Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6126 E. 2024/2715 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusurun kimde olduğu, boşanmaya karar verilip verilmeyeceği, nafaka ve tazminat takdiri ile miktarlarının uygunluğu hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin ikinci evliliğini yapması, davacıya şiddet uygulaması, ilgisiz kalması ve maddi destek sağlamaması gibi nedenlerle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadının ise kusurunun bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1135 E., 2023/322 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Harran Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/505 E., 2021/1196 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1-Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalı ile 5 yılı aşkın süredir ayrı oldukları, davalının ikinci evliliğini yaptıktan sonra şiddetli geçimsizlik yaşadıkları, davalının kendisini deyim yerindeyse terk ettiği ve davacıyı tek başına yaşamaya zorladığı, çevresindeki insanların yardımı ile yaşadığı maddî olarak sıkıntı yaşadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2-Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; davalının birlik görevini yerine getirmediğini, davalının davacıya psikolojik şiddet uyguladığını, toplum içinde aşağıladığını ve darp ettiğini, başka kadınla dini nikah yaparak aldattığı, bu süre içinde davacıya maddî ve manevî destek vermediği, kötü muamelede bulunduğu, davacıyı hizmetçi olarak gördüğü, söz hakkı tanımadığı, ilgisiz davrandığı, davalının dini nikahlı eşi ve çocuklarına hizmet etmeye zorladığı davacının bunu kabul etmemesi üzerine davacıya fiziksel şiddet uygulayıp kapının önüne koyduğu, davacının abisinin yanına sığındığı davalının davacının yanına gelip yine fiziksel şiddet uyguladığı, davalının davacıya hiç bir zaman harçlık vermediğini, tarafların yaklaşık 6 yıldır ayrı yaşadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve nafakanın gelecek yıllarda ekonomik sosyal duruma göre ne şekilde ödeneceğinin karara bağlanmasına, 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; davacının kendi isteğiyle evli barklı çocuklarının evinde ikamet ettiğini, ikinci evliliğinin 12 yılı aşkın süredir var olduğunu, bu evliliği yaptıktan sonra davacıdan 2 tane çocuklarının olduğunu, davacının psikolojisinin ve akıl sağlığının yerinde olmadığını, bu nedenle kötü niyetli kardeşi tarafından yönlendirildiğini iddia ederek kadının davasının reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında özetle ile; davalının ikinci evliliğini gerçekleştirdikten sonra davacı ile yaşamaya devam ettiğini bu durumun zamanla sorun haline geldiği, bir çok kez tartışmalar yaşandığı, davalı kocanın ikinci evliliğini yaptıktan sonra eşi ile yeterince ilgilenmediği, onu ilgisiz bıraktığı, tanıklarının anlatımına göre fiziksel şiddete dahi başvurduğu, en son ki tartışmada davacının darp edildiği ve ailesinin yanına gitmek zorunda kaldığı, o tarihten bu yana kendisine tahsis edilen odada yaşamını sürdürdüğü, ihtiyaçlarının ailesi ve çevresi tarafından karşılandığı, eşinin herhangi bir katkı sunmadığı, burada kadına yüklenen "evi terk ettikten sonra geri eve dönmeme" vakıasının, erkeğin kusurlu davranışları karşısında doğal tepki sınırlarını aşmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda, davalı kadının herhangi bir kusurunun ispatlanmadığ, eve bir başka kadını getirmek suretiyle sadakat yükümlülüğünü ihlal eden ve davalı eşine fiziksel şiddet uygulayan erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu, davacı kadının kusurunun bulunmadığının kabulü gerektiği, bir kısım davalı tanıkları tarafların ortak çocuklarının evlilikleri sırasında dayılık hakkının ödenmemesi ve çeyiz alışverişi sebebiyle aralarında anlaşmazlık çıktığını davacının kendi isteğiyle ailesinin yanına gittiğini belirttikleri ancak söz konusu tanık anlatımlarının dosya kapsamına uygun düşmediği, tanık anlatımlarına itibar edilmediği, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesinin üstün yararlarına olacağı gerekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının boşanmak istemediğini ve kusurunun bulunmadığını, davacının kusurlu olduğu gerekçeleri ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda tüm talepler yönünden davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının boşanmak istemediğini ve kusurunun bulunmadığını, davacının kusurlu olduğunu, davacı eşin boşanma talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini ayrıca aylık 1000,00 TL tedbir nafakasının reddine, yoksulluk nafakasının reddine, 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminatın reddine karar verilmesini talep ederek Bölge Adliye Mahkemesinin kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ıncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.