemediği, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının, ..... İsimli kişiye çıplak görüntülerini gönderdiği, sadakat yükümlülüğünü ihlal edecek nitelikte tekliflerde bulunduğu, davalı erkeğin başkaları ile ilişkisi olduğuna dair iftira attığı, erkek eşe kadın tarafından izafe edilen kusurları ispat edemediği, erkek eşe izafe edilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kadının tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağır kusurlu kadının tazminata ve yoksulluk nafakasına hak kazanamayacağı, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının ve erkeğin zina hukuki nedenine dayalı davasının reddine, erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar 'ın velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocukların her biri yararına aylık 250,00 TL tedbir ve aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, erkek yararına kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 15.000,00 TL manevî tazminata ve kadının maddî ve manevî tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kendi davası ve eklerinin reddi, koca yararına hükmedilen manevî tazminat, iştirak nafakası miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle;zinaya dayalı davasının reddi, manevî tazminatın miktarı ve velâyet yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi'nce erkek eşe kusur yüklenmemiş ise de; kadının vakıa olarak dayandığı ve tanık beyanlarıyla ispatlanan kadına karşı şiddet uyguladığını, tehdit ve küfür ettiği vakıalarının erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, gerçekleşen kusur durumuna göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda başka bir erkeğe çıplak görüntülerini gönderen, sadakat yükümlülüğünü ihlal edecek nitelikte tekliflerde bulunan, erkeğin başkaları ile ilişkisinin bulunduğuna ilişkin iftiralarda bulunan kadın ile, kadına karşı şiddet uygulayan, tehdit eden, küfür eden erkek eşin eşit kusurlu oldukları, kabul edilen kusur durumuna göre kadının da davasının kabul edilmesi gerektiği, eşit kusurlu olan tarafların birbirlerinden maddî ve manevî tazminat alamayacağı ve kadının her hangi bir işte çalışmadığı, düzenli gelirinin olmadığı ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması nedeniyle hakkında yoksulluk nafakası şartlarının oluştuğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakası miktarlarının az olduğu ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; kadının kusur belirlemesi boşanma davası ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, erkek lehine hükmedilen manevî tazminatın kabulü, ortak çocuklar için hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile kusur belirlemesi gerekçesinin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, erkeğin manevî, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine erkeğin tüm kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının davasının kabulü, erkeğin zina hukuki nedenine dayalı boşanma davasının reddinin doğru olup olmadığı, kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat nafakalar ve velâyet noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 182 nci maddesi, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 12 nci maddeleri. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece, tarafların kusur belirlemesine yönelik olarak; kadının dava dilekçesi kapsamındaki iddialarını ispat edemediği ve erkek eşe izafe edilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, kadının ise Fuat .... isimli kişiye çıplak görüntülerini gönderdiği, sadakat yükümlülüğünü ihlal edecek nitelikte tekliflerde bulunduğu ve erkek eşin başkaları ile ilişkisi olduğuna dair iftirada bulunduğu evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kadının tam erkek eşin ise kusurlu olduğu yönünde karar vermesi karşısında, kararın taraf vekillerince kusur tespiti ve her iki tarafın kabul edilen ve reddedilen diğer yönlere ilişkin itirazlarının değerlendirilmesi için, istinaf kanun yoluna başvurdukları, Bölge Adliye Mahkemesi'nce; kusur tespitine ilişkin olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda başka bir erkeğe çıplak görüntülerini gönderen, sadakat yükümlülüğünü ihlal edecek nitelikte tekliflerde bulunan, erkek eşin başkaları ile ilişkisinin bulunduğuna ilişkin iftiralarda bulunan kadın ile, kadına karşı şiddet uygulayan, tehdit eden, küfür eden erkek eşin eşit kusurlu oldukları yönünde kusur gerekçesinin düzeltilmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda; kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğunun kabulü gerektiğinden tarafların eşit kusurlu olduğu yönündeki karar yerinde görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
3. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen az kusurlu erkek eş yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken erkeğin manevî tazminat talebinin reddi yerinde görülmemiş ve kararın bozulmasını gerektirmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesinin birinci fıkrasına göre, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebilir. Davacı-davalı kadın boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olup, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluşmamıştır. Bu nedenle, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkeğin manevî tazminat talebinin reddi ve kadın eşin yoksulluk nafakası talebinin kabul edilmesi yönlerinden BOZULMASINA,
2.Davalı-davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.