"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/398 E., 2023/699 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Terme 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/2 E., 2022/205 K.
Taraflar arasındaki eylemli ayrılık nedeni ile açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; davacının Terme 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2016/260 Esas-2017/170 Karar sayılı dosyada boşanma davası açtığını, davanın reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, ret kararının kesinleşmesinden bu yana üç yıl geçtiğini, bu süre içerisinde tarafların tekrar bir araya gelmediklerini ve evlilik birliğinin yeniden kurulamadığını iddia ederek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin son fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın ve vekilinin ibra ettiği cevap dilekçelerinde özetle; kadının boşanmak istemediğini, erkeğin halk arasındaki tabir ile üzerine kuma getirdiğini ve bunun üzetine kadını evden attığını beyan ederek, davanın reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların Terme 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/260 Esas 2017/170 Karar sayılı kararı ile açılan boşanma davasının reddine karar verildiği ve kararın 26.12.2017 tarihinde kesinleştiği, dinlenen taraf tanıklarının beyanlarına göre taraflar son 3 yıldır fiili birliktelik yaşamadığı ve ortak hayatı devam ettirici nitelikte herhangi bir davranışta bulunmadıkları, tarafların ayrılmasında reddolunan dava nedeniyle davacının kusurlu olduğu, kaldı ki cevap dilekçesi ile ileri sürülen davacının resmi nikahsız olarak başka bir kadınla evli olduğu ve kendisini attığı vakıalarının dinlenen taraf tanık beyanları ile sabit olduğu, bu nedenle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği anlaşıldığından davacının tam kusurlu olduğu, davalıya yüklenebilecek bir kusur olmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin son fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararı boşanma yönünden istinaf etmediklerini, nafaka ve tazminat miktarlarının günümüz ekonomik koşullarına göre oldukça düşük olduğunu beyan ederek, kadın yararına hükmedilen nafaka miktarları ile tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kadın yararına hükmedilen nafakaların miktarları ile tazminat miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen eylemli ayrılık nedenine dayalı boşanma davasında kadın yararına hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkrası hükümleri, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3.Somut uyuşmazlıkta tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının davalı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat yönlerinden BOZULMASINA,
3.Davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.