Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6105 E. 2024/4222 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranları, velayet, iştirak nafakası ve tazminat miktarlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin yatağını ayırma ve ekonomik şiddet uygulama gibi kusurlu davranışlarının da değerlendirilmesi, çocuğun ihtiyaçları ve tarafların ekonomik durumları gözetilerek daha yüksek iştirak nafakasına hükmedilmesi, hakkaniyet ve tarafların kusur oranları dikkate alınarak daha yüksek maddi ve manevi tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, iştirak nafakası ve tazminat miktarları yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1406 E., 2023/11 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/252 E., 2020/516 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı erkeğin müvekkilini arkadaşlarının ve ortak çocukların önünde azarladığını, müvekkili kötü bir eş kötü bir ev hanımı ve kötü bir anne olmakla itham ettiğini, yatağını ayırdığını ve müvekkil ile iletişimini sonlandırdığını, mutsuz olduğunu ve boşanmak istediğini söylediğini, başka bir kadın ile mesajlaştığını, evlendiği günden itibaren yükümlülüklerin bir çoğunu ihlal ettiğini, bunun yanında sadakatsizliği ve müvekkile karşı olan saygısız ve agresif davranışları nedeni ile evlilik birliğinin çekilmez hale getirdiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 3.500,00 TL tedbir ve iştirak, davacı kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, davacı kadın yararına, 250.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile zina sebebi ile olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin evlilik birliğinin devamında maddî ve manevî çok yıprandığını, kadının güven sarsıcı davranışları olduğunu, boşanma hazırlığı yaptığını, evin kilidini değiştirtiğini iddia ederek tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babalarına verilmesine, erkek yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin sadakatsiz olduğu, sık sık küserek yatağını ayırmayı alışkanlık haline getirdiği, zinanın ise ispatlamadığı, davacı kadının kusurlu davranışının ispatlanamadığı, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, davacı kadının düzenli geliri olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceğinden yoksulluk nafakası koşullarının oluşmadığı, sosyal inceleme raporları ile çocuğun yaşı dikkate alındığında ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesinin çocuğun üstün yararına olacağı, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, çocuk yararına iştirak nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile kadının zina sebebine dayalı açılan davasının reddine, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile açılan davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkek tarafından harcı yatırılarak usulüne uygun olarak açılmış bir karşı davası olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, tarafların ortak çocuğunun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için takdir olunan tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşme tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına takdir olunan tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı kadın yararına 70.000,00 TL maddî ve 70.000,00 TL manevî tazminata, davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, zina sebebi ile açılan davada erkek yararına, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile açılan davada kadın yararına vekâlet ücretine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; zina nedeniyle boşanma davasının reddi nedeniyle karşı taraf lehine vekâlet ücreti takdiri ile çocuk lehine takdir edilen iştirak nafakasının az olması ve gelecek yıllardaki artış oranının belirlenmemesi ayrıca katılma yolu ile tazminat miktarları yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, velâyet yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda güven sarsıcı davranışta bulanan erkeğin ağır, evin kilidini değiştiren kadının az kusurlu olduğu, Mahkemenin kusur tespitinin doğru olmadığı ancak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi koşulları oluştuğundan kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmakla birlikte tazminatların miktarlarının kadının da kusurunun olması nedeniyle fazla olduğu, boşanma davasında terditli olarak birden fazla hukuki sebebe dayanmış ve bunların bir kısmı reddedilmiş olmakla davalı erkek yararına vekâlet ücreti verilmesinin doğru olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, davacı kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, birden fazla sebebe dayalı olarak açılan davada reddedilen zina talebine yönelik kendini vekil ile temsil ettiren erkek yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, iştirak nafakası ve tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve velâyet yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, boşanma davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesinin çocuğun üstün yararına, yaşına, gelişimine uygun olup olmadığı, çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkeğin tüm, davacı kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında ayrıca davalı erkeğin küserek yatağını ayırmayı alışkanlık haline getirdiği ve kadının maaş kartını uhdesinde bulundurup ekonomik şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Davalı erkeğe bu kusurların da yüklenmesi gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocuk 01.02.2014 doğumlu Batu'nun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

4.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları, iştirak nafakasının miktarı ile kusur belirlemesi yönlerinden BOZULMASINA,

2.Davalı erkeğin tüm, davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.